Lattes tradutor Francês
103 parallel translation
Belki alt tarafı bir iki gevşek döşeme, belki de... sadece belki diyorum... öbür dünyanın anahtarı.
Peut-être quelques lattes de parquet mal fixées... Ou peut-être, je dis bien peut-être, la clef qui ouvre vers un autre monde.
- Bu yatağa daha fazla çıta gerek.
- Il vous faut des lattes supplémentaires.
- Yatakta hiç çıta yok ki.
- Ce lit n'a pas de lattes!
Bak tam karşındalar. Küçük tahtaların hepsi orada.
Regarde, devant toi, tu vois ces lattes de bois?
Finzi-Continilerin bahçesinde, Lattes ve ben hariç herkes arî ırktan.
Chez les Finzi Contini, hormis Bruno Lattes et moi, il n'y a que des Aryens.
- Burada.
- Lattes Luigi.
- Lattes, Magda.
- Présent.
Lattes, Luigi.
- Présente.
Gezegenimdeki yöneticilerin hepsi de beyinsiz! Onların hepsinin yerine ben geçeceğim! Ve kıçlarına tekmeyi basacağım, duydun mu?
Chez moi, il y a que des bredignots, au gouvernement... et je m'en vas les remplacer tous à moi tout seul... et les chasser à grands coups de lattes dans l'oignon!
Bay Jones, ya dışarı çıkarsınız, ya da tekmeyi kıçınıza gömüp sizi uzaya yollarım.
M. Jones, tu vas t'aligner dehors... ou je te fous sur orbite à coups de lattes.
Neden Şaban'ı yatağına geri postalamıyorsun?
Pourquoi tu le repieutes pas à coups de lattes?
Bunlar Vadi'deki tek bahçeli evler, asker olsun olmasın, çıtalı, sıvalı ve parke zeminli.
G.I. ou non, ce sont les seuls pavillons de la Vallée avec des murs en lattes et en plâtre et avec des parquets.
O köpekler avlarının peşinde havlayıp duruyordu.
Tous des chiens... Traîne-lattes! ... jappant aux talons de leur proie.
- Çıtaların çürümemesi için koruyucu sıvıyı sürün.
- Prenez des lattes anti-corrosion.
- Eğer metalik koruma sıvası bulamazsanız- - - Uh-huh? -... karbon-fiber sıva kullanın.
- Si vous n'avez pas de lattes de métal, utilisez des lattes en fibre de carbone.
- Ohh! - Şimdi sıvayı uygulayın.
Maintenant, placez les lattes.
- Tahtalarını getirdim.
- Je t'ai amené des lattes.
Burada döşemenin altına saklanmış cesetler vardı.
Il y avait des cadavres dissimulés sous les lattes.
Zavallı Ray, koca yatağın hepsi senindi. Bense geceyi İsveç yapımı'rafta'geçirdim.
Pauvre Ray, qui a eu un grand lit pour lui tout seul tandis que j'ai dormi sur les lattes suédoises!
Demek istiyorum ki, bütün bu yerdeki her gıcırtılı zemini ve cızırtılı menteşeyi biliyor olmalısın.
Tu dois connaître toutes les lattes qui craquent.
Sonra latte içmeye başladım, şimdi de duble espresso içiyorum.
- Je m'en souviens. Après, je me suis mise aux lattes, puis aux doubles macchiatos.
Seni öyle bir pataklayacağım ki, bulimia hastalığın bile geçecek.
- Je guérirai ta boulimie à coup de lattes!
Zemini görmelisin, meşeden tahta levhalar...
Mais ce parquet est génial, lattes en chêne, avec un joli motif.
İke senin peşinden okula gelmek istedi. Sen onu tekmeledin. Cartman da bize uzaylı rüyasını anlattı.
Ike te suit, tu le lattes, Cartman raconte son rêve...
Banyoda kan, yer döşemesinde kan.
Du sang dans la baignoire, du sang sur les lattes de plancher.
Evet, güzel, sistemde bir ton ayak pedalı var.
Oui, mais il y a une tonne de lattes en circulation.
Bu tarz, taşralıların oyunu alabilir, ama posta kutuları için delik açanlara değil de,
Ca marche sur les cowboys mais il y a une masse de votants qui connaissent mieux les "vente lattes"
Mutluluğumuzu başka biriyle paylaşmaya karar verdiğimizde, bize soy lattes ısmarlamasına bile izin vermeyiz!
Depuis quand l'autre est-il responsable de notre bonheur? Déjà qu'on ne fait confiance à personne pour commander pour nous un café au lait de soja.
Bizim için Soy lattes ısmarlamasına bile izin vermeyiz!
Déjà qu'on ne fait confiance à personne pour commander pour nous un café au lait de soja.
Soy... lattes.
Café... Au lait de soja.
- Dolaba mı? - Döşemenin altına!
- Uh, lattes de plancher.
Bugün yaptığım keşif sonucunda döşemenin altına annelerinden gerçek hayatlarını saklayan Kim kadınlarının son halkası olduğumu öğrendim.
Je viens de découvrir aujourd'hui que je n'étais que le dernier maillon de la chaîne des femmes Kim qui cachent leur vraie vie à leur mère sous les lattes du plancher. - Lane, elle est là!
Kanın çeşidini belirlemek için kabuk metodu.
Le test de Lattes pour déterminer le groupe sanguin.
Kahve, kurabiye, ne istersen.
Lattes. Cookies. Ce que vous voulez.
2 tane köpüksüz lütfen..
Deux lattes, pas de mousse, s'il vous plaît.
Köpüksüz.
Lattes, pas de mousse.
Şu anda kahrolası tahta zemini kazıyor olmalıydık.
On devrait être en train d'enlever les lattes du plancher.
Basınç izleri bankın çıtalarıyla uyumlu.
Les marques correspondent aux lattes du banc.
Al bakalım. Sabah sütlü kahvelerin hazır.
Deux lattes, comme d'habitude.
Demek, şekersiz tarçınlı layt soya kahvesi içiyorsun?
Vous buvez des lattes sans sucre, cannelle, lait de soja?
Yani, birlikte geçirdiğimiz onca zaman, onca sütlü kahve onca iptal edilen randevu, onca gece yarısı tampon aramalar hepsi boşa gider, ve tüm o editör olma hayallerin de uçar gider.
Ces heures passées ensemble, les lattes, vos rencards annulés n'auront servi à rien et votre rêve d'être éditeur s'envolera.
Anne, aç olduğunu biliyorum, sana Chai latte ısmarladım.
Maman, je sais que t'as pas faim, alors je t'ai pris un des Soy Chai Lattes.
Affedersiniz, sütlü kahve var mıydı?
Excusez-moi, vous faites des lattes...
Sütlü kahve yok.
Non. Pas de lattes.
- Ve haftaya kahveleri ben ısmarlıyorum.
- des lattes la semaine prochaine.
Biz onları ucuz olduğu için kesiyoruz.
Nous avons installé des lattes car c'est moins cher.
- Ascoli in Levi.
- Lattes Magda. - Présente.
bazı kaplamalar ve kiremitler kendilerini yenileriyle değiştiriyorlar. - Ne? Kaplamalar...
Les lattes.
- Kahve almak için olabilir mi?
- Tu penses que c'était pour des lattés?
Her ne kadar, günün 8 saati buzlu kahve dağıtmak gerçek bir iş olmasa da.
Non pas que fouetter des lattés glacés 8 heures par jour soit un travail honnête.
Erica iki latte lütfen.
Erica, deux lattes, s'il vous plaît.