Kelsey tradutor Francês
380 parallel translation
Onu buraya Kelsey getirdi.
Kelsey l'a emmenée ici.
- Kelsey getirdi demek.
- C'est Kelsey qui l'a emmenée ici.
Teeler, Laredo ve Bill Kelsey gitmiş.
Teeler, Laredo et Bill Kelsey sont partis. - Quoi?
Teeler, Kelsey ya da Laredo ile ilgili bilgisi olan var mı?
Quelqu'un sait quelque chose sur Teeler, Kelsey ou Laredo? Il n'y a pas de doute.
İki getirmişsin. Bill Kelsey çatışabileceğini düşündü.
Bill Kelsey a préféré se battre.
Onun gibiler kolay kolay ölmez.
Les Kelsey ne meurent pas. Il faut les tuer.
Bu kitaba iyi bakın, Bay Kelsey.
Regardez ce livre, M. Kelsey.
Bu Kutsal Kitap, Bay Kelsey.
C'est la sainte Bible.
Sonra Abe Kelsey yalanını yaymaya başladı. Kasabadaki herkes bize düşman oldu.
Abe Kelsey s'est vengé jusqu'à ce que tous les villages soient contre nous.
Artık Abe Kelsey yalanlarıyla kimsenin hayatını mahvedemeyecek.
Abe Kelsey ne détruira plus personne avec ses mensonges.
Bu belge Abe Kelsey'nin mi, anne?
Est-ce qu'Abe Kelsey a peint tout ça, maman?
Bu kahrolası şey Kelsey'nin hamburgerlerinden ağır.
Cette saleté est une vraie enclume.
Kelsey'in delilerinden bile daha ölüydün!
Vous étiez bel et bien mort.
Kelsey'den Devor'a.
Kelsey à Devor.
Devor, ben Kelsey.
Devor, ici Kelsey.
- Kelsey'den Kiros'a.
- Kelsey à Kiros.
Kelsey'den Kiros.
Kelsey appelle Kiros.
Kelsey, aptallık yapma.
Kelsey, attention.
- Hadi, Kelsey.
- Allons, Kelsey.
Kelsey, ben Kiros.
Kelsey, ici Kiros.
Kelsey, belki bir anlaşma yapabiliriz.
Kelsey, faisons un marché.
Bu da ortağım, Bayan Kelsey.
Voici mon associée, Mlle Kelsey.
Elli milyon dolar mı? Kimi kaçırdığını sanıyorsun, Kelsey Clinton mı?
Vous avez kidnappé Kelsea Clinton?
Dennis, Kelsey'nin kurbanı vurduğunu gördüğünü söylemedin. Tuvaletlerden birindeydi.
Dennis, tu ne nous avais pas dit que tu avais vu Kesley tiré sur la victime.
Kelsey başka işle meşgulmüş.
Je ne pense pas. Kesley était "occupée ailleurs".
Kelsey'nin onunla birlikte olduğunu, ondan aracı olup haydut Barry'ye Dennis'i rahat bırakmasını söylemesini istemiş.
Il confirmera tout tant que sa fiancée ne sera pas au courant. Il a dit que Kesley lui avait fait une fellation et demandé de dire à "Barry la brute" de laisser son frère tranquille.
Kelsey Grammer ve kız arkadaşı orada.
Regardez, Kelsey Grammer et sa petite amie.
Teşekkürler, Kelsey.
Merci, Kelsey.
Kelsey Grammer, bayanlar ve baylar toplumumuzun en harika insanlarından birisi.
Kelsey Grammer, mesdames et messieurs, l'une des plus grandes vedettes du moment.
Kelsey'deki çocuklar bana her gece içki ısmarlıyorlar.
Les copains chez Kelsey m'offrent la tournée tous les soirs.
- Bu saate Zack Kelsey ismi işlenmiş.
Cette montre est gravée au nom de Zack Kelsey.
Flange'daki Kelsey Dil Bilgisi Okulu'nda...
Plus loin, à Flange, au lycée Kelsey.
Flange'daki Kelsey Dilbilgisi Okulu'nda, çocuklar sınava hazırlanıyordu.
Au lycée Kelsey, à Flange, les garçons se préparent à un contrôle.
Kelsey Grammer sanıyordum ama değilmiş.
- Merci Je pensais que c'était Kelsey Grammer.
Bir sonraki numaramız için sürpriz konuğumuza içten bir alkış istiyorum. Enfes ve büyüleyici Bayan Charlie Kelsey.
Pour mon prochain numéro, accueillez mon invitée surprise, la délicieuse Charlie Kelsey.
Selam Kelsey.
Salut, Kelsey.
Kelsey bak! Kanapede bir dolar buldum.
Kelsey, regarde, j'ai trouvé un dollar dans le canapé.
- Merhaba Kelsey.
- Hey, Kelsey.
Evet, Kelsey.
Ouais, Kelsey.
Lindsay, Kelsey üçüncü, Sammy dördüncü, Jackson ana sınıfı.
Lindsay. Kelsey CE2, Sammy CM1, Jackson maternelle.
- Lindsay, Kelsey 3, Sammy 4 Jackson hazırlık sınıfında.
Lindsay Kelsey Sammy Jackson.
Kelsey bugün gelmek bile istemedi.
Kelsey n'a pas voulu venir aujourd'hui.
Evet. Kelsey geçen sene Bayan Belt'e aşık oldu da.
Ouais, Kelsey es un garçon manqué d'après Mrs.Belt, l'année derniere.
Benim adım Kelsey. Bu yaz kampa gittim. Basketbol, hokey bowling, beyzbol oynadım.
Je m'appelle Kelsey et cet été je suis allé en colonie et j'ai joué au basketball, hockey sur gazon, bowling, à la boxe et au softball.
Hayır, Kelsey'nin barında değilim.
Non, je ne suis pas au bar Kelsey.
25. Cadde'deki Kelsey Bar'ın önünde bana el attı.
Il m'a arrêté vers le bar Kelsey sur la 25ème.
Yalan söyledin Kelsey. Robin Graham'i tanıyordun.
Vous avez menti, Kelsey, vous connaissiez Robin Graham.
Günaydın Dr. Kelsey.
Bonjour, docteur Kelsey.
Yürü Kelsey.
Viens là Kesley.
Kelsey beni bir hafta sonu Catalina'ya çağırdı.
Regarde ça. Kelsey m'a offert un weekend aux iles Catalina * et un tour de l'île en hélicoptère.
Kelsey misin?
- Puis-je parler à Kelsie?