Kedi tradutor Francês
7,424 parallel translation
Beauty and the Beast Sezon 2 Bölüm 18 Kedi ve Fare.
♪ Beauty and the Beast 2x18 ♪ Cat and Mouse Diffusé le 9 juin 2014
Buradan süt dökmüş kedi gibi sinsice kaçmayacağım.
Je ne vais pas sortir d'ici la queue entre les jambes.
Ryan, benim yemediğim bok kalmadı. Tavşan boku, kedi boku, geyik boku... Yemek seçmem ama havuç dedin mi duracaksın.
Ryan, j'ai mangé toutes sortes de merdes merde de lapin, merde de chat, merde de cerf je ne suis pas difficile sur la nourriture mais mes limites s'arrêtent aux carottes.
Bir kedi neden bir timsahla evlensin ki?
Pourquoi est-ce qu'un chaton voudrait épouser un crocodile?
Kedi gibi boğulan bir bebek gördüm.
J'ai vu un bébé noyé comme un chat.
Kedi gösterisi değil sonuçta.
Bien sûr. Ce n'est pas un concours de chats.
Üzerine kedi çenesi dikilmiş bir keçi cenini bu.
C'est un fœtus de chèvre cousu d'une mâchoire de chat.
Eve giderken biraz daha kedi bezi almalıyız.
Avant de rentrer, on doit acheter plus de couches pour chat.
Hadi ama seni aptal kedi.
Oh allez, idiot de chat.
O bir kedi.
C'est un chat.
- Bir de kedi eklemişsin. - Evet.
Vous avez mis un chat.
Evet, kedi çizdim çünkü orada bir kedi olsun isterdim.
Je l'ai peint car j'aimerais qu'il y ait un chat.
Her zaman orada bir kedi olmasını isterim zaten.
J'aimerais qu'on ait un chat.
Bir dahaki sefere kedi çizelim bence!
La prochaine fois, on peindra ça.
Kedi diyemedin mi?
Tu aurais pu dire "chat".
İnternetin yarısı kedi videolarıyla dolu Will.
Il y a des vidéos de chat sur la moitié d'internet, Will.
Hey bakın kedi içeri neyi sürüklemiş.
Regardez qui voilà.
Sen de onu korkutan bir kedi gibi.
Et tu es comme un chaton qui n'arrête pas de l'effrayer.
Yapman gereken, o sinek kuşuna arkanı dönmek ve diğer kedi işlerine bakmak.
Ce que tu dois faire c'est tourner le dos au colibri et faire des trucs de chaton, tu vois?
" Selam minik kedi.
" Hey, petit chaton
Çok geç olmadan oğlumla yakalamacılık oynayacağım. ... "Beşikteki Kedi" * deki gibi.
Je vais lancer la balle à mon fils avant qu'il ne soit trop tard, comme dans la chanson "Cat's in the craddle"
Meğerse kedi beşiğin dışındaymış ve bana göz kırptı.
Apparemment, il était déjà trop tard. et qu'il avait bien grandi.
Evet, kedi dili de insanı iyileştirir, sağlam bir dili vardır çünkü.
Les langues de chat peuvent guérir parce-qu'ils ont la langue rêche.
- Kedi alerjimle olabildiği kadar.
Aussi bien que possible avec mon allergie aux chats.
Genç Kedi Kadın'ı görebilirsiniz, Zehirli Sarmaşık'ı görebilirsiniz genç Penguen'i, Bilmececi'yi, belki de Joker'i görebilirsiniz.
Alors, vous voyez une jeune Catwoman, une jeune Empoisonneuse, un jeune Pingouin, le Sphinx, peut-être le Joker.
Penguen'in nereden geldiğini hiç görmedik veya yaptığı şeyleri neden yaptığını veya Bilmececi'yi, hatta Kedi Kadın'ı bile görmedik.
On n'a jamais vraiment vu d'où vient le Pingouin ni pourquoi il agit comme ça, ou le Sphinx, ou même Catwoman.
Tam olarak çevirisi de "siyah-beyaz kedi" sınıfında, "ayı" sınıfında değil... ayılardansa rakunlara daha yakın.
Ce qui se traduit littéralement "pied de chat noir et blanc", pas "pied d'ours" plus étroitement liée aux ratons laveurs que les ours.
O zaman şöyle anlaşalım... biraz panda, biraz ayı, biraz ayı, biraz kedi.
Donc, nous sommes d'accord... C'est moitié panda, moitié ours, moitié raton laveur et moitié chat.
Lütfen onun içinde bir kedi olduğunu söyleme.
Dis-moi qu'il n'y pas de chat ici.
"Oh, buna yardım edemezsin," dedi kedi.
"Oh, tu ne peux pas aider", dis le chat
Kaç tane sahte kedi canını verdi Bu rulo için?
Mon dieu, combien de faux chats ont donné leur vie pour ce rouleau?
İyi bari, kedi olalı bir fare tuttum.
Magnifique. Ma bonne action pour la décennie.
- Yaşasın, kedi kavgamız olmak üzere.
- s'il te plait, dis-moi pourquoi. - On va avoir un combat de chats.
O kedi neden yatak odasına kapatılmıştı acaba?
Et pourquoi est-ce que le chat était enfermé dans la chambre?
O kedi yaşlı olabilir ama bahçeye çıktığı an kaçıyordu.
Ce chat doit être âgé. Mais dès qu'ils la mettent dans le jardin, elle s'enfuit.
Kedi ve köpekler değil.
Et je sais que ce ne sont pas les chats et les chiens.
Sağlam bir kedi koleksiyonun var.
Ça c'est une collection de chats.
Vahşi kedi gibi.
À un chat sauvage.
Hemen bebek kedi resimleri bulmalıyım.
Il me faut vite des images de chatons.
Robot süpürgeyi süren kedi gibi.
Comme un chat sur un aspirateur robot.
Nigel'ın seni okunmamış kedi mektuplarıyla kandırması yeterince kötüydü zaten.
C'était déja assez mauvais que Nigel te casse avec tes lettres non lues de chat.
Ona kedi kusmuğunu hatırlatır.
Ca lui rappelle le vomi de chat.
Kedi maması gibi parçalarlar.
Ils vont les transformer en pâtée pour chat.
Bak sen, kedi ne getirmiş?
Hé, regarde qui est là!
Alvey'in yirmili yaşlarda evcil bir ocelot ( Vahşi bir kedi )'ı... varmış adı kima.
Alvey avait cet Ocelot nommée Kima quand il avait une vingtaine d'années.
Dilini kedi mi kaptı?
T'as donné ta langue au chat?
Kedi uzağa gitti, hadi eğlenelim?
Quand le chat n'est pas là, à nous de jouer.
Sence Killian kedi ister mi?
Tu penses que Killian veut un chat?
Bilginiz olsun, ayrıca bozuk süt içerim toz yumağı yerim, ve iyi para verirseniz kedi kumu da yiyebilirim.
Pour votre info. J'ai aussi bu du lait périmé, mangé des crottes de lapins, et pour un bon tarif, la litière du chat est en jeu.
Yok, elektrik süpürgesi üstündeki bir kedi hakkındaydı sadece.
Non, seulement un chat sur une saloperie d'aspirateur.
- Kedi mi?
C'est un chat?