Kaçacağım tradutor Francês
480 parallel translation
Kaçacağım.
( Langue mari ) Savatat Kurjat
Buradan kaçacağım!
Je sortirai d'ici!
Bu yüzden beni öldürseler bile kaçacağım!
Même s'ils doivent me tuer pour cela!
- Zilini çalıp kaçacağım.
- Sonner chez lui et partir en courant.
Sıradan bir suçlu gibi mi kaçacağımı sandın?
Vous croyez que je m'échapperais comme un vulgaire criminel?
Beni yakalayamasınlar diye kaçacağım.
Partir pour qu'ils me pincent pas.
Seninle birlikte kaçacağım için mutluyum.
Dans le fond, tu vois, je suis content de partir avec toi.
İlk serenat yapan kişiyle kaçacağım.
Je suivrai un ménestrel!
Teneke cenaze arabasında kaçacağıma burada kalıp dayanırım daha iyi.
Je préfère résister que de m'enfuir dans ce corbillard de fer-blanc.
Mahkeme sırasında ona karşı içimde nefret büyüdü ve beni hapse mahkum ettiğinde bir gün kaçacağıma ve onu öldüreceğime dair söz verdim.
- Pendant le procès, je me suis mis à le haïr. Quand il m'a envoyé en prison, je me suis fait la promesse de m'évader et de le tuer.
Kaçacağım!
Je vais partir!
Tek başıma kaçacağım.
Je pars toute seule.
Doğrudan üzerime doğru yürüdükleri için beni görmesinler diye karşılarına çıkmadan nasıl kaçacağımı düşünüyordum.
Tout que je pensais c'était de m'éloigner de leur chemin. pour qu'ils ne me voient pas, car ils se dirigeaient vers moi.
Dış dünyaya kaçacağım, Tiko'yu bulacağım ve onunla öleceğim.
Je m'enfuirai pour rejoindre Tiko et mourir avec lui.
Bana güvenmiyor musun? Kaçacağımı mı sanıyorsun?
T'as peur que je me débine?
Neden kaçacağım ki?
Devant quoi fuirais-je?
Panik içinde kaçacağımı filan sanıyordum.
Je pensais être paniquée, prise d'un désir de fuite.
Yabancı bir şehre kaçacağım.
Je vais me faire oublier dans une autre ville.
Bu çöplükten kaçacağım. Gimbels mağazasında bile tutamadılar beni, burası ne ki?
Je vais me tirer d'ici, comme je me suis tiré de Gimble.
Hâlâ yapabiliyorken, bu yıldırımdan kaçacağım.
Cherchons vite un refuge.
Ayaklarım düzelir düzelmez ondan daha hızlı kaçacağım.
Dès que je récupère mes jambes, je le dépasse.
- Kaçacağım.
- M'enfuir!
- Sanki paranı alıp kaçacağım. - Önemli adam.
Maintenant je m'enfuis avec son argent.
Bir şeye başlayacağım eğer olmazsa kaçacağım.
Je commençais quelque chose, si ça ne marchait pas, je partais.
Kaçacağım. Iris!
Je m'enfuirai.
O askeri okuldan da kaçacağım yetiştirme yurdundan kaçtığım gibi.
Soyez tranquille, j'y resterai pas longtemps dans votre boîte. Je me suis sauvé de l'asile d'entrants, je me sauverai de l'école militaire.
"Nenemden kaçacağım, ve dedemden de..."
Je me suis bien sauvé de chez mes grands-parents.
Nasılsa kaçacağım, eğer gitmeme izin vermezsen.
Je vous jure que je me sauve si vous voulez pas me laisser partir.
Kaçacağım, evet kaçacağım.
Je vais m'enfuir! Voilà, ce que je vais faire.
Bu yüzden de öğleden sonra Soriano'ya kaçacağım sanırım. Belki gece de kalırım.
Je vais faire un tour à Soriano et passer la nuit là-bas.
Gennosuke, "İsmin ve gururun canı cehenneme," "durmaksızın kaçacağım," dedi.
Gennosuke a dit qu'il n'avait plus ni fierté, ni nom et qu'il fuirait jusqu'au bout.
Eminim Bay Beauchamp ile konuşacağınız işler vardır konuşmanız yüzünden ağrımadan, ben şiddetli baş ağrımdan kaçacağım.
Je suis sûre que M. Beauchamp et toi devez parler affaires. Je vais prétexter une migraine avant que votre discussion ne m'en donne une.
Tekrar kaçacağım.
Je m'enfuirai encore.
Sırtını sıvazlayacak kadar yakındayım. Yapamayacağımı düşündüğüm zaman o kadar hızlı kaçacağım ki göremeyeceksin bile.
Quand je réaliserai que je n'y arriverai pas, je m'évanouirai dans la nature.
Galiba fikirleriyle birlikte buradan kaçacağım.
Je vais devoir faire comme ils disent.
Maab, kaçacağım.
Maab, je vais prendre la fuite.
Pekâlâ, devam edelim. Kaçacağım şimdi.
Et dire que j'ai une femme et un enfant!
Öyle ya da böyle buradan kaçacağım.
Je m'enfuirai, d'une façon ou d'une autre.
Adamın "Hüzünlü Bebek"'i çalmaktan bıkıp kaçacağını sandım.
J'espérais que le gars allait jouer "Melancholy Baby."
- Ve halkını mı terk edeceksin? - Hayır, kaçacağını sanmıyorum.
En laissant ton peuple?
Kaçacağız ve bu bizim tek şansımız.
Nous fuyons et c'est notre seule chance.
Kaçacağını düşündüm, sarı göbekli yalancı. - Demir bir çubukla adama vurursun, değil mi?
On fuit lâchement après m'avoir battu avec une barre de fer?
Sana yardım edecek yanında kimse yok, öyle olunca hepimiz Allison buraya gelmeden senin kasabadan kaçacağını düşünmüştük.
On pensait tous que tu quitterais la ville avant d'affronter Allison, sans tes hommes à tes côtés pour t'aider.
Peder Tanrı nasıl kaçacağımızı bilir mi?
Dieu sait-il...
2 Ocak'ta seni alacağım ve Rio'ya kaçacağız.
Le 2 janvier nous partons pour Rio, prépare tes valises.
Durmaksızın kaçacağım!
Je fuirai jusqu'au bout!
- Ben kaçacağım!
- Moi, si!
Daha önceki bir açıklamada ayni sözcü demişti ki tutuklu ilk fırsatta kaçacağını açıkladığı için el ve ayaklarının sürekli bağlı tutulması gerekli görülmüştür.
or à cause de l'intention déjà manifestée de s'évader à la première occasion, il avait été jugé nécessaire de tenir constamment le détenu Ben M'Hidi mains et pieds liés.
Altıncı adım ; bir milyon dolarımızı alıp, Rio De Janiero'ya kaçacağız.
Six, notre million de dollars en poche, en route pour Rio de Janeiro!
Sırf adı konamıyor diye..... senden kaçacağımı düşünme.
Mais ne crois pas que je vais te laisser.
Hey, hâlâ nasıl kaçacağımızı düşünüyor musun?
On devrait foutre le camp?