Kiev tradutor Francês
243 parallel translation
Halkımızın ve anavatınımızın aşkı için, kendinize gelin!
Lève-toi pour la patrie, pour ta mère. Lève-toi pour les villes russes, pour Kiev,
Moskova, Leningrad, Stalingrad, Kiev...
Moscou, Leningrad, Stalingrad, Kiev...
Moskova, Leningrad, Stalingrad Kiev, Kharkov ve Minsk, öyle değil mi?
Moscou, Leningrad, Stalingrad... Kiev, Kharkov, et Minsk, n'est-ce pas?
Oğlun yok, karınsa kızın Katya ile birlikte Kiev'de.
Vous n'avez pas de fils et votre femme est à Kiev.
Kiev, SSCB, Dünya.
Kiev, URSS, Terre.
Igor Sergei Krasnevin, 1921 Kiev doğumlu.
Igor Sergei Krasnevin, né à Kiev en 1921.
- Kiev de, her yer ayni - - Yahudiler "kopek ve ruble" arasinda kaldilar -
A Kiev, il n'y a pas de différence entre les kopecks juifs ou les roubles circoncis.
- Ben albay BODYANSKİ, KİEV Gizli polis şefi. -
Je suis le colonel Bodyansky, chef de la police secrète de Kiev.
- Kiev den 3 kitap getirdim. - - Gramer kitabı da dahil. -
J'ai apporté trois livres à Kiev, dont un manuel de grammaire et de prononciation.
- Seni, göndereceğim. - - Kiev hapishanesindeki bir hücreye -
Je vais vous faire transférer dans une cellule préventive à la prison de Kiev.
- KİEV hapsanesinde tutukluyum. -
" Je suis détenu à la prison de Kiev,
- Kiev deki "JULİUS OSTROVSKY" barında. -
Julius Ostrovsky, barreau de Kiev.
Oradaki üniversitede öğrenciydim.
De Kiev. J'y étudiais à l'université.
Yani sen Kiev'lisin, Bay? ...
Alors, tu es de Kiev, l'ami...
Kiev'de öğrendim.
Je l'ai apprise à Kiev.
- Şehirde, Kiev.
Kiev... Hodel.
İman... koruyucusu, rahibe kardeşlerin gibi Bizim Kiev'deki Kazan Kutsal Bakire manastırına olan inancımızla.
Ou protecteur de la foi, comme vos consoeurs du Couvent de la Sainte Vierge de Kazan, à Kiev.
Ben, Kiev Yıldızı'ndayım.
Je suis à l'Etoile de Kiev.
Beni, Kiev Yıldızı'nda bekleyin
Allez m'attendre à l'Etoile de Kiev. Je vais chercher ma moto.
Anne, Kiev Yıldızı orası!
Maman, l'Etoile de Kiev, c'est là!
Nasıl yaptığını anlamadım. - Çok lezzetli.
C'est ça, le secret du poulet à la Kiev.
- Bu işin sırrıdır. Kiev usulü tavuktur. Dinle, biraz Trouvenier Konyağı ister misin?
Vous voulez du cognac, du Grand Marnier, ou autre chose?
1914'te Kiev'de doğdu.
Né ø Kiev, en 1914.
Pry'de de olabilirler... Kiev'de de... ya da daha uzakta.
Ils sont peut-être à Pry ou... à Kiev... ou encore plus loin d'ici.
Neyse, dinle. Depozitoyu al, Kiev'e git.
Bref, écoute-moi : récupère l'argent,
Bu yıl ocak ayında Kiev Seferi'nde bulunmuş,
Hautes récompenses guerrières.
Rusya'da çevresi sarılmış iki tümeni kurtarmış ve ekibinden 167 kişi sağ kalmış.
Lâché au-dessus de Kiev en janvier avec 167 survivants pour sauver deux divisions allemandes isolées.
- Kiev petrolden dolayı daha önemli.
Kiev compte plus, à cause du pétrole.
Afedersiniz, öğle yemeğine Kiev pilici, şatobriyan ( biftek )... yada Florentine usulü dana kotlet alırmıydınız?
Désirez-vous manger du poulet à la Kiev, un chateaubriand ou une escalope de veau à la florentine?
Ben Kiev pilici alacağım, bayan.
Je prendrai le poulet à la Kiev.
Kiev'de çatıştım.
J'étais à Kiev.
Kiev'deki savaştan söz etmedin.
Tu ne m'as pas parlé de la guerre... de Kiev.
Kiev'deki dil okulunda.
Langue obligatoire école de Kiev.
Tavuk Kiev gibi.
Ah, comme les côtelettes Kiev!
- Kiev'de, ordu da.
A Kiev, à l'armée.
- "Kedicik Kiev de."
- "Kitty-t-Kiev."
- "Kedicik Kiev de." değil.
Ce n'est pas vraiment "Kitty-t-Kiev".
Kirov, Sverdlovs, Kiev, Minsk.
Le Kirov, trois Sverdlovs, le Kiev, le Minsk.
Kiev yaylı sazlar orkestrası perşembe akşamı elçilikte çalacak.
Le Kiev String Quartet joue au consulat jeudi soir.
Kendisi şu anda Kiev'de, Prag'da seçeceğiniz bir gizli evde sizinle buluşacak.
Il est à Kiev et vous retrouvera à Prague, dans une planque de votre choix.
Kiev'deki o samanlıkta yaptığın çamurdan daha kötü olması mümkün mü? - Teşekkürler.
C'est encore pire que ta lavasse dans la grange, à Kiev.
Rus şehirleri Kiev, Vladimir ve Ryazan için, kendinize gelin!
Vladimir, Riazan...
- KİEV YASALARI -
L'HOMME DE KIEV
Golde, bu Kiev'li Perchik. Kutsal Cumartesi'yi bizimle geçirecek.
Golde, voici Perchik, de Kiev.
- Peki.
- va à Kiev.
Bizi Kiev'e gönderiyor.
Il nous envoie à Kiev!
Ona Kiev'in nasıl bir yer olduğunu sor.
Demande-lui comment il trouve Kiev.
Puşkin. - Rus salatası.
Poulet Kiev...
Araba kontrolüm altında. Eminim size tam zarar ve sigorta hakkında her şeyi o Kiev'deki meşhur okulda öğretmemişlerdir. Tabii.
Je maîtrise voiture.
Sosyalist ülkelerde, sigortaya ihtiyaç yoktur.
Ies accidents et l'assurance dans ton école de Kiev. Pays socialiste, assurance pas nécessaire.
O Kiev'deki dil okulunda sana bunu öğretmediler mi?
Y t'ont pas appris ça à Kiev?