English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Koyunlar

Koyunlar tradutor Francês

672 parallel translation
Koyunları sağmadan önce sütü koyulaştırmak için karın kısımlarını tokatlayıp onları bir mağaraya koyar...
Avant de les traire, les gens les frappent par-dessous pour rendre la lait plus épais, ils le mettent dans des grottes et...
Bu gece inek ve koyunları bile, daha sıcak bir yere kapattılar.
Ça fait quinze jours que les moutons et les vaches sont à l'étable.
Kara koyunlar! İşe yaramazlar!
Des propres à rien, des enfants perdus!
Koca burnunu, otlaktaki koyunlar gibi her yere sokuyorsun.
Ton gros pif n'a pas arrêté de renifler de mon côté.
Koyunlar! Bir avuç maden sahibinin güttüğü koyun sürüsü müyüz biz?
Sommes-nous des brebis qui doivent être menées par une poignée de propriétaires?
Hani çitten zıplayan koyunları saydığın gibi.
Comme les moutons...
Kilitli kapılar, bir araya toplanan insanlar. Tıpkı korkmuş koyunlar gibi kimse sokağa çıkmıyor.
Les portes fermées, les gens serrés comme des moutons apeurés, personne dans les rues.
Otlanıyor hâlâ koyunlar o sonsuz tepelerde
Mais les moutons broutent toujours sur les collines.
Bir şey Charlie Roches'in koyunlarının boğazını parçaladı ve bu şey hiç bir iz bırakmadı.
La chose a égorgé un mouton de Charlie Roches sans laisser la moindre trace.
Andy Trent burada dün gece bataklığın karşısına hareket eden tuhaf bir parıltı gördü ve bu sabah koyunlarından ikisini ölü buldu.
Andy Trent a vu une lueur se déplacer dans les marais hier soir et ce matin deux de ses moutons étaient morts.
Belki de Andy'nin koyunlarını öldüren şey çanı çalıyordur.
C'est la même chose qui sonne la cloche...
En güvenilir vatandaşlarımızdan birkaçı gece bataklıkta gerçekten tuhaf görüntü gördüler ve ertesi sabah koyunlar bulundu...
Plusieurs notables du village ont aperçu l'étrange lueur dans les marais.
Gerçekleri hiçbir zaman gözardı edemem Lord Penrose ve koyunların boğazının parçalanması durumunun tartışmasız bir gerçek olduğundan hiç bir şüphem yok.
Je n'ignore jamais les faits. Les moutons égorgés sont sans conteste des faits.
Bayan Penrose'un boğazındaki kesikler ölü koyunların boğazındakilerle aynı.
Lady Penrose a été égorgée de la même façon que les moutons.
Koyunlar öldürüldü, boğazları deşildi.
Des moutons ont été tués. Ils étaient égorgés!
Ünlü kumsalları, koyunları, kuşları ve Atlantik fokları var.
Il y a des moutons, des oiseaux et des phoques.
Koyunlarımız telef oluyor.
Des agneaux ont été tués.
Bir gece, dışarıda koyunlarına bakıyormuş.
Une nuit, il gardait ses moutons.
Minnettarız, ama fethettiği topraklar Nil'den Babil'e uzanan Beş Şehrin Efendisi, Koyunların Hakimi'nin yardımı olmadan da başarılı olabilir.
Nous lui en sommes reconnaissants, mais le seigneur des cinq cités. dont les conquêtes s'étendent du Nil à Babylone. triomphera du lion sans l'aide d'un juge de bergers.
Benim şarkı söylemem, koyunlarımın melemesine benzer.
Je chante comme un agneau qui bêle. Ahtur...
Peki koyunlarının kaldırımlarda gezmesini mi öneriyorsun bana?
Les feras-tu paitre sur les trottoirs?
Koyunları sürenlerde silahlarıyla yaşayan adamlardı.
Et leurs bergers vivant eux aussi de leurs armes.
Ve Morgan Lane yıllar sonra Montana'nın sığır topraklarına koyunlarını sürdüğünde durum böyleydi.
La situation en était là quand morgan lane arriva des années après, conduisant ses moutons vers les terres bovines du montana.
Koyunların canı çıktı ve su içmeleri lazım.
Les moutons en peuvent plus, ils ont soif.
- Koyunların bugün bir adım daha atacak halleri kalmadı.
- Ils iront pas plus loin aujourd'hui.
Babanın seni götürdüğü Avustralya koyunlar için iyi bir ülke, Mr Lane.
L'australie, où votre père vous a emmené, est bonne pour le mouton.
Küçük Bo-Peep'sin koyunlarını bulamamasına şaşırmamalı.
Voilà pourquoi little bo peeps a perdu ses moutons, en chanson.
Dünyanın tüm koyunları sizde.
C'est vous qui les avez. Tous les moutons du monde réunis ici.
Ve öyle göründüğü için dün geceki koyunlarınız gibi vurulacak mıyım?
Et je me fais descendre comme vos moutons, ça y ressemble aussi?
Mac, dikkat et koyunlar dağılmasın.
Mac, attention à ce que les moutons restent bien serrés.
Bence koyunlar dünya için önemli şeyler.
Je les trouve importants pour le monde.
- Koyuncular ve koyunlar sorun yaşadı.
C'est les bergers et leurs moutons qui en ont eu.
Şimdi pis koyunlarına dön ve bu topraklardan dışarı çıkar.
Alors retournez à vos sales moutons et quittez le pays.
Koyunlarımı yeni kiraladğım otlağa götüreceğim.
Je vais mettre mes moutons dans mon nouveau pâturage.
Koyunlarına dönsen iyi olur, bayım, hala hayattayken.
Retournez vite à vos moutons tant que vous êtes en vie.
Dinle, Morgan Lane arazime koyunlarını sokarsa o dahil tüm koyunlarını bizzat ben vuracağım.
Ecoute, si morgan lane amène du mouton sur ma terre, je tuerai moi-même chaque bête et lui avec.
Ya koyunlar, Mr. Lane?
Et les moutons, m. Lane?
Sığırlarla birlikte koyunları da aynı çiftlikte beslemeye başlamalısınız.
Il faut partager vos terres avec les moutons.
Size sadece nasıl yapıldığını göstermekle kalmayacağım, başlangıç için koyunları da vereceğim.
Rejoignez-moi, je vous montrerai comment, et je vous aiderai au début.
Ya koyunlarına ne olacak?
Et vos moutons?
Koyunları bilirsin.
Vous les connaissez.
Koyunların sığırlarla aynı çiftlikte beslenebileceğini kesin olarak ispat etti.
Il a prouvé que les moutons pouvaient être sur les mêmes terres que le bétail.
Koyunlarını Forsythe arazisine yönlendirdiğini duydum.
J'ai su que vous ameniez vos moutons chez forsythe.
Ne koyunların ne de siz asla geçemeyeceksiniz.
Vos moutons ne passeront pas et vous non plus.
- Koyunlar geçti mi?
- Les moutons sont passés?
Koyunlar geliyor, millet!
Les moutons arrivent!
Koyunlar geliyor.
Les moutons arrivent.
Koyunları buraya getirirsen, seni öldürürüm demiştim.
J'ai dit que si vous ameniez des moutons, je vous tuerais.
Ben bazen koyunları saymayı denerim.
Moi, je compte les moutons.
Üretmeyi düşündüğü koyunları.
Les moutons. Il comptait là-dessus!
- Ben koyunları severim.
Je les aime.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]