Lezzetli tradutor Francês
3,995 parallel translation
Aklıma gelmişken, Sushi'yi getirmiştim, çok lezzetli görünüyordu!
Au fait! Ils avaient l'air tellement délicieux, que j'ai ramené ces quelques sushis avec nous!
Magno-alanda lezzetli bir şey var.
Il y a quelque chose d'attirant dans le champ magnétique.
Bu harika lezzetli yemekler için ve dünyadaki en iyi yeni arkadaşlarla birlikte olduğumuz için şükrediyoruz.
On est contents d'avoir à manger et d'avoir de nouveaux amis.
Çok lezzetli.
Mmm Délicieux
Çok lezzetli.
Délicieux.
- Çok lezzetli. - Biliyordum.
- C'est dur de l'intégrer.
Makarnanız çok lezzetli.
Bah, c'est vrai! Elle rit.
- Çok lezzetli. İçindeki tavuk mu?
- Ils sont au poulet?
Lezzetli.
C'est bien.
İçlerinde en lezzetli mısır pudingi yapan yer orasıdır.
Il fait le pudding de maïs le plus savoureux de tout...
Lassie kesinlikle lezzetli kokuyor.
Lassie sens vraiment bon.
Hem, lezzetli kokuyor diyen sendin, değil miydin?
C'est toi qui a dit, "qu'il sentait bon."
Çünkü orada bir yer biliyorum. Lezzetli tavuk sandviçi yapıyor.
Car je connais un endroit dans le coin, ils font de délicieux sandwiches au poulet.
Görüyorsun, Henry'le buraya lezzetli Coca-Cola'nızdan almaya geldik.
Vous voyez, Henry et moi sommes venus pour prendre quelques uns de vos excellents Coca-cola.
- Evet. Lezzetli kolanızı almayı unutun, uçuş planınızı değiştirin ve başınıza çok kötü şeyler gelmeden önce buradan ayrılın.
Mais oubliez le coca, modifiez votre plan de vol, et partez avant que quelque chose de muy malo ne vous arrive.
Biz sadece, sirk seyrederken lezzetli çubuk krakerlerden yiyen basit iki herif ve diğer adamın meyvesiyiz.
On est juste deux mecs et le fruit des entrailles d'un autre homme, regardant Le cirque et mangeant quelques délicieux bretzels de chez Snyder.
Aramızda kalsın, onları hem lezzetli hem de şirin bulurum yani, burada bir, dediğiniz gibi, bir çelişki yaşıyorum.
Note personnelle, je les trouve toutes les deux délicieuses et adorables, donc j'ai, comme tu l'as dit, un problème.
Lezzetli jöle ve hububat alkolü karışımı isteyen olursa...
Et si quelqu'un a soif le délicieux mélange de gelée de citron vert et d'alcool de grain...
Bunlar lezzetli kalp yarası işaretleri, Shawn.
C'est le signe d'un chagrin délicieux, Shawn.
- Hayır aslında lezzetli.
Non, c'était délicieux.
Lezzetli.
C'est délicieux.
Bu kadar lezzetli yemek yaparken mi?
Avec de la nourriture aussi bonne?
- Lanet olsun, bu çok lezzetli.
- Merde, c'était bon!
Onun yerine gidip süper lezzetli şeyler alabiliriz
Si on achetait quelque chose de délicieux à la place?
- Tanrım, çok lezzetli!
- Que c'est bon! Et ça colle. - C'est savoureux.
Mango turşusuyla tavuğu karıştır ve ye... çok lezzetli olacaktır.
Mélangez la mangue au poulet... vous verrez... c'est délicieux.
Lezzetli gözüküyor....
Ca a l'air délicieux.
Canlı yengeçler sana lezzetli mi gözüküyor?
Les crabes vivants sont délicieux pour vous?
Bu kadar lezzetli olduğu için umurumda da değil.
Et je m'en fiche... car c'est délicieux.
Ve bu çok lezzetli.
Et c'est délicieux.
Ben harika vakit geçiriyorum. Yemek çok lezzetli.
Je passe une bonne soirée, c'est délicieux.
Lezzetli bir şeye benziyor.
Ça a l'air appétissant.
O yüzden Peter eve çikolata, lezzetli ekmekler, leziz şeyler getirdiği zaman hepsini yiyip kendimden nefret ederdim.
Alors, quand Peter rentrait à la maison avec du chocolat, du pain... je mangeais tout et je me détestais.
İnanılmaz lezzetli bir şey varmış gibi.
C'est incroyable comme ça a l'air...
Ama o gece hindiden çok daha lezzetli geldiler.
Mais ce soir, ça avait meilleure gout que la Dinde.
Lezzetli bir salam.
Du bon salami.
Yelen çok lezzetli.
Tes cheveux sont si délicieux.
Üst kısmının öyle kıtır kıtır ve lezzetli olmasının sebebi bu.
C'est ce qui rend la croûte si craquante et délicieuse.
Lezzetli izci kızı kurabiyelerinden.
Quelques-uns de vos délicieux cookies de girl scout.
Bu tilki kanının ve ayının mükemmel karışımı. Lezzetli, değil mi?
- C'est un mélange divin de sang de renard et de d'ours.
Klasik Puckerman'ın da aynı derecede lezzetli olduğunu sanıyorum.
Je suppose que l'ancien Puckerman est aussi bon.
Yabana atılmayacak bir hasımsın, Finn Hudson ve seni şişe geçirip yavaş, yavaş ateşte kızartmak bir o kadar lezzetli olacak.
350 dollars. 50 de plus et on paye le bus pour les Régionales.
Kelimenin tam anlamıyla lezzetli. - Hey, sırada beklemen gerekmiyor.
Tu es un adversaire qui tient la route, et ça sera encore plus savoureux quand je te ferai rôtir sur une broche.
Çok lezzetli.
Mmm. C'est délicieux.
Bu kadar lezzetli Ghormeh sabzi başka yerde bulamazsın.
Tu vas pas manger de vrai ghormeh sabzide ailleurs.
Evet, lezzetli.
Oui, très bon.
- Daha lezzetli birşey yok.
Il n'y a rien de meilleur. Dégoûtant.
Bu lezzetli kek ne olacak peki?
et ces délicieux cuppy-cakes?
- Çok lezzetli. - Çok iyi.
- Il est comment?
Lezzetli şekerlerimizi yedikten hemen sonra.
On va te tuer!
- Çok lezzetli.
C'est bon!