English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ L ] / Lac

Lac tradutor Francês

5,349 parallel translation
- Bu bizim gölümüz.
- C'est notre lac.
Gölde evleneceğim ben.
Je me marierai au lac.
Gölde seninle evleneceğime resmen karar verdim.
J'ai décidé que je voulais officiellement me marier au lac.
- Selam baba. Bunun için göl kazdık.
- On a creusé un lac!
Milwaukee Gölü'ne düşüp neredeyse donacak olan bir adamın Portekizce konuşmaya başlamasını hatırlattı.
Ça me rappelle une affaire où un homme était tombé dans un lac glacial à Milwaukee, est ressorti parlant portugais.
Hayatımın sonuna kadar Ontario Gölü'ne girmem yasak.
J'ai été bannie à vie du Lac Ontario. Demande pas pourquoi.
- Amacını bildir. Ama bil ki üstün güçlerimden şüphe duyanlar, sonsuz ateşin gölünde yanacaklardır.
Mais sachez auparavant que tous ceux qui doutent de mon pouvoir suprême brûleront dans le lac de feu pour l'éternité.
"... geçen yazı unuttun mu? " diyor.
Comme au lac l'été dernier? "
Kimileri gölde boğulduğunu söylüyor kimileri de onun, kayıp kız kardeşini ormanda arayan hayaletini gördüğünü söylüyor.
Certains disent qu'il s'est noyé dans le lac, mais d'autres disent qu'ils ont vu son fantôme, errant dans ces bois, cherchant sa soeur perdue.
Kimileri gölde boğulduğunu söylüyor kimileri de onun, kayıp kız kardeşini ormanda arayan hayaletini gördüğünü söylüyor.
Certains disent qu'il s'est noyé dans le lac, Mais d'autres disent qu'ils ont vu son fantôme, errant dans ces bois, cherchant sa soeur perdue.
NCIS Los Angeles Sezon : 5 Bölüm : 10 Çeviri :
♪ NCIS : LA 5x10 ♪ Le lac gelé Diffusé le 26 Novembre 2013
Donmuş bir gölümün üzerinde duruyorum.
Je suis debout sur mon lac gelé.
Senin donmuş gölün dünyada en çok istediğin şeyin ismi, ve istediğin şey...
Ton lac gelé, c'est le nom que tu donnes à ce que tu veux le plus au monde, et tu...
Orada duruyor, donmuş gölün tam ortasında oturuyor.
C'est juste là, à attendre au milieu de ce lac gelé.
Sanırım bu durum USB belleği onun donmuş gölü mü yapıyor?
J'imagine que cette clé, c'est son lac glacé?
Yani, bana bak, donmuş bir gölün üstünde duruyorum.
Je veux dire, regardez-moi, je me tiens sur un lac gelé.
Donmuş gölü geçmenin sadece bir yolu var.
Il n'y a qu'une seule manière de traverser un lac gelé.
Bana donmuş bir gölden geçmenin sadece bir yolu olduğunu söylemiştin.
Vous parliez du seul moyen pour traverser un lac gelé.
Prens Token, Karagölün Lordu Sör Timmy, Leydi McKormick.
Prince Token, Sire Timmy du Lac Noir, dame Mac Kormick.
Bir piknik sepeti hazırlayacağım. Ayışığı altında gölün üzerinde olacağız.
Je vais préparer un panier à pique-nique, nous serons là-bas au bord du lac sous le clair de lune.
Fırınlanıp, altın rengini alcaklar. Gölün üzerindeki teknede 2 saat sonra bile taze ve çıtır kalabilmeleri için ıslak olmamalılar.
Cuites, comme ça elles caramélisent, mais pas trop cuites, pour qu'elles restent fraiches et croustillantes après deux heures sur un bateau au bord d'un lac.
Ted yedi yaşındayken, en yakın arkadaşıyla Geauga Gölü'nde vahşi batı temalı bir fotoğraf çektirmişti.
Tu sais, quand Ted avait 7 ans, lui et son meilleur ami ont pris une photo de Far West ensemble au lac Geauga.
Nereden bilebilirim? Sudaki balığı dışarı çekmek gibi.
C'est comme pêcher le brochet au lac Mjosa.
Natesville Gölü'ne balık tutmaya gitmişler.
Ils ont pêché sur Lac de Natesville.
Batı yarım kürenin en büyük tuz gölünde.
C'est le plus grand lac salé dans l'hémisphère occidental.
Gölümüzü koruyor demek.
Elle protège notre lac.
Hayır Noel'de kardeşinin evine gitmiyoruz veya gölde büyük yaz şeylerinden birini yapmıyoruz ya da herkes hayattayken aile fotoğrafı çektirmiyoruz.
Non, nous n'irons pas chez ta soeur pour Noël ou faire un de ces trucs d'été au lac ou faire une photo de famille pendant que tout le monde est encore vivant.
Şimdi, salı gecesi göldeki şenlik ateşine gideceğim.
Mardi soir, je vais à un feu de joie près du lac.
Soğuk göle çıplak dalış yaparken seni düşüneceğiz.
On pensera à toi quand on fera notre plongeon de l'ours blanc nu au lac Briar.
Gölün yanındaki kulübeyi.
Le chalet près du lac.
Parti karı Henderson yakınındaki küçük bir gölden geliyormuş.
Donc, cette couche de neige vient d'un petit lac situé près de Henderson. C'est donc là que le camion va.
Yeni aldığım kulübede kızlar için harika bir lastik salıncak var. Çocukların içinde oynayabilmeleri için göle yakın.
La nouvelle cabane que j'ai acheté à une grande balançoire pour les filles, un accès au lac pour que tout les enfants y joue.
Göl kenarı.
Au bord du lac.
Şimdi kızımı ailesinin Oneida Gölü'ndeki evine götürmüş olabileceğini düşünüyorum.
Il a dû la séquestrer chez ses parents ou au lac Oneida.
Buraya gelebilirseniz kendisiyle görüşme ayarlayıp, sizi göle götürebilirim.
Si vous venez, je peux arranger un rendez-vous, il vous amènera au lac.
Buz gibi bir gölde yüzen genç kızlar gibi bağırmak sevinmenin en iyi yolu zaten.
C'est pas grave. Crier comme une adolescente qui nage dans un lac gelé est une réponse approprié pour les entretiens.
Gölün tadını alıyorum gerçekten.
Je peux vraiment sentir le lac.
- Balıkla birlikte gölün içinde gibiyim.
- Je me sens comme si j'y étais, dans le lac avec le poisson.
- Burası göl, köpekbalığı olmaz.
C'est un lac. Il n'y a pas de requins.
Bana hamileyken bile kuğu balesi yaptı.
Elle a même dansé le Lac des Cygnes alors qu'elle était enceinte de moi.
Bu sezonu, "Kuğu Gölü" ile açıyoruz.
Cette saison, nous débutons avec le Lac des cygnes.
Adım Judy ayrıca sen göle atlayıncaya kadar iyiydi.
Judy. Jusqu'à ce que tu plonges dans le lac.
Lake ve Daniels kesinlikle bu işe...
Lac et Daniels en chie de peur...
Herkül'ün altıncı görevi olan Stymphalian Kuşları'nın ruhlarıyla dövldüler ruhlarıyla dövldüler.
Imbibé de l'âme des oiseaux du lac Stymphale, le sixième des travaux d'Hercule.
Beklediğim gölün içine tam anlamıyla bir atlama değildi.
Je n'attendais pas un véritable saut dans le lac.
Hep birlikte göle bakıyorduk.
Nous étions tous retournés au lac, nous tous.
Kan gölleri vardır.
Le lac de sang.
Güzel bir göl manzarası da var.
On a une belle vue panoramique sur le lac, ici.
Göle gitmesine izin vermeyin!
Ne le laissez pas aller au lac! Ne le laissez pas aller au lac! - Je suis libre!
Karısı ve çocuğu Lake Lanier'daki evinden kaçırılmıştı.
Ils avaient enlevé sa femme et son enfant devant chez lui au lac Lanier.
Kırsalda, göl kenarında...
C'est rustique, près du lac.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]