Kızılderililer tradutor Francês
711 parallel translation
Kızılderililer buraya "Rüzgarlar Diyarı" derler.
Les Indiens appellent cet endroit le pays du vent.
Büyük bir gariplik, kızılderililer kuzey rüzgarının bulutlarda yaşayan hayalet bir at olduğunu düşünür.
C'est très étrange. Pour les Indiens, le vent du nord est le fantôme d'un cheval qui vit dans les nuages.
Kızılderililer öldürmüş diye duydum.
On me dit que les Indiens l'ont tué.
Kızılderililer yapmış süsü verilmiş.
On aurait bien dit les Indiens.
Kızılderililer asla böyle bir şey yapmaz.
Les Indiens n'ont jamais fait ça.
Kızılderililer benim dostumdur.
Tu vois, les Indiens sont mes amis.
Flack, kızılderililer günlerdir duman işareti gönderiyorlar.
Les Indiens envoient des signaux de fumée depuis quelques jours.
Kızılderililer mi?
Les Indiens?
Zeke, seni yalancı düzenbaz o kızılderililer Coleman'a eş olsun diye Cameron'un kızı kardeşini satın alıyor.
Hé, Zeke, vieux menteur... l'lndien achète la sœur de Cameron pour en faire la squaw de Coleman.
Kızılderililer ile ilgili söylentiler doğru mu?
Et que dit-on à propos des Indiens?
Doğru. Kızılderililer bizi durdurmak için batıda toplanıyorlar.
Les Indiens se rassemblent pour nous bloquer le passage.
Eğer kızılderililer o arabalara rastlarsa, hepsini öldürürler.
Si les Indiens les aperçoivent, ils les tueront tous.
Kızılderililer yakaladı sanmıştım, Ruggles.
On vous croyait prisonnier des lndiens.
Dikkat et de yolda Kızılderililer seni yakalamasın.
Attention aux Indiens!
Ama savaş boyunca düşman Kızılderililer oradaki yerleşimcileri katletti.
Mais pendant la guerre, des Indiens hostiles ont massacré nos colons.
Kızılderililer herşeyi satar.
Les Indiens vendraient n'importe quoi.
Kızılderililer vurdu.
. - Les Indiens l'ont eu.
[Jake] Kızılderililer böyle düşünür.
Les Indiens comprennent ça.
Kızılderililer ve Toriler hakkında söylediklerinden dolayı korkmadın değil mi?
Il ne t'a pas effrayé avec ses propos sur les Tories et les Indiens?
Kızılderililer hakkında düşünmüyordum bile.
- Je ne pensais pas aux Indiens.
Kızılderililer savaşyolunda.
Indiens sur sentier de guerre.
Gil, Kızılderililer, bir daha bu yoldan gelmeyecekler değil mi?
Les Indiens ne reviendront pas, n'est-ce pas?
- Kimler o zaman? - Kızılderililer.
- Il y avait quoi alors?
Bütün gün burada Kızılderililer'den başka bir şey düşünmeden oturunca insan geriliyor biraz.
Ça me rend nerveux de rester assis là à ne penser qu'aux Indiens.
Bugün Kızılderililer günü.
C'est le jour des Indiens.
- Evet, kitap yazıyorum Uzmanlığım Kızılderililer.
- Disons que j'écris des livres sur les Indiens.
Şu anda Kızılderililer çıksa bile aldırmazdım.
Maintenant, même voir un indien me ferait plaisir.
- Kızılderililer!
- Des indiens!
Kızılderililer demek.
Des indiens, hein?
Kızılderililer hep kafa derisi yüzmezler eğer bizimkiler onlarınkini yüzmezlerse.
Tous les Indiens ne scalpent pas. Pas si on les scalpe en premier.
Kızılderililer sığırları çaldı.
Les Indiens ont pris le bétail.
Size kızılderililer gibi giyinip, sığır çalmayı mı emretti?
Habillés en Indiens voleurs de bétail?
- Kızılderililer mi?
- Des Indiens? - Oui.
Kızılderililer!
Les Indiens!
Kızılderililer geliyor!
Les Indiens arrivent.
Kızılderililer hatta saldırıyor. Kızılderililer!
Les Indiens attaquent l'avant-poste!
Kızılderililer! Ana kampa baskın yapıyorlar.
Les Indiens attaquent le camp!
Bu kızılderililerin etlerimizi çalan kızılderililer olduğundan eminmisin?
Ceux qui ont pris les bêtes étaient bien des Indiens?
Bana o Kızılderililer gibi göründü.
Lls m'en avaient tout l'air.
Eminim ki Shaw işini biliyor... ama bugün kızılderililerin bizi tartaklamasına izin verdi..... onu kızılderililer biz yeniden saldırmaları içn cesaret verdiğini düşünmelisiniz.
Shaw sait ce qu'il fait mais il a laissé agir les Indiens comme pour les encourager à nous attaquer de nouveau.
Kızılderililer ya da başkaları, Ben hattı ilerleteceğim, Yüzbaşı.
Indiens ou pas, je continue, Capitaine.
Kızılderililer bir tek şeyle bu kadar çok zaman ilgilenmezler.
Les Indiens se lassent vite des nouveautés.
Kızılderililer gibi battaniyeye sarılı bir şekilde mi?
Une couverture comme une Indienne?
Atlar. Kızılderililer de.
Et des indiens!
Bilirsin, o günlerde Kızılderililer göçmenleri öldürüyordu.
En ce temps, les indiens scalpaient les colons.
Kızılderililer haricinde ne zaman bir şey öğrendin ki? İçeride de çekebilir miyim?
Tu n'as jamais rien appris, sauf des Indiens!
Ooo, bu, küçük kızılderilileri açıklıyor. Kızılderililer!
- Ce qui explique ces figurines.
Orada ki Kızılderililer sana yolu gösterir. Şey...
Là, un indien pourra t'indiquer la route de Buffalo Ridge.
Kızılderililer yani.
Des Indiens, quoi.
Kızılderililer!
- Les Indiens! - Je sais.
Kızılderililer orada.
C'est Owen que ça regarde.