Kusura bakmayın efendim tradutor Francês
203 parallel translation
- İş konuştuğumuz için kusura bakmayın efendim.
- Pardonnez-nous de parler affaires monsieur.
Yardımcı olamadığımız için kusura bakmayın efendim.
Désolé de n'avoir pu vous aider, monsieur.
"Kusura bakmayın efendim. Kremamız kalmamış. Bir bardak süt olur mu?"
"Nous n'avons pas de crème, voulez-vous du lait?"
- Kusura bakmayın efendim.
- Excusez-moi, Capitaine.
Kusura bakmayın efendim.
Pardon, chef. Vous allez bien?
Kusura bakmayın efendim ama ben kulağı tercih ederim.
Moi, je préférerais garder l'oreille.
- Kusura bakmayın efendim.
- Je vous croyais dans vos chambres.
Kusura bakmayın efendim.
Je suis désolé.
Kierkegaard'ı unutmuşsun... Kusura bakmayın efendim.
Vous avez oublié Kierkegaard veuillez m'en excusez, monsieur le juge.
Küstahlığım için kusura bakmayın efendim. Siz iyi ve yardımsever birine benziyorsunuz.
Seigneur, vous êtes intelligent, vous êtes bon et généreux.
Kusura bakmayın efendim. Bu kredi kartını kabul edemem.
Je ne peux pas accepter cette carte.
Kusura bakmayın efendim!
Excusez-moi auprès de votre amie.
Kusura bakmayın efendim. Bu pisliği ben getirmişimdir.
Excusez-moi, ça doit être moi.
Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın efendim. Teçhizatı kontrol ediyoruz.
On contrôle les installations.
Kusura bakmayın efendim, beni ilgilendirmez.
Pardon, Monsieur, ce ne sont pas mes affaires.
Kusura bakmayın efendim ben o kadar mı çirkinim?
Pardon, monsieur. Je suis si monstrueuse?
Kusura bakmayın efendim ama onları yakalarsak ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Excusez-moi, mais que comptez-vous faire si on les rattrape?
Kusura bakmayın efendim ama biz burada bebek bakamayız...
Avec tout le respect que je vous dois...
Kusura bakmayın efendim...
Avec tout le respect...
Kusura bakmayın efendim, kim olduğunuzu anlayamamış.
Il est nouveau, il ne savait pas.
Kusura bakmayın efendim.
Désolé, monsieur.
Kusura bakmayın efendim ama pek inandığımı- - Yarın akşam Berlin'e giden bir uçak var.
Pardon, Herr General mais je ne crois pas... ll y a un vol pour Berlin demain soir.
Tamamdır. Kusura bakmayın efendim.
Excusez-moi, monsieur.
Kusura bakmayın efendim ama fırında patates yapmıyoruz.
Quand est-ce que ce sera prêt? Avec tout le respect que je vous dois, Monsieur, ce n'est pas une pomme de terre au four.
Kusura bakmayın efendim ama emrinizi münasip yerinize sokun!
Avec tout mon respect, sir, mais vous pouvez vous le mettre dans le cul.
Kusura bakmayın efendim ama başkanımızın sabrı tükeniyor.
Avec tout le respect que je vous dois, sir, le patience de notre président a des limites.
Kusura bakmayın efendim, özür dilerim.
Pardon, m'sieur, pardon.
Kusura bakmayın efendim, Ekibin levazım subayı dikkat etmeliydi. - Kazaydı.
L'intendant devrait être fusillé.
Kusura bakmayın efendim.
Si je te le dis, tu me doubleras avant de doubler ta mise.
- Kusura bakmayın efendim.
Ça ne va pas?
Kusura bakmayın, efendim. Bir daha canınızı sıkamayacak.
- Je suis navré, cela n'arrivera plus.
Kusura bakmayın, efendim ; çok geç olduğunun farkındayım ama "Cabinet Minister" gemisinin battığını size acilen bildirmemi isteyebilirsiniz diye düşündüm.
Je m'excuse... mais je dois vous informer... que le vapeur "Cabinet Minister" a coulé.
Kusura bakmayın, efendim.
Mais n "ayant pas les talents de ces femmes... les regarder l" agace. Pardonnez-lui, ô Khan.
Akşamınızı böldüğüm için kusura bakmayın, efendim ama herhangi bir gelişmeden haberdar edilmek istemiştiniz.
Navré de gâcher votre soirée, mais vous souhaitiez être informé de toute progression.
Kusura bakmayın, efendim, ama hiçbir şey anlamadım.
Pardon mais je ne comprends rien.
Hayır, efendim. Kusura bakmayın!
Non monsieur, je suis désolée.
Evet, elbette. Kusura bakmayın, efendim.
Oui, bien sûr.
Kusura bakmayın, efendim, ama Bay Norris'in odayı terkettiğini görmediğinizi söylediniz, bu durumda başka hiç kimsenin terkedip terketmediğini nasıl bilebilirsiniz
Excusez-moi. Si vous ne l'avez pas vu partir, comment sauriez-vous pour les autres?
Kusura bakmayın, efendim.
Pardon.
Kusura bakmayın, efendim.
Je suis désolé, monsieur.
Efendim, kusura bakmayın ama Lassard'ın yeteneksiz aptal adamları bu soruşturmayı mahvedecekler.
Je vous demande pardon, Excellence... mais Lassard et ses macaques vont couler l'enquête.
Oh, elbette, efendim. Kusura bakmayın.
Bien sûr, excusez-moi.
Üniforma için kusura bakmayın, efendim.
Je suis désolé pour l'uniforme, monsieur.
Kusura bakmayın ama, efendim, toy bir subay adayı değilim.
Avec tout le respect que je vous dois, je ne suis plus un cadet.
Efendim, kusura bakmayın ama hiçbir yere gitmiyoruz.
Avec tout le respect que je vous dois, nous n'allons nulle part.
Kusura bakmayın, efendim, Bence bunu zaten biliyorsunuz.
Je crois que vous le savez déjà.
Beklettiğimiz için kusura bakmayınız Efendim!
Désolé de vous faire attendre, Prince.
Kusura bakmayın, efendim ama zincir kanunu onun iyiliği için.
Il doit être tenu en laisse, c'est pour son bien.
Kusura bakmayın, efendim. Kim olduğunuzu bilmiyordum.
Oui?
- Kusura bakmayın, efendim.
- Pardon, Monsieur
- Buyurun efendim. Kusura bakmayın.
- Voilà votre serviette, monsieur, pardon.
kusura bakmayın 909
kusura bakmayın ama 27
efendim 34795
efendimiz 532
kusura bakma 1152
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmazsanız 22
kusura bakmayın ama 27
efendim 34795
efendimiz 532
kusura bakma 1152
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmazsanız 22