Kettering tradutor Francês
64 parallel translation
- Hasta nasıl, Dr. Kettering?
Comment va le patient, docteur Kettering?
- Dr. Kettering.
- Le docteur Kettering.
Ya Dr. Kettering?
Et le docteur Kettering?
- Kettering?
- Kettering?
- Evet, Kettering.
- Oui. Kettering.
Kettering'in beyni... canavarın kafasının içine giremez.
- Vous verrez à ce que... le cerveau de Kettering n'entre pas dans la tête du monstre.
Buna gerek yok. İzin verirseniz Dr.Kettering ile birkaç şey konuşmak istiyorum.
Ce ne sera pas nécessaire... si vous permettez que je dise quelques mots au docteur Kettering.
Maalesef ailesinden biri rahatsız olduğu için... aniden ayrılmak zorunda kaldı.
Malheureusement, le docteur Kettering a dû partir soudainement... pour cause de maladie dans sa famille.
Sabah treninde Dr.Kettering yoktu.
Le docteur Kettering n'était pas à bord du train.
Kettering'in beyni.
Le cerveau de Kettering.
- Dr.Kettering'in durumu.
- Le cas du docteur Kettering.
Dr.Kettering'i öldürdü ama Dr.Kettering yine yaşıyor.
Il a tué le docteur Kettering mais le docteur Kettering revit.
Sen de Dr.Kettering'sin.
Tu es le docteur Kettering.
Dr.Kettering değilim.
Je ne suis pas le docteur Kettering.
Farkına varamadın... Onun kanı Kettering'in kanıyla aynı... ama Ygor'un kanıyla uyuşmuyor.
Vous n'avez pas compris... que son sang est du même type que celui de Kettering... mais pas de celui d'Ygor.
Alo? Bay Kettering'le konuşabilir miyim lütfen?
Puis-je parler à M. Kettering?
Bay Kettering gelince onu aramamı söyledi.
M. Kettering m'a prié de l'appeler.
Kabin yok, Bay Kettering yok.
Pas de bungalow, pas de M. Kettering.
Bay Kettering muhtemelen Salı'ya kadar dönmeyecek.
On me dit que M. Kettering ne revient que mardi.
Ben Jess Kettering.
Jesse Kettering.
Şimdi, Kettering, Bayan Cutler kocasını beklemeyi tercih eder.
Elle préfère attendre son mari.
Kettering'ler getirdi onları.
Les Kettering les ont apportées.
- Kettering'ler mi?
- Les Kettering?
JC Kettering'ın kendisi mi?
Jesse Kettering en personne?
Hoşça kalın Bayan Kettering.
Au revoir. Au revoir, Mme Kettering.
Seni savaş mahkemesine çıkartacağım.
Vous passerez en Cour martiale. Kettering?
Kettering'i aradım.
J'ai appelé Kettering.
New York Sloan-Kettering hastanesi gibi bir yerde başarı şansı daha yüksek.
Vous serez mieux dans une clinique comme Sloan-Kettering à New York.
Otobüslerle dolaşıp durmak, Kettering ve Coventry'den ter kokan börgüsüzlerle birlikte.
A quoi ça sert d'être trimballé en bus, entourés d'abrutis transpirants et sans cervelle, venus de la bampagne profonde.
Otobüslere doluşmak, Kettering ve "Boventry" den ter kokan börgüsüzlerle. - Kesinlikle... - "Büneş bözlükleri" tuhaf "biysileri" ve radyolarıyla çaydan şikayet ederler.
Entassé dans des autobars, avec des débiles transpirants de Vetchy et Boventry... en bob de toile, transistor à l'oreille, qui britiquent le thé, "Oh quelle lavasse!"
Gertrude isminde bir arkadaşım var ve Sloan-Kettering Hastanesinin hasta kabul bölümünde çalışıyor.
Mon amie, Gertrude... travaille aux admissions du Sloan Kettering Hospital.
Ardından Mayo Kliniğinde, Sloan Kettering'de, City Hope'ta.
Ensuite, la clinique Mayo, le Sloan-Kettering et City of Hope.
Sloan-Kettering Memorial Enstitüsü'nden Dr. Linus Irving'de şunu yazmış :
Le Dr Linus Irving de l'lnstitut Sloan-Kettering écrit :
Kettering'in Pyle'a açtığı dava.
Kettering-Pyle. - Billy Alan Thomas.
Şimdi, eğer sizin için uygunsa, Bayan Kettering, sorularıma devam edebilir miyim?
Vous permettez, Me Kettering... que je poursuive mon interrogatoire?
Altı üstü Sloan-Kettering, dünyanın en iyi kanser hastanesi.
Sloan-Kettering est le meilleur centre de lutte contre le cancer.
- Mehta? Sloan-Kettering Mehta mı?
Le docteur Mehta du centre Sloan-Kettering?
Seri üretim mallarını insanların bilinçdışı arzularıyla ilişkilendirerek,... ihtiyaçları olmayan şeyleri istemeleri için insanları nasıl ikna edeceklerini Amerikan şirketlerine ilk gösteren kişiydi.
LE SIÈCLE DU MOI Quatrième Partie : Huit personnes sirotant du vin à Kettering.
Birleşik Devletler'e, Sloan Kattering'e gitmeye ve Dr. Wilson'ı görmeye geldim.
Je suis ici pour aller au Sloan-Kettering, - et pour voir le Dr Wilson.
New York'ta
J'étais à l'hôpital Sloane Kettering.
Dediğim gibi Sloan-Kettering'deki ofisimdeyim.
Je... J'étais à mon bureau à Sloan-Kettering.
Bayan Grekowski bir arkadaşım Memorial Sloan Kettering'de Manhattan'da çalışıyor.
- Mme Grekowski, un de mes amis travaille au Memorial Sloan Kettering à Manhattan.
Johnny Hopkins ve Sloan Kettering vardı... ve her gün esrarı alevlendiriyorlardı.
Johnny Hopkins et Sloan Kettering. Ils fumaient leur merde tous les jours.
Sloan-Kettering'in lobisinde.
Dans le hall du centre du cancer du Sloan-Kettering.
Az önce FBI'dan Ralph Toplyn'le görüştüm.
Il s'appelle Martin Kettering. Kettering?
Onları hatırlıyorum. Denver'da bir kaç siteyi havaya uçurmuşlardı.
Kettering et les 3 autres du groupe sont en cavale depuis.
Düğün çiçeklerini oradan mı almış?
Martin Kettering travaillait là-bas. - Quand a-t-elle été arrêtée?
Leland, orası Martin Kettering'in çalıştığı yer.
La nuit où Kettering a été tué. Et où était-ce?
Özel görüşmeler yapılıyordu, birbirlerine bu New Deal karşısında ideolojik bir savaş yürütmeleri gerektiğini söylüyorlardı.
Aucune pression ne viendra de huit personnes sirotant du vin à Kettering.
Gerçek ismi Martin Kettering'miş. Kettering, bu ismi bir yerden hatırlıyorum.
Il appartenait à un groupe d'éco-terroristes,
Ondan sonra da Kettering ve grubun diğer üç üyesi ortadan kayboldular.
C'est bien lui.