Koltuklarım kabardı tradutor Francês
80 parallel translation
Koltuklarım kabardı.
Je suis très flatté.
Koltuklarım kabardı, unutma ama gazeteci arkadaşlarımızın bunu abarttığını düşünmüyor musun?
J'en suis très touché. Mais ne trouvez-vous pas que nos amis, .. les journaux, attachent trop d'importance à cet incident?
Koltuklarım kabardı.
Tu me flattes.
Koltuklarım kabardı. Yani.
J'en suis flatté.
- Koltuklarım kabardı.
- J'en suis flatté.
Sağ ol. Koltuklarım kabardı.
Bien, Merci beaucoup,
- Koltuklarım kabardı. - Doktor, şunu ciddi bir şekilde inceler misiniz?
- Docteur, vous pouvez examiner ça?
Andy, koltuklarım kabardı cidden ama şu an bir asistan aramıyorum.
Andy, je suis... Je suis tellement flatté. Je...
Koltuklarım kabardı.
Vous me flattez.
Koltuklarım kabardı.
Je veux dire... je suis flattée.
Koltuklarım kabardı.
C'est très flatteur.
Koltuklarım kabardı.
- Comme c'est flatteur.
Koltuklarım kabardı ama bunu kendim halledeceğim, sağ ol.
Je suis flatté, mais je me débrouille.
Bu hizmete karşı koltuklarım kabardı.
Je suis flatté par l'attention.
Carver, koltuklarım kabardı, Ama hikayelerinizin uyuştuğunu.. duymak istemez miydin?
Je suis flattée, mais vous devriez l'écouter.
- Koltuklarım kabardı.
- Je suis flatté.
- "Ahşa" yı biliyor. Koltuklarım kabardı.
- Elle s'y connaît en viscères.
Koltuklarım kabardı.
- Super.
Koltuklarım kabardı.
Je suis flattée.
Koltuklarım kabardı, ama kendi başınıza başarmanız gerekecek.
C'est très flatteur, mais vous allez devoir vous débrouiller seul.
Koltuklarım kabardı ama sen evlisin!
Je suis flatté, mais tu es mariée.
Koltuklarım kabardı.
- Je suis très flatté.
Beni tanıdınız, koltuklarım kabardı.
Vous me reconnaissez? Je suis flatté.
- Yazdıklarımı okuduğunuzu bilmiyordum. Koltuklarım kabardı.
Je ne savais pas que vous étiez un de mes lecteurs.
Koltuklarım kabardı!
C'est gentil!
Koltuklarım kabardı.
Je suis flatté.
Koltuklarım kabardı aslında ama daha iyi birini bulamaz mıydın?
Je veux dire par là, c'est flatteur, mais t'aurais pas pu faire un peu mieux?
Evet, koltuklarım kabardı, gerçekten, ama olmaz.
Oh, je... je suis vraiment flattée, mais non.
Bizi yeniden çift olarak tanımlaman çok hoş. Koltuklarım kabardı.
C'est bon de t'entendre à nouveau parler de nous comme d'un couple.
Gerçekten koltuklarım kabardı tatlım ama...
Maintenant. C'est très flatteur, chérie, c'est juste que je...
İlk olarak koltuklarım kabardı.
OK. Tout d'abord, je suis flatté.
Koltuklarım kabardı, tamam mı?
Je suis flatté, ok?
Bak, koltuklarım kabardı, ama birazcık ürktüm.
Je suis flatté et un peu plus qu'effrayé.
William ben... Teklifinle koltuklarım kabardı.
William, votre offre me flatte.
Koltuklarım kabardı.
Eh bien, je suis un peu surpris.
Koltuklarım kabardı. Ama itiraf etmeliyim ki sizi kandırdım.
Je suis flattée, mais je dois avouer que je vous ai trompés.
Art, koltuklarım kabardı.
Bon sang, Art, je suis flatté.
Koltuklarım kabardı ama bunun iyi bir fikir olduğunu gerçekten düşünmüyorum.
J'en suis évidemment flatté, mais je ne crois pas que ce soit une très bonne idée.
Yıl sonu balosu içinse kavalyem var zaten ama yine de koltuklarım kabardı.
Si c'est pour le bal, j'ai déjà quelqu'un. - Mais je suis flatté.
Koltuklarım kabardı.
Je suis flatté. Ils ont un nom?
İnanılmaz derecede koltuklarım kabardı.
Je suis incroyablement flattée.
Koltuklarım kabardı, Eli.
Très flatteur, Eli.
Çocuklar, koltuklarım kabardı!
Les gars, je gonfle de fierté!
Koltuklarım kabardı ama beni istemezsiniz.
C'est très flatteur, mais vous ne voulez pas de moi.
Peki, hâlâ benimle takılmak istemenden koltuklarım kabardı.
Eh bien, je suis flattée tu veux toujours sortir avec moi.
- Koltuklarım kabardı.
Cela suffit.
Koltuklarım kabardı.
C'est bien...
- Koltuklarım kabardı.
Je suis flatté.
Koltuklarım kabardı, kimsin sen?
Qui êtes-vous?
- Koltuklarım kabardı.
- Je suis flatté, Alicia.
- Koltuklarım kabardı.
- je suis... flatté?