Leger tradutor Francês
2,936 parallel translation
Sandra Bullock gibi hafif komedilerde iyiyim.
Je suis potable. Registre léger, à la Sandra Bullock.
Hafifledin mi?
Poids léger.
Horno, "Hafif porno".
Lorno, "porno léger".
Selam baba!
C'est du lorno, du porno léger.
Alo. Ben Atlanta Parklar Müdürlüğünden Bölge Yöneticisi Carla Nelson.
Quand je ne mange pas de humus et que je ne me branle pas, je fais du porno léger.
Hafif çantayla seyahatte. Muhtemelen yayan. - Kimsin sen?
Il voyage léger, vraisemblablement à pied.
Muhtemelen Anna hafif bir beyin sarsıntısı geçiriyor.
Ce doit être un léger choc cérébral.
Bu vesileyle hafif bir aksan kaptı. Madonna gibi diyelim.
Elle a gardé un léger accent.
Beni nispeten şaşırtan tek şey giriş bölümünün sonunda İsa adının geçmesiydi.
Le seul léger choc fut la mention, à la fin de votre article, du nom du Christ.
Profesyonel bir katil için fazla özensiz davranıyorsun.
C'est un peu léger pour un soi-disant professionnel.
Çok hafiftir.
C'est si léger.
Dediğiniz doğru. Uykum çok hafiftir.
Et puis, vous savez, j'ai le sommeil très léger.
Planda bazı değişiklikler oldu.
Il y a eu un léger contretemps.
Hafif bir kafa travması geçiriyor. Alnında ve yanağında ezikler mevcut.
Léger traumatisme crânien, blessures au front et au torse.
İlaçları dikkatli kullanman lazım. Vicodin olabilir.
On va vous donner un truc léger.
Affedersin. Sanırım bir çıkar çatışması içindesin.
Excuse-moi, mais je pense que tu as un léger conflit d'intérêts.
İkiside.
Votre alibi est léger.
Öldürmek için yeterince iyi gözükmüyor.
C'est léger comme mobile pour tuer.
Naber gece misafiri?
Prêtes pour la soirée pyjama? Je voyage léger.
Başlarda ağır değildi.
C'était, heu, léger au début.
Tek yapman gereken küçücük bir ahlaki taviz vermen.
Tout ce que tu as à faire, c'est un léger compromis moral.
Mine, az koydum...
De la verveine, c'est léger.
En ufak hareketimde ölürsün.
Un léger mouvement... et tu es mort.
Eşyalarımız hafif olmalı. Haklısın.
On doit voyager léger.
Hedefin oradan uzaklaşmasına mani olacak ölçüde teması sağlamak da zamanlamadan geçer.
Il suffit d'un léger choc pour empêcher votre cible de partir. Tout est dans le timing.
Hem enfes, hem hafif.
Bon et léger.
Ama zayıf bir teşhisti.
- C'est léger.
Matematikle aram pek yoktur ama bu bana 20.000 doların bayağı altında gibi geldi.
Je suis pas doué en maths, mais ça semble léger pour 20 000 $.
Okul çantam çok ağır. Şimdi hafifledi.
Mon sac d'école est trop lourd mais non, c'est léger
Eğer kızlara yaklaşman bu şekilde oluyorsa, oldukça zayıfmış.
Mais si c'est comme ça que tu dragues, c'est un peu léger.
Çok hafif bir sakinleştirici yazdım.
Je te prescris un sédatif léger.
Biraz öğüte ihtiyacı olabilir.
C'est vrai qu'un léger recadrage...
Biraz mı?
Léger?
Bana biraz küçük bir ihtimal gibi geldi bana.
Non, ça me semble... léger.
Hem insanları sakin tutuyor hem de onlara büyük bir şey ummalarını haber veriyor.
Ça amène un ton léger, tout en annonçant quelque chose d'énorme.
Birazcık sorunumuz var.
On a un léger problème.
Işıldayan meyve.
C'est un fruit léger.
Yanımda az şey götürmek karakterime aykırı.
Je sais pas voyager léger.
Altı ay sonra.
Sonnerie, cris des enfants Léger brouhaha Chanson mélancolique en anglais Elle renifle.
ıslenmemis, basit ve tatlı kokuyor. Bu, dünyanın en iyi petrolü.
Du brut léger doux, le meilleur au monde.
Bende de hafif Asperger sendromu var ama kendimi otistik gibi hissetmedim.
Je sais que j'ai un léger syndrome d'Asperger, mais je pensais pas être autiste.
Hafif şaraptan hoşlanıyorsanız Pinot Noir, hafiftir.
Le pinot noir est... léger, si vous aimez les vins légers.
Belki bişey vardır yoğurt falan
Ou pour un truc léger. Un yaourt, par exemple. Ou un parfait.
Çok küçük kazalar bile doğumu hızlandırabilir... Seninki başlamış bile.
Même un léger choc peut déclencher le travail.
Ne kadar hafif, o kadar hızlı.
Plus on est léger, plus on bouge vite.
- Yetersiz.
- C'est léger.
Yetersiz.
C'est trop léger.
Şimdi daha hafif bir dildo takıyorlar daha iyi olacakmış gibi duruyor ama değil.
Ils ont un gode plus léger, ce qui pourrait être mieux, mais non.
- Çok zayıf, 70 kilo falan...
- Il est trop léger. Il fait à peine 73 kilos.
- Çok hafif.
- Il est trop léger.
Yüksek güvenlikli platformlar arasında taşımacılık yapılıyor
Un métro léger transporte les ouvriers entre les plateformes et New Town.