Kuşlar tradutor Francês
3,925 parallel translation
Durun bakalım, aşk kuşları.
Hey, attends une minute, les tourtereaux.
Şov dünyası kuşlar için.
Le showbiz, c'est pour les pigeons.
Kuşlar benim yardımımı kullanabileceğini söyledi.
Quelque chose m'a dit que tu pourrais avoir besoin d'aide.
Bize o lanet olası kağıt kuşları yaptırırken
En nous faisant plier ces foutus oiseaux de papier pointus.
Brett, muhabbet kuşlarına bak.
Oh. Brett, on a un couple d'amoureux ici.
- Kuşhane. Kuşlar için ev.
Oh, c'est une volière... une maison pour les oiseaux.
Bay kuşları kafese tıkmayı istemediğinden hiç kullanmadık.
Nous ne l'avons jamais utilisée parce que Bay ne voulais pas mettre les oiseaux en prison.
- Bu kuşlar delirmiş.
- Ces oiseaux sont devenus fous.
Cuckoo kuşları kuluçka paraziti gibi canlılardır.
Les coucous sont des couveurs parasites.
Tamam, cuckoo kuşları ne yapıyorlarmış?
Ok, que font les coucous?
Bir şeyler yememiz gerekiyordu. Kuşların uçması gerektiği gibi.
Manger est nécessaire, comme voler pour les oiseaux.
Selam aşk kuşları.
Bonsoir les tourtereaux.
Aşk kuşlarına birkaç şey söylemek isterim.
Je souhaiterais juste dire quelques mots pour nos deux tourtereaux.
Kuşlar, kuşlar, kuşlar.
Oiseaux, oiseaux, oiseaux
Kuşları izlemeye gitmek istiyordum da.
J'adorerais aller observer les oiseaux.
Sadece kuşları izlemeye gideceğim.
Je vais juste regarder les oiseaux.
Salı günü saat dörtte kuşlar izlenecek, kural böyle.
A quatre heure les mardis, on regarde les oiseaux, c'est la règle. Jude.
Aşk kuşları gelmiş.
Oh, les tourtereaux sont là.
Sonra baktım sen kuşları seviyorsun...
Mais j'ai vu que tu aimais les oiseaux.
Kuşları Lyla seçti.
C'est Lyla qui les a choisis.
Muhabbet kuşları. Aşırıya mı kaçmışım?
Des inséparables, pas très subtil, si?
Çünkü mısır tarlasında tek başıma diğer kuşları korkutup kaçırıyorum.
Car je suis seule dans un champs de mais, à effrayer les oiseaux.
Erkenci kuşlar.
Des oiseaux matinaux.
Yemen halkının kanatları kırık küçük kuşlar olduğunu mu düşünüyorsun?
Vous pensez que le peuple Yéménite est un petit oiseau aux ailes brisées?
Kuşlar söyledi.
Mon petit doigt me l'a dit.
* Kuşlar uçar, *
♪ if, if birds fly
Anlıyor musun, kuşları vuruyorlar, ve bazen kuşlar su birikintilerinin içine düşüyor.
Tu vois, ils tireraient les oiseaux et parfois les oiseaux tombent dans l'étang.
Yüzmek için ve kuşları yakalayıp getirmeleri için uygun hale getirmişler onları, anlıyor musun.
Ils auraient besoin d'un bon chien capable de nager et de les récupérer, tu vois.
Martin ölü kuşları öpen ahmağın tekiydi sadece.
Martin était juste l'idiot qui a embrassé un oiseau.
Hangi davetiye daha iyi? Düğün çanları mı, kuşlar mı?
Hey, quelle invitation préfères-tu, celle avec les cloches de mariages ou celle avec les oiseaux?
Kuşlar. Kuşlar her zaman iyidir.
Oiseaux, toujours les oiseaux.
Katil kuşlar yüzünden.
À cause des oiseaux tueurs.
Görünüşe göre muhabbet kuşlarımız arkadaş beklemiyormuş.
On dirait que nos tourtereaux ne s'attendaient pas à de la compagnie.
Kuşlar defolun buradan!
Sortez de là les oiseaux!
Kuşları kim sever biliyor musun?
Tu sais qui aime les oiseaux?
Kuşlar bitkilerime saldırıp duruyor.
Les oiseaux n'arrêtent pas de venir sur mes plantes.
" Muhabbet kuşlarından ders al.
Apprend une leçon avec des perroquets
Sanırım ben Kuşlar filmindeki Tippi Hedren'ım.
Je crois que je suis Tippi Hedren du film "Les oiseaux".
Olamaz. Kuşların sırılsıklam oldu.
Oh non, vos oiseaux sont trempés.
Ya da camlarınıza bu yapıştırmalardan yapıştırırsınız, kuşlar da uzaktan uçar.
Ou vous pouvez mettre ces stickers sur vos vitres et les oiseaux y verraient plus clair.
Salak kuşlar için fazla bir uğraş gibi.
Ca semble est fastidieux pour quelques oiseaux débiles.
Evrimsel bir kafes maçında, her seferinde kuşları tutarım.
Dans un combat pour l'évolution, Je parierais sur les oiseaux à tous les coups.
Özgürlüğe uçun küçük kuşlar.
Volez librement, petits oiseaux.
- Ne güzel. Mavi ayaklı sümsük kuşlarına mı özendin?
Alors, tu as été mordue par un fou à pieds bleu?
Tony Barlow'un dairesinde duvarların içinde kuşlar var.
Tony, l'appartement des Barlow, il y a des oiseaux dans les murs.
Sana kuşlar mı saldırdı?
Celui à propos d'avoir été attaqué par les oiseaux?
Bazen duvarlardaki kuşlar ve sürekli gördüğüm o kapı.
Parfois Avec les oiseaux dans les murs et...
O kuşlar daha önce kimseyi rahatsız etmemişti.
Ces oiseaux n'avaient jamais dérangé personne auparavant.
( kuşlar cıvıl cıvıl ) - ( Mike ) oahırda gitmek mi?
- Est-il entré dans la grange?
Kuşlar hep sürü halindedir.
Il y a beaucoup de noms pour oiseaux.
Kuşları öldürecek misin?
Tu vas tuer les oiseaux?