Kesin olan bir şey var tradutor Francês
149 parallel translation
Kesin olan bir şey var ; o da bu gammazı yok etmeliyiz.
Une chose est sûre, il faut tuer ce mouchard.
Kesin olan bir şey var.
Une seule chose est sûre.
Kesin olan bir şey var, orası bir kadına uygun değil.
Ce n'est pas la place d'une femme.
Kesin olan bir şey var silahlar ve el bombaları arabada kalacak.
Une chose est sûre... l'arme, les fumigènes, ça doit rester dans la voiture.
Kesin olan bir şey var o da sakin olmadığı zaman insanın aklının çalışmayacağı.
Nous savons tous que l'esprit ne fonctionne pas quand il est échauffé. "
Kesin olan bir şey var ki, bu Consec'in saldırıya uğradığıdır.
Il y a un fait... sur lequel il n'y a aucun doute... c'est que Consec ait été attaqué.
- Kesin olan bir şey var. Oğluma tiyatro kostümünden ve tahta bir kılıçtan fazlası gerek!
- En tout cas... mon fils a besoin de plus que d'une cape d'acteur et d'une épée en bois!
Son bir kaç yılda çok fazla ölüm gördüm Wally ve ölümle ilgili kesin olan bir şey var tek başına yapıyorsun.
Tu vois? J'ai vu beaucoup de gens mourir ces dernières années. Et si j'en ai appris quelque chose, c'est qu'on meurt seul.
Kesin olan bir şey var. Yedek güçle buradan kaçamayız.
Impossible de fuir avec des propulseurs de secours.
Kesin olan bir şey var.
une chose est sûre.
Kesin olan bir şey var.
Une chose est sûre.
Halının üstüne bakıyorum da, kesin olan bir şey var.
Si je regarde la moquette, une chose est certaine.
Kesin olan bir şey var : Bu tarihi bir karar olacak.
Vraiment, une décision historique.
Kesin olan bir şey var... otomobil yapımına harcanmadığı.
Une chose est sûre, ils n'ont pas servi à faire des voitures.
Her neyse, kesin olan bir şey varsa o da, bu büyünün devam ettiği ama, unutmamam gereken bir şey var onun gerçek kocası Tom olmadığım.
Quoi qu'il en soit, le courant passe définitivement entre nous... et je n'ai qu'à me répéter... que je ne suis pas vraiment son mari, Tom.
Ama kesin olan bir şey var, o da beyni dayanmamış.
Une chose est sûre, son cerveau n'a pas suivi.
Hayatda tamamen kesin olan bir şey var mı?
Y a-t-il une chose que vous teniez pour absolument sûre?
Kesin olan bir şey var.
Il y a un fait indéniable.
Kesin olan bir şey var yeteneklerini biliyorum. Soruşturmada karşında olmayı hiç istemem.
Une chose est sûre, connaissant votre travail, je détesterai être opposé à vous pendant une enquête.
Kesin olan bir şey var, her şeyi anlatmıyor.
Il en sait plus qu'il ne le dit.
Kesin olan bir şey var. Burada yeri yok.
Une chose est sûre : on est complet.
Kesin olan bir şey var.
Mais en tout cas une chose est sûre.
Kesin olan bir şey var burası Yıldız Filosu Akademisi değil.
- On n'est pas à l'Académie de Starfleet.
Kesin olan bir şey var,... Tzenkethi ile savaşa girmiyoruz.
Une chose est sûre. Nous ne déclarerons pas la guerre aux Tzenkethi.
Kesin olan bir şey var.
C'est certain.
Kesin olan bir şey var...
Mais une chose est sûre
Bence kesin olan bir şey var :
Ca m'a prouvé une chose :
- Bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var.
Mais une chose semble certaine.
Her neyse, kesin olan bir şey var ki...
De toute façon, une chose est sûre.
Kesin olan bir şey var... Kolayca vazgeçmiyorlar.
En tout cas, ils ne lâchent pas le morceau.
Ama kesin olan bir şey var. İlk tecavüz kurbanı saldırganı teşhis etti. Yani Sal Avelino.
La certitude avec laquelle la victime a identifié Sal comme son agresseur...
Kesin olan bir şey var :
Une chose est certaine :
Hapse atıldık... ve kesin olan bir şey var...
On est donc tous prisonniers, et une chose est sûre :
Ama kesin olan bir şey var.
Mais une chose est sûre.
Hem de hiç, ama kesin olan bir şey var, o da bizim huzurlu yaşantımızı bozuyorlar.
J'accepte de vous faire part de mon sentiment si vous me permettez de retourner ensuite à ma solitude.
Kesin olan bir şey var ki ;
Et une seule chose est certaine.
Kesin olan bir şey var. Ona ayrılma kararını söyleyerek, başından vurdun.
C'est un peu vrai que tu t'es précipitée pour le lui dire.
- Kesin olan bir şey var.
Une chose est sûre.
Her neyse, kesin olan bir şey var.
Une chose est sûre :
- Kesin olan bir şey daha var.
- Et il y a une autre chose dont je suis sûre.
Kesin olan tek bir şey var...
En tout cas, il y a un fait.
Kesin olan tek bir şey var...
Une chose est sûre.
Bu sabah tamamen kesin olan tek bir şey var.
Une seule chose est certaine, ce matin :
Kesin olan bir şey var.
Il y a un problème au laboratoire de survie!
Kesin olan bir şey var :
Je comprends une seule chose dans ce bordel.
Editör falan yoktu. Kesin olan bir şey var ki... [ Spain Rodriguez
Alors que la BD underground était en plein essor,
Kesin olan bir şey daha var buradan ne kadar çabuk ayrılırsam o kadar iyi.
Une chose est certaine, plus vite je partirai, mieux ce sera.
Kesin olan bir şey var.
Une chose est certaine :
Belki çıkar kesin olan tek bir şey var.
Peut-être, mais une chose est sûre : nous perdons la paix, ce qui veut dire que la guerre est peut-être notre seul espoir.
Kesin olan bir şey var ki ;
Une chose estsûre. :
Kesin olan tek bir şey var o da, birbirimiz hakkında şu anda nasıl hissettiğimizdir.
La seule chose dont nous soyons sûrs, c'est que nous nous aimons.