Kendal tradutor Francês
194 parallel translation
İlk ilginç kişi Westmorland, Kendal'dan Howard Stools.
Et ma première personne intéressante ce soir est le très intéressant M. Howard Stools de Kendal, dans le Westmoreland.
Aslında... Westmorland, Kendal'dan Howard Stools, bir buçuk santim boyunda.
M. Howard Stools de Kendal dans le Westmoreland, 2 cm de long.
" Her zaman tarzı ve modası ile göz önünde olan Bayan Kendal, önceki gün Londra Hastanesi'ni terkederken görüldü.
"On a vu Mme Kendal," "cet arbitre des élégances," "sortir l'autre jour" "de l'Hôpital de Londres."
45 dakikalık bir görüşmeden sonra imzalı bir resmini bırakarak gitmiş. "
"Après un entretien de 3 / 4 d'heure" "Mme Kendal a offert à M. Merrick" "son portrait dédicacé."
Bilindiği gibi, Bayan Kendal'ın gittiği yere diğerleri de gidecektir.
"Mais là où passe Mme Kendal," "d'autres suivent," "et l'on peut se demander"
Bayan Kendal'ın bana bu elbiseyi vermesi çok nazik bir hareket.
Mme Kendal est bonne de me prêter cette robe.
John'un öleceğini biliyor mu?
Mme Kendal sait-elle que John est mourant?
- Bir haftalığına Kendal'a gidecektik ama...
- On allait souvent à Kendal avant, mais...
Kendal, bence savunmamızı bu yönde yapmalıyız.
Kendall... nous devrions accepter un arrangement.
Joey Gillman, Bill Kendal ve Rick Midgen da karışmış.
Joey Gillman, Bill Kendall et Rick Midgen s'y sont mis aussi.
- Sahte. Kendal bile benim yaptığım gibi yanlış kodlanmış.
Regarde. "KendaII", c'est moi qui l'ai mal ecrit.
Ve sonunda, Şehir maratonunu üçüncü kez kazanan ilk kişi. Kendal'ın gururu Flash Gordon!
Et enfin, le premier triple vainqueur du marathon des 3 cités, l'enfant de Kendal, l'unique Flash Gordon!
Ve niçin Kendal'a geldi?
Et pourquoi viendrait-il à Kendal?
Kendal'la aradaki olabilecek tek bağlantı babam.
La seule raison pour que ce soit Kendal serait... mon père.
insanların, Kendal'da korkunç... bir şeyler olduğunu bilmeleri gerek.
Les gens doivent savoir qu'un truc bizarre arrive à Kendal.
şehir merkezinden resmi bir açıklama gelmezken bu yaratığın Kendal'a nasıl bir tehdit unsuru olacağı.... herkez öğrendi!
Il n'y a eu aucun commentaire officiel des autorités civiles quant à la menace que cette créature pourrait constituer à Kendal. - Tout le monde le sait!
Hala buralarda takılabileceğin en iyi yer burası. Afedersiniz kızlar.
Toujours le meilleur endroit à Kendal pour décrocher un rencard.
Hiçbirşey çıkmayabilir, Sanki bugün Kendal'da başka bir şey Oluyor da!
Ça peut n'être rien du tout, mais c'est pas comme si autre chose se passait à Kendal aujourd'hui.
Boyut anahtarını bulursa,... birisi ya da birşey... bir yarık'dan Kendal'a gelebilir.
"Il" ou "ça" pourrait ouvrir une faille vers Kendal.
Görünüşe göre, Kendalda bir Chihuahua köpek varmış.. Fransızca havlıyormuş.
À-priori, un chiwawa à Kendal aboie en français.
Kendal Gölünü çalıyor..
Il vole le lac Kendal.
Herkezi al ve beni Kendal Gölünde bekle.
Rassemblez tout le monde et rejoignez-moi au lac Kendal.
Kendal Gölünü çalıyor.
Il vole le lac Kendal.
Kendal Gölü.
Le lac Kendal.
Kendal Gölü.
- Le lac Kendal.
Bunu Kendal'a döndüğümüzde konuşuruz.
On en reparlera à Kendal.
Kendal Gölüyle ilgili.... bu şeylere bakıyordum... -
Je suis allée voir le lac Kendal.
Şimdi, Kendal lisesine git.
Maintenant partez au centre ville.
Kesinlikle, ve Kendal Gölünü çaldılar, ve bu sadece bir başlangıç idi.
Exactement, en volant le lac Kendal, et ce n'est que le début.
Kendal! Kendal!
Kendall!
Merhaba bay Kendal.
- Bonjour, monsieur Kendal.
Yapraklardan giysiler ve naneli kekler...
Une armoire de feuilles et des Kendal Mint Cake.
Kendal Strickland, Waverly Hazırlık'ın sadece en hoş kızı değildi, aynı zamanda bir efsanesiydi.
Kendal Strickland, plus jolie fille du lycée Waverley, était aussi une légende.
Kendal göndere bastığı anda Ryan'dan bir mesaj fırlıyor, sihir gibi. İnkar etmek mümkün değil.
Kendal fit "Envoyer" et un message de Ryan surgit comme par magie.
Kendal sınıf arkadaşlarına baktı ve düşündü :
Kendal regarda ses camarades et se dit.'
Evet Kendal Strickland çekiciydi, burası açık.
Oui, Kendal Strickland était séduisante. C'était évident.
Diğer kızlar hareketleri ve görünüşleri hakkında kendilerini güvensiz hissederken Kendal'da böyle bir durum yoktu.
Les autres filles angoissaient à cause de leur visage, de leur corps. Pas Kendal.
Kendal hayatının aşkı Ryan'ı ürkütmeden nasıl mükemmel olduğuna emin olabilirdi ki?
Comment être sûre que sa perfection ne ferait pas fuir Ryan, l'amour de sa vie?
Bu Kendal Strickland'ın hayal kırıklığına uğratıldığı ilk zaman değildi.
Ce n'était pas la première déception de Kendal.
Ama Kendal özel olmaktan gelen yalnızlığın sınırlarını fazlasıyla iyi biliyordu.
Mais Kendal connaissait trop bien le calvaire de la singularité.
Belki de bu, onun yeni kız arkadaşı için adil değildi. Ama Kendal Strickland kendini değiştirmeyi düşünüyordu.
C'était injuste pour sa nouvelle copine, mais Kendal Strickland allait penser à elle pour une fois.
Kim Kendal'a önem veriyordu ki?
Qui se souciait de Kendal?
Adil demişken, sırf güzel olduğundan dolayı... insanların Kendal'ın zekasını yanlış değerlendirmeleri adil miydi?
Et était-il juste qu'on sous-estime son intelligence sous prétexte qu'elle était belle?
Hayır. Hayat adil değildi, ve Kendal'a göre devreye girip işleri düzene sokmanın vakti gelmişti.
La vie était injuste et c'était à Kendal de remettre les choses en ordre.
Mezuniyet, Kendal için acı-tatlı bir tören olmuştu.
La remise des diplômes fut douce-amère pour Kendal.
Kendal dolabını kilitlediği gibi, lise yıllarının o ağırlığının ortadan kalktığını hissetti.
Kendal sentit le poids des années lycée s'envoler quand elle vida son casier.
Gerçek dünyaya hazırdı.
Kendal Strickland était prête à affronter le monde.
- İs mi? Teğmen, o Kendal mı?
Lieutenant, c'est Kendall?
Bayan Kendal, bu John Merrick.
Mrs Kendal.
302'dekı Bay Kendal bir bayan arkadaş istedi.
Je lui ai proposé une escorte, mais il a demandé autre chose.
Kendal Strickland kendini hiç tehdit altında hissetmedi.
Kendal ne se sentait jamais menacée.