Kaspar tradutor Francês
168 parallel translation
HERKES KENDİ İÇİN YAŞAR VE TANRI HERKESE KARŞIDIR
CHACUN POUR SOI ET DIEU CONTRE TOUS L'ENIGME DE KASPAR HAUSER
Kaspar Hauser.
Kaspar Hauser.
Ayağa kalk Kaspar, ayağa!
Allons, debout Kaspar!
Kucağına alsana Kaspar, çekinme.
Prends-le Kaspar. N'aie pas peur.
Kaspar, Kimsesiz!
Kaspar, l'abandonné.
Sağ ol, Kaspar!
Merci, Kaspar!
Kaspar Hauser bu güzel şehrin meydanında bulundu ve bugün, gördüğünüz üzere, karşımızda duruyor.
Kaspar Hauser... a été trouvé sur la place de cette ville tel qu'il se trouve devant nous.
Kaspar, geri gel!
Kaspar!
Kaspar, neyin var?
Qu'as-tu?
Çok kısa bir süredir dünyadasın, Kaspar.
Tu as encore tout devant toi.
Bu kısa iki yıl boyunca benimle birlikteydin ve çok şey öğrendin.
Regarde, Kaspar. En deux ans, depuis que je t'ai recueilli, tu as tant appris.
Hayır, Kaspar. Bu doğru değil.
Non, Kaspar, ça ne va pas.
Kaspar, esasen bilmek istediğimiz ;..
Nous aimerions savoir quelque chose...
Hayır, Kaspar. Dini makaleler daha önemli. Ayrıca, konuşurken parmaklarını birbirine bastırmaktan da vazgeç!
La foi, c'est important, et tu dois ne plus presser ton pouce contre l'index.
Bak, bu seneki mahsül.
Regarde, Kaspar. Ces pommes sont de l'année dernière.
Zaman yaptı, Kaspar.
Le temps fait cela.
Kaspar, elmalar yorulmaz.
Une pomme n'est pas fatiguée.
Buraya gel, Kaspar, seyret!
Viens Kaspar, regarde!
Ama Kaspar...
Enfin Kaspar!
Bunları Bay Daumer'e sormalısın, Kaspar.
Demande donc à Monsieur Daumer.
Gerçekten ilerleme kaydediyorsun, Kaspar.
Tu as fait des progrès.
Ama Kaspar!
Enfin, Kaspar!
Bir soru hakkın var, Kaspar yalnızca bir, problemi mantıken çözebilmen için.
Tu as la possibilité, Kaspar, avec une seule question, de résoudre ce problème.
Soru aklına gelmiyorsa cevabı söyleyeceğim.
Kaspar, si tu ne le sais pas... je vais te le dire :
Bugün için terziyi çağırma nezaketinde bulunur musun?
Passez voir le tailleur au sujet de l'habit de Kaspar.
Kaspar'ın yarın yeni bir cekete ihtiyacı olacak.
- Il en a besoin demain. - Oui, j'irai aujourd'hui.
Hatıra kitabı hazırlıkların nasıl gidiyor, Kaspar?
Continue à écrire ton autobiographie. Où en es-tu?
Bu senin için harika bir başlangıç olur, Kaspar.
Ce serait un grand bonheur pour ton avenir.
Hamiliğini üstlendiğim genci tanıştırayım, Kaspar.
J'ai le grand plaisir de vous présenter Kaspar, mon jeune protégé.
Kaspar, güzel ev sahibemiz.
Kaspar, voici notre charmante hôtesse.
Size hamiliğini üstlendiğim genç Kaspar'ı tanıtayım.
Permettez-moi de vous présenter Kaspar.
Seni belediye başkanı ve eşiyle tanıştırayım.
Kaspar, je voudrais te présenter à monsieur le Maire et son épouse.
Tanıştığıma memnun oldum, Kaspar.
Heureuse de vous connaître.
Ama hepimiz seni çok seviyoruz, Kaspar.
Tu es bien, ici, tout le monde t'aime.
Birşey mi söyleyecektin?
Kaspar, tu voulais parler. N'aie pas peur.
Daha iyi hissediyor musun, Kaspar?
Tu te sens mieux, maintenant?
Kaspar birazcık halsiz düştü.
Kaspar a simplement été pris d'un léger malaise.
Bu da ne demek oluyor, Kaspar?
Que se passe-t-il, Kaspar? Que fais-tu?
Kaspar, içeri dönmek zorundayız.
Kaspar, il faut retourner à l'église.
Anlat bize, Kaspar.
Alors parle, Kaspar.
Kaspar, evladım,..
Kaspar, mon fils...
Bu, şu an önemli değil.
Mais Kaspar, ça ne fait rien.
Kaspar Hauser'in beyninde ve ciğerinde biçim bozukluğu bulundu!
Je dresserai un procès-verbal sur les difformités découvertes chez Hauser.
Mösyö Poussin, bu Kaspar Weiss.
Monsieur Poussin. Voilà Kaspar Weiss.
Merhaba Kaspar.
Bonjour Kaspar.
Kaspar, Şunu bilmelisin ki, eğer istemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin.
Nous voulons que tu saches... Tu n'as pas à le faire si tu ne veux pas.
Üstad Poussin ve evlatlığı Kaspar Weiss.
Maître Poussin et son protégé, Kaspar Weiss.
... size kardeşlerimiz adına teşekkür etmek istiyoruz. Kaspar'a karşı gösterdiğiniz büyük cömertlik için.
Au nom des frères je veux vous remercier de la bonté dont vous avez fait preuve envers Kaspar.
Dinle, şu an seninle konuşmak istediğim... bütün bunlar değil.
Jimmy, c'est Kaspar. J'écoute. Je dois lui parler immédiatement.
Kaspar diyelim ki bu bir köy.
Imagine...
Kaspar Weiss! Keman!
Kaspar Weiss, violon!