Koşuyor tradutor Francês
993 parallel translation
Charles, senin sevgilin diye eşekarısı gibi peşinde koşuyor.
Scarlett entreprend ton soupirant. Jusqu'ici elle l'ignorait!
Nereye koşuyor herkes?
Qu'y a-t-il?
Bir keçi gibi koşuyor.
C'est un vrai cabri.
Bir yosmanın peşinde koşuyor...
Il prend du bon temps avec...
Herkes bir yerlere koşuyor.
Que de gens pressés!
Neden peşimde koşuyor biliyor musun?
Vous savez pourquoi il me poursuit?
Koşuyor muydun?
Tu as couru?
- Etrafta deli gibi koşuyor.
Elle court dans tous les sens comme une folle.
Hepsi çiftçinin karısının peşinden koşuyor!
Elles ont couru après la fermière
Neden koşuyor olduklarını.
Ce qui les fait courir.
Dış kulvardaki Bargain Lass çok hızlı ve çok çetin koşuyor.
Bargain Lass gagne du terrain.
Ortak bir bayrağın altında, eski kavgalar unutulmuş. Komançiler Arapaholarla birlikte at koşuyor, Apaçiler Çeyenler'le.
Combattant sous la même bannière... le Comanche chevauche avec l'Arapaho, l'Apache avec le Cheyenne.
Her zaman peşinden koşuyor.
Il était à la représentation.
Doğrudan iflasa koşuyor.
Il fonce droit vers la faillite.
Yürüyor muydu yoksa koşuyor muydu?
En marchant ou en courant?
Bu yarışta sürpriz bir at var ve benimki yavaş koşuyor.
II y a un outsider dans cette course et Dexter est bon dernier!
Kapıya koşuyor ve çocuğun koşarak evden çıktığını görüyor.
Il a couru à la porte et a vu le gosse filer.
"Ölüm kıyıda koşuyor"
Le Diable se recueille sur le rivage.
Şimdi ise kız delikanlının peşinde koşuyor.
Maintenant la fille s'accroche au garçon.
Dört nala koşuyor.
Il avance au grand galop.
Sonra blok yapıp koşuyor ve ikinci depara dokunuyor, sıçrıyor... koşucuya topla dokunup depar dışı bırakıyor.
Puis il frappe fort, court, arrive à la deuxième base, plonge et pousse le coureur qui glisse.
Benim köpek hâlâ koşuyor galiba.
Mon chien court toujours.
Atlar koşuyor ve ben hala kaybediyorum.
Les chevaux courent toujours et je perds toujours.
Sahil boyunca koşuyor...
Le long de la plage...
- Sahil boyunca koşuyor musunuz?
Vous longiez la plage?
Staunch Soldier yarınki ilk yarışta koşuyor.
C'est tombé sur le nom d'un cheval.
Koşuyor muydun, delikanlı?
Vous avez couru, jeune homme?
Evet, Hialiah'ta "Kraliçem" diye bir at koşuyor.
Y a une Queenie qui court à Hialeah.
Bakalım, giden parayı atlardan kazanabilecek miyiz? - Hialiah'da kim koşuyor?
Voyons voir si on peut récupérer ce fric au tiercé.
Kehanet, hafıza kaybının yardımına koşuyor!
La double vue au secours des amnésiques.
Harika bacaklara sahip ve bir mermi gibi koşuyor.
Des antérieurs droits comme un nid et il finit comme une balle!
O kadar uzun zamandır hayal peşinde koşuyor ki, her şeye inanır. Her hayale inanır.
Il a tant rêvé qu'il est prêt à croire à... n'importe quoi.
Nasıl da koşuyor zavallı.
Regarde comme il pédale, le pauvre!
Ne kendisine ait olmayan çözümlerin peşinden koşuyor ne de ölümünün çözümlenmemiş bıraktığı olayları tamamlamaya çalışıyoruz. Canlı ve kayda değer bir şey yakalamak amacıyla filme alınan ne varsa tüm boşluk ve suskunluklarla sadece olanı sunmak istiyoruz.
Nous ne cherchons pas de solutions qui ne seraient pas les siennes ne cherchant pas à conclure les intrigues que sa mort a laissées non résolues nous désirons seulement vous présenter ce qui a été filmé avec toutes les coupures et réserves dans une tentative pour comprendre ce qui est vivant et significatif
Bak işte. Ben huzursuzum, o da yardıma koşuyor. İyi adam diye buna denir.
Il sait combien je suis ennuyé et il est allé chercher du secours.
Senin peşinden koşuyor.
Reniflant ton cul!
İşte Montag. Tuzağın içine doğru koşuyor.
Tête baissée, il donne dans le piège!
Izo Yamura da Tim Randolph'la birlikte pistin kenarına doğru koşuyor.
lzo Yamura et Tim Randolph traversent le circuit en courant.
Yine kadın peşinde koşuyor.
Il a encore été prendre du plaisir.
O da ilk otobüse atladı ve senin hastane yatağına doğru koşuyor.
Il a sauté dans le premier car, pour venir à votre chevet.
Mesleğinin peşinde koşuyor olman için garip bir zaman.
Tu as choisi un drôle de moment.
Kim koşuyor ya?
Je cours pas.
Ama birden Baltimore'da caddelerde bir aşağı, bir yukarı koşuyor. Müzeler, hipodromlar, mezarlar.
Et voilà qu'à Baltimore, elle court... les rues, les musées, les courses, les cimetières.
Şu andan itibaren Paco koşuyor.
Paco est en route.
Peşimden koşuyor tabi ki.
Il me cherche, c'est certain.
Bize katıldığınız anda yarışmacılar bu güzel kış günü sahaya koşuyor. Saha kuru, yağmur alameti az. Mükemmel bir öğleden sonrası sporu bizi bekliyor bu 127.
Ethel la Grenouille examine l'ascension des Piranha, leurs méthodes pour vaincre les bandes rivales et leur traque et leur capture par l'excellent surintendant Harry "Laclaque" Organs de la Division Q.
Ama kendini kötü hissettiğinde Peg'e koşuyor.
Mais s'il déprime, il ira voir Peg.
8. başladığında hala koşuyor olur.
Elle courrait encore dans la 8ème!
- Benimki başlangıçta biraz sinirli ama sonra bir mermi gibi koşuyor. Ben de.
tiens, moi aussi
Nereye koşuyor?
Qu'est-ce qu'elle fait?
Koşuyor! Koşuyor! Saatlerce koşuyor.
Il court pendant des heures et des heures, été, hiver, neige, pluie, il s'en moque.