Kuzenler tradutor Francês
152 parallel translation
Beyaz kar şapkalı anne ve baba dağlar... ve daha küçük şapkalı yeğenler kuzenler.
Papa-montagne et maman-montagne, en bonnets de neige. Leurs neveux et nièces, avec des bonnets plus petits.
# Teyzeler ve kuzenler # # Fırıncı düzinesi ile #
Les tantes et les cousins ne sont pas bien malins
- Geraldine'in geleceği ve ona dair planlarım - Ne konuşuyorsunuz kuzenler?
- L'avenir de Geraldine et mon projet...
Kuzenler.
Mes cousines.
- Oh, evet. Kuzenler, kardeşler, yeğenler.
- Des cousins, des frères, des nièces.
- Kuzenler de evlenebilir.
Les cousins se marient.
Kuzenler arasında sıkça yapılan bu evliliklerin soyumuzu geliştirdiği söylenemez. Şunlara bak.
Je me disais que trop de mariages entre cousins ne favorisent pas la race.
- Ve şimdi, her yerdeki kuzenler için... Ailemiz Tiyatrosu.
Et maintenant, chères cousines, notre Théâtre des Familles :
Gelin, kuzenler. Aileden biri olun.
Eh bien, cousines, entrez dans la "famille"!
Bitti, kuzenler. Montag öldü.
Chères cousines, Montag est mort.
Bunlar kardeşler, kuzenler ve arkadaşlar.
Ce sont ses frères, ses cousins, ses amis.
Bazı kuzenler bu adayı istiyor.
Une question de succession. Un litige familial au sujet de l'île.
Kuzenler kuzenlerle evlendi.
Cousins, cousines, cousines, cousins.
Sevgili Kuzenler şimdide Four Seasons'dan harika bir parça geliyor.
Alors cousins, voici une super chanson des "Four Seasons".
Evet kuzenler tatil hemen hemen bitti.
Eh bien, cousins, c'est bientôt fini. La rentrée est bientôt là. Eh bien, cousins, c'est bientôt fini.
Sevgili Kuzenler bu yaz gerçekten harika bir yazdı!
Ca a été un super été, cousins.
Kardeş gibi yakın, sonradan yolları ayrılan kuzenler.
plus proches que des frères qui ont pris deux chemins différents.
Dedemler, babamlar, kardeşler, teyzeler, amcalar, kuzenler.
Grands-parents, frères, sœurs, tantes, oncles, cousins. Tous sauf moi.
Kuzenler ve komşular falan toplam 20 çocuk vardı. Sürekli yaramazlık peşindeydiler.
Entre tous les petits cousins et voisins, il y avait une vingtaine d'enfants, toujours ensemble à faire les pires bêtises.
Birbirinin eşi kuzenler oldular. Hayatları boyunca
Des cousines identiques Toutes leurs vies
Kuzenler öpüşüyor!
Tu le connais très bien!
Burada birçok yabancının anladığı anlamda değil. Kuzenler son derece yakındır.
On l'appelle "tante", mais ça ne veut pas dire "tante".
Kuzenler ve kamp arkadaşları. - Bu hiç iyi değil.
- Avec les amis de camps de vacances.
Kuzenler, halalar, amcalar... söylenenlerin hepsi, 25 kadar ölü olmalı.
Si, il y en a eues. Cousins, oncles, tantes... Entre tous, ils ont dû être quelque 25 morts...
Kuzenler, halalar, amcalar...
Cousins, tantes, oncles...
Olsa olsa, uzak kuzenler olabilirler.
Ca pourrait être des cousins éloignés.
Yani Vinnie ve Tino kuzenler mi?
Ils étaient cousins, alors?
- Evet, elbette. Siz kuzenler evlendiniz mi?
Ainsi, les cousins se marient.
Strozzi ve Giorgio öz kuzenler.
Strozzi et Giorgio sont vraiment cousins.
Kuzenler kuzendir!
Les cousins, c'est les cousins!
Kuzenler!
Cousins!
Üç çocuğumuz var. Bu yüzden sürekli ziyarete gelmek isteyen amcalar, teyzeler ve kuzenler oluyor.
On a trois enfants, et un tas de tantes, d'oncles et de cousins qui passent nous voir.
Kuzenler. Ciddiyim.
Enjeu.
Hadi, sevişen kuzenler gibilerdi.
Ça faisait "Cousin, Cousine"!
Kuzenler, onun derdi bizim de derdimiz.
Cousins, sa peine ne saurait être consolée.
Alo, kuzenler evleniyor.
Allô, les cousins qui se marient.
Onlar birer Ilanic, Luxanslarla genetik olarak kuzenler...
Mes amis sont des ilaniques, ils sont apparentés aux luxans.
Merhaba kuzenler!
Bonjour cousins!
Amerikalı kuzenler iyiler mi?
Les cousins américains... ça va?
Kuzenler Anton ve Phoebe'nin herhangi bir zaman diliminde bir araya gelmesi riskini göze alamadılar.
Les cousines ne voulaient pas prendre le risque que Phoebe et Anton se retrouvent dans une autre vie.
Sanırım kuzenler Phoebe ve onun ruh eşi olduğunu düşünüyordu.
Elles ont dû penser que Phoebe et lui étaient mes soeurs.
Kuzenler, kayınlar. Dev bir aile.
Avec les cousins et tout, c'est un clan énorme.
Hep kötü bir zaman. Kuzenler...
Sans compter tes cousins, ton proprio...
Siz başkalaşmış kuzenler misiniz?
Vous êtes quoi, cousins germains?
Teyzeler, amcalar, kuzenler.
Oncles, tantes, cousins...
- Kuzenler geri mi gelmiş?
- Les cousins sont revenus?
Kuzenler için yüzde on, yeğenler için yüzde yirmi indirimli.
10 % de moins pour les cousins, 20 % de moins pour le reste.
Ben, Trina ve bütün kuzenler.
À moi, à Trina et aux cousins.
Konuşun kuzenler.
Parlez, cousins.
Bakın ona, kuzenler.
Regardez-le bien.
Evet, kuzenler.
C'est ça.