Koyuyorum tradutor Francês
1,747 parallel translation
Bir dakika. Evet, ben koyuyorum.
Ce n'est pas moi qui décide.
- Dixie için iki kemik koyuyorum.
- Je mise deux os sur Dixie.
Onun adını Yunus koyuyorum. Yunus gördüğümüzü söylemiştim.
Je vais l'appeler Delphine.
Kafamın bir köşesine koyuyorum.
J'aurais pu le taire mais je l'avais remarqué.
Çizgiye geçmeden önce sizi alı koyuyorum.
Mets-toi dans la queue avant que je t'arrête.
Resimlerinizi istemeyerek bir kenara koyuyorum.
- Je mets vos dessins de côté à contrecoeur, je vous assure.
- Buna el koyuyorum.
- Je m'en occupe.
Şu andan itibaren, Kısım 2-3, çalışana ihtiyaç duyulmaması halini yürürlüğe koyuyorum.
J'applique la consigne 2-3 qui prend effet immédiatement.
Açıkçası ilk kez bu iki şeyi bir araya koyuyorum.
C'est la première fois que je fais le rapprochement.
- Evet. Ve konuklarımızı tatmin etmek için, yanına gerçek olanından koyuyorum ki kimse kazıklanmış ayrılmasın.
Afin de satisfaire le chaland, je nous couvre en installant un vrai stand de voyance ici, comme ça personne ne partira déçu.
- Seni Bilgi İşlem'in başına koyuyorum
- Je vous mets à l'info.
O zaman spreyin içine ne koyuyorum?
- Qu'est-ce que j'ai mis dedans?
Sperm bankasına 20 dolar koyuyorum.
Je mets 20 dollars pour la banque de sperme.
50 dolar koyuyorum.
- J'ai mis 50 dollars dans la cagnotte.
Bence çok neşeli bir şey. Onu "olabilir" öbeğine koyuyorum.
C'est plutôt joyeux, je le mets dans la pile des "peut-être".
Alfabetik siraya koyuyorum.
Je classe par ordre alphabétique.
Tamam. Ben bütün gücümü koyuyorum.
Bon, et si on jouait sérieusement?
40 kağıt koyuyorum.
J'ai 40 sur ça.
Burke'ün hastasına 20 dolar koyuyorum.
20 billets que celui de Burke n'a pas tenu.
Bu işi doğru düzgün yapma arzumu ortaya koyuyorum.
Je suis là pour aider, miss. Faire ce boulot comme il doit être fait.
Hepsini koyuyorum.
Quel est le problème?
500 koyuyorum.
Je parie 500.
Cevabını soruya koyuyorum.
Tu vois? Ta réponse est déjà dans la question.
Bu yüzden masama her zamankinden fazla.. .. şeker koyuyorum ki, çocuklar gelip benimle konuşsunlar.
J'ai préparé des bonbons pour qu'ils viennent me parler.
Karen, Jack Bauer'in acilen yakalanması ve tutuklanması için... yürütmeye ilişkin bir emri uygulamaya koyuyorum.
Karen, je donne l'ordre exécutif d'appréhender et d'arrêter Jack Bauer immédiatement.
Karen, Jack Bauer'in derhal yakalanması ve... tutuklanması için, idari bir emri uygulamaya koyuyorum.
Karen, je lance un mandat pour l'arrestation immédiate de Jack Bauer.
Ve üçüncüsü, sabahtan beri Sandy'nin saçına küçük şeyler koyuyorum.
Et enfin, j'ai mis des petits objets dans les cheveux de Sandy toute la soirée.
Dul Hastings değilse, cenaze kaldırıcısına iki kat koyuyorum. Bahse var mısınız?
Si ce n'est pas Mme Hastings, c'est le type des pompes funèbres.
Son iki haftadır kahveme her gün % 2 yağlı süt koyuyorum. - Buraya dehşet ifadesi ekle.
Ça fait deux semaines que je bois du lait à 2 % dans mon café tous les jours.
- Her şeyimi ortaya koyuyorum.
- Je joue tout.
O zaman nikâh yüzüğümü de koyuyorum.
Alors je joue mon alliance.
Şimdi onları kavanoza geri koyuyorum.
Maintenant je les remets dans le bocal!
Gel bak. Tam buraya buharlı bir duş koyuyorum.
Je fais mettre une douche ici avec de la vapeur.
Taşı koyuyorum.
Je le mets là.
Baki silahımı da koyuyorum yerine.
Regarde, je mis mon pistolet à sa place.
Kendi oğlunu kesip açan bir anneye jürinin göstereceği tepkiyi bir yana koyuyorum.
Sans parler de la réaction des jurés quand ils verront une mère disséquer son fils.
Yoksa pılıyı pırtıyı kapı önüne koyuyorum.
Sinon je fous tout votre bordel à la porte. Un point c'est tout!
Ben bu kelimeleri, dalga geçilmek ya da dayak yenmek istenildiği zaman söylenen kelimeler sınıfına koyuyorum.
Je les classe dans "mots pour se ridiculiser".
Ben de her akşam çaktırmadan içeceğine koyuyorum.
Je dois lui donné à son insu.
Bunlara el koyuyorum.
Prends tes affaires.
Bu malı tekrar pazara koyuyorum.
Je remets mon beau cul sur le marché.
Şimdi seni kamyonete koyuyorum.
Monte dans le van, on va les chercher.
- Ne var bu bez kesede? - Mesai dışındayken tabancamı koyuyorum.
C'est quoi, ce sac Crown Royal?
Adamın eşyalarını evine koyuyorum.
Remettez ses affaires dans sa maison.
Mesai dışındayken tabancamı koyuyorum.
J'y range mon arme quand je ne suis pas en service.
Kira paramı koyuyorum. 10'una kadar ödemezsem annem beni evden atar.
Ouais, j'ai bien parié mon loyer. Et si je ne paie pas le dixième, ma mère va me jeter dehors. Je suis à fond.
Hala kesekağıdına koyuyorum.
Ca entretient mon bronzage.
Hepsini koyuyorum.
Tapis.
Ben tavrımı koyuyorum sadece.
Je prends juste mes repères.
Hemen koyuyorum.
Il est en train de couler.
Uçuş sersemliğine karşı koyuyorum.
- Oui. Je me bats.