Kartım tradutor Francês
7,349 parallel translation
Sana kartımı vereyim.
Laissez-moi vous donner ma carte.
Gülüyorsun ama halâ Amerikan Pulculuk Topluluğu... üye kartım var.
Tu te moques, mais j'ai toujours ma carte de membre du Cercle des Philatélistes américains.
Bu benim Paradisa üyelik kartım.
C'est ma carte de membre du Paradisia.
Birisi zamanında faturaları ödemediği için kredi kartımızdaki gecikmiş harçlara ne demeli?
Et à propos des honoraires sur notre carte bancaire parce que quelqu'un n'a pas payé la facture à temps?
Eğer başka sorunuz olursa, bu benim kartım.
Si vous avez d'autres questions, voici ma carte.
Will'in kartını almak uğraştığın ama benim kredi kartımı aldığında giydiğin kıyafetten bahsediyoruz.
La combinaison que vous portiez quand vous êtes allée chercher le badge de Will mais vous avez pris ma carte à la place.
Kartımı verdim bile.
Je leur ai donné ma carte.
Kartım Chase Saph. Yani restoranlarda kullandığım zaman...
C'est une "Chase Saph", ce qui veux dire que quand je l'utilise au restaurant,
- Kredi kartımı denediniz mi?
Avez-vous essayé ma carte de crédit?
Saçmaların çoğunu çıkartım bence.
J'ai retiré la plupart des plombs.
Sigorta kartınız yanınızda mı?
Vous avez votre carte d'assurée avec vous?
Biraz kart oynayalım!
Un jeu de cartes!
Biraz kart oynayalım, ne dersin?
Que dirais-tu d'une partie de gin rami?
Hadi kart oynayalım.
Allé. Joues aux cartes avec moi.
Kart saklamış mı diye yastığının altına baktın mı?
Avez-vous vérifié sous son oreiller qu'il n'y a pas de cartes sécrètes?
Her gün sınırlarımızı zorluyor. İçimizdeki iyilik ve kötülükleri dışarı çıkartıyor.
Chaque jour, il teste nos limites, faisant ressortir le meilleur et le pire en nous.
Bana bu kartı işten hemen önce verdi, ve uzun bir süre boyunca, onu tanıdığımı düşündüm.
Il m'a donné sa carte juste avant le job, et tout le temps, je pensais qu'il savait.
Öğrenmiş bulunmaktayızki Schwarzenegger Bu akşamki etkinliğe katılmayacak Biz onun kartını yanlış okumuşuz.
Nous venons d'apprendre que M. Schwarzenegger ne sera pas présent à l'événement, nous avons mal lu son coupon réponse.
Başka bir cadım olduğunu nereden çıkartıyorsun?
Qu'est-ce qui te fais penser que j'ai une autre sorcière?
Benden epey hoşlanıyor, belki de bu sebepten geceyi sağ çıkartıp çıkarmayacağın... konusunda sen biraz endişelensen iyi olur.
Il m'aime bien, alors peut-être tu devrait être celui qui doit s'inquiéter si vous faites cela pendant la nuit.
Ben "çıkartıp masaya koymadım"
J'ai pas inventé "la bite sur la table"
Ve baştan çıkartıcı gülümsemesiyle gülümsedi.
Et il m'a souri avec ce grand sourire charmeur.
Hakem önüme çıktı ve mahkeme kartını yüzüme gösterdi.
Le juge des référés s'est interposé, et m'a jeté un grand jury au visage.
Kredi kartı bile kabul etmiyor amına koyduklarım.
Ils ne prennent même pas les cartes de crédit.
Ben, bağlantımızı kaybetmeden önce Seraphim'den gelen verileri çıkart.
Montre les données du Seraphim avant qu'on perde le contact.
Birkaç sene boyunca Noel kartı yollarım size sonra da benim için bitersiniz yani.
Deux-trois cartes de Noël et je vous oublie.
Her gün sınırlarımızı zorluyor. İçimizdeki iyilik ve kötülükleri dışarı çıkartıyor.
Chaque jour, il teste nos limites, faisant ressortir le meilleur et le pire en chacun de nous.
Her gün sınırlarımızı zorluyor. İçimizdeki iyilik ve kötülükleri dışarı çıkartıyor.
Chaque jour, il teste nos limites, faisant apparaître le meilleur et le pire en nous.
Her gün sınırlarımızı zorluyor. İçimizdeki iyilik ve kötülükleri dışarı çıkartıyor.
Chaque jour, il teste nos limites, révélant le meilleur et le pire en nous.
Her gün sınırlarımızı zorluyor.. İçimizdeki iyilik ve kötülükleri dışarı çıkartıyor. 7 00 : 00 : 18,790 - - 00 : 00 : 20,860 Bazıları burada sonsuza dek sıkıştığımızı söylüyor..
Chaque jour, il teste nos limites, révélant le meilleur et le pire de nous.
Ben, arama emri ve cep telefonu için de takip izni çıkart. - Ben yaparım.
Ben, met un avis de recherche et obtient un mandat pour tracer son téléphone.
- Acaba kartın var mıydı?
Hé, vous avez une...
Yerinde olsam silahımı çıkartır ağzıma sokar ve tetiği çekerdim.
Si j'étais toi, je mettrais ce flingue dans ma bouche et j'appuierais sur la détente.
Aşkta şanssız olman en azından kart oyunlarında şanslı olacağın anlamına geliyor. - Demek öyle! - Dediğin gibi bu gece şansın yok.
Mais rien de ce que vous me faites dire maintenant va changer le fait que c'est la femme qui m'a kidnappée de mes vrais parents quand j'avais trois ans, juste pour me droguer et faire la même chose 13 ans plus tard.
Bir kart olsaydı : "Seni seviyoruz şimdi git başımızdan." yazardı.
S'il y avait eu une carte, il y aurait Écris, "on t'aime, maintenant pars."
Ben seni çıkartırım.
Je vais vous faire sortir.
Bizi buradan çıkart ki Korra'yı kurtaralım.
Fais-nous sortir pour sauver Korra!
Siz herkesi buradan çıkartın. Ben gidip Korra'yı arayacağım.
Évacuez tout le monde, je vais chercher Korra.
Bu kartı oynadığın ilk sefer, bana ve ailemize yalan söyledin.
Tu l'as déjà utilisée quand tu m'as dit... Tu m'as menti à moi et à ta famille.
Çıkart bakalım.
Tu fais ça.
Seni kürsüye çıkartır, içeri attırırım.
Je te ramènerai au banc de touche,
Sana CVS'ten bir kart çalmıştım ama buraya gelirken kaybettim.
Je t'avais piqué une carte mais je l'ai perdue en venant.
Üniformamı artık çıkartır mısın?
Tu pourrais enlever mon uniforme, maintenant?
Masanın altında kart mı saklıyordun?
Tu caches des cartes sous la table?
Kredi kartı kullanımı uçak ve otobüsleri araştırdı.
Il a fouillé les relevés de compte, les avions, les bus.
Hayır. Çünkü ben eserlerin olduğu odadaydım ve ben... Giriş kartı.
Non, parce que j'étais dans la salle des artefacts et je n'étais... carte magnétique.
Çaldığım o giriş kartını kullandım.
J'ai utilisé cette carte volée.
Tamam, tamam. Bir kredi kartına ve bir kimlik numarasına ihtiyacım var.
Il me faut une carte de crédit et une identité.
Kart masalarını temizledim ama barbutta tosladım.
J'ai nettoyé la table de cartes. Je me suis fait tué au craps.
Noterde işi bitirir, size kopya çıkartır, evrakları merkeze yollarım.
Je finirai de les certifier, ferai des copies et enregistrerai le transfert.
Herhangi bir hasar durumunda dosya için kredi kartınıza ihtiyacımız var.
On a besoin d'une carte au cas où il y aurait un problème.