Küstah tradutor Francês
1,175 parallel translation
Tuvalet kağıdı almaya indim... sonra hayatımda duymadığım, en küstah... en özel şeyleri sormaya başladı!
Je viens chercher du papier toilette, et elle a le toupet de me demander, des choses extrêmement personnelles.
Nasıl, seni küstah ( k.ü.f.ü.r ).
Espèce de connard arrogant.
O küstahı pişman edeceksin.
Tu vas lui faire bouffer son insolence.
O çok inatçı ve küstah.
Il est borné et présomptueux.
Aslında, senin kibirli, küstah ve itici biri olduğunu söyledi.
En fait, il paraît que vous avez la grosse tête et que vous êtes puant.
Küstah, inançlarından vazgeçmesi için baskı yapanlara denir. Aksine.
L'impertinence c'est de pousser un homme à renier ses croyances.
Siz Avustralyalılar en kaba ve küstah askerlersiniz.
Vous autres Australiens êtes les plus grossiers des soldats.
Küstah, pislik adamın teki.
C'est un petit connard arrogant.
Umarım beni küstah bulmazsınız ama sizin gibi esmer, egzotik kadınlar kanımı tutuşturur.
Ne me jugez pas présomptueux, mais... Ies femmes brunes et exotiques me font perdre la tête.
Küstah marsık!
Ce sale basané fait le malin!
- Nasıl böyle küstah olabilir?
- Il a un culot affolant.
Bence King Marchand küstah, dik kafalı, şoven piçin teki.
C'est un couillon, arrogant, entêté, phallo.
Oo. Küstah.
Effronté.
- Öyle mi? Günlük postasını almazsa bu kadar rahat ve küstah olabilir miydi acaba?
Il ferait moins le malin, sans son courrier!
- Sen de küstah, kendini beğenmiş...
- Et toi, tu es d'une arrogance...
Sen de küstah, kendini beğenmiş...
Toi, tu es le type le plus prétentieux...
Ama bu küçük sefil, aşağılık ülke... ... açık pazar ekonomisini empoze edeceğini sanacak kadar küstah.
Mais ces petits, ces minables, ces merdeux... ont le culot de croire qu'ils peuvent faire la loi dans la libre entreprise.
Müthiş bir strateji, Küstah Hazretlerim.
Magnifique stratégie, de votre Arrogance.
- Çok küstah birisin.
- Vous êtes bien arrogant.
Kendini beğenmiş küstahın tekiydim.
Quelle sale petite prude je faisais.
İşte şu küstah çocuk.
Voilà cette enfant impertinente.
Sen, küstah çocuk, temizle yüzünden o gülümsemeyi.
Petite impertinente, arrête de sourire.
Senin, konuşmayı reddedişin ve küstah inatçılığın bizi geciktiriyor.
Votre obstination et votre entêtement nous font perdre du temps.
Aynı zamanda da küstah.
Et aussi très arrogants!
Bu kadar küstah ve kibirli olduysa bu benim suçum.
C'est ma faute : son arrogance, son impudence!
Sus, seni küstah, düşüncesiz bücür!
Tais-toi, petit arrogant, petit roquet ingrat!
Bana bu kıyımın gerekli olduğunu söyleyebilecek kadar küstah mısınız?
Vous osez me dire que ce carnage était nécessaire?
Haydi, benim güzel, küstah, küçük fahişem. Şansın döndü.
Big nouvelle, ma jolie panthère d'amour... tu as du chou!
Hey! Dışarı gelsene, seni neşeli, küstah fahişe!
Remue ta croupe, ma belle bonbonne de sauce piquante!
Kapıyı çalışımız, küstah kahya, neredeyse cehennemin köpeklerini uyandıracak kadar gürültülüydü.
Nous avons frappé, impertinent laquais, et assez fort pour réveiller les chiens de l'enfer!
Ayrıca kaba, küstah ve ukala, ve kendine ve yeteneğine çok güveniyor.
- Détecteurs parés. - Forme de vie? - Aucune, capitaine.
O kadar küstah davranmasaydın bana hatırlayabilirdim.
Si t'avais été moins odieux, je m'en serais souvenue.
Bunu bana söyleyecek kadar küstah mısın?
Quel orgueil! Quelle prétention!
Bu ne cüret, seni küstah köylü!
Comment osez vous, paysan insolent!
Adı Küstah Ed.
Il s'appelle Presuming Ed.
Küstah Ed.
Presuming Ed.
Küstah Ed'in de ısrarla altını çizdiği gibi... güzel şeyler gerçekleştirme konusunda sınıfta kaldık.
Et comme Presuming Ed le dit toujours... Nous n'avons pas pu la "paint it black".
Camille küstah degildir.
Camille n'est pas une orgueilleuse.
Küstah bir eşcinsel.
Un gay pur et dur.
Ceplerinde sürgülü hesap cetvelleriyle gorillerimi gözetleyecek küstah bilim adamlarını istemem.
Pas de petit scientifique frimeur... avec règle à calculer en poche, en train de scruter mes gorilles.
Küstah!
Espèce de goujat!
Tam bir küstah.
Pour qui se prend-elle?
- Küstah Fransız.
Petit parvenu Français.
Seni küstah!
Insolente!
Ama küstah!
Alors vulgaire!
Gel bakalım, küstah eşek, bu işi burada bitirelim.
Sors dehors, fortiche en toc!
Seni küstah, küçük serseri!
Et grande gueule, le fumier!
Küstah herif!
Quel affront!
Umarım küstah olduğumu düşünmüyorsundur.
On n'a qu'à les diviser.
Herşey olabilirim ama küstah asla.
Alors en effet, je n'ai pas froid.
Küstah pislik.
Le salaud!