Lit tradutor Francês
28,529 parallel translation
Yatağa bağlı halde?
Ligotée au lit.
Karın gibi olan bütün insanlar, terk edilmiş ve yatağa bağlanmış.
Tous ces gens, comme ta femme, abandonnée, liée au lit.
Gece yarısı geri döndü, Likör gibi kokuyordu ve yatağın kenarına oturup bana bir yüzük gösterdi.
Il est revenu à minuit, en sentant l'alcool, il s'est assis au bord du lit, et a sorti une bague.
Dördüncü yatağa acil güvenlik istiyorum.
La sécurité doit vite venir au lit 4.
Diyelim ki sandviç alıyorlar ya da grip olmuş hasta yataklarına yatıyorlar. ... veya Metro General'dalar. Eninde sonunda işlerini bitiriyor.
Au moment où elle achète un sandwich, est au lit avec la grippe, ou en rétablissement sous un faux nom à l'hôpital... tôt ou tard, il la retrouve aussi.
Annemi bir hastane yatağında yatarken gördük.
Ma mère dans un lit d'hôpital.
April, dört yıl boyunca hastanede yattın, komada.
April, tu es restée dans un lit d'hôpital pendant 4 ans... inconsciente.
Güçlüyüm, yakışıklıyım, eşlerim yatakta can çekişiyor.
Je suis fort, beau, mes femmes crient dans mon lit.
Annem öldüğünde bir hafta yataktan çıkamamıştım.
Quand maman est morte, je n'ai pas pu sortir de mon lit pendant une semaine. Tu t'en souviens?
Ya aile üyelerim yanımdayken yatağa rahat giderim ya da seninle çarpışırım.
- Pourquoi? - Soit je reste au lit, à attendre la postérité, soit je viens m'affronter à toi.
Benim yaşımda, genç kızları arabaya almak... Pazar günü gazetelerde okuduğunuz türde bir olay.
A mon âge, prendre en stop des jeunes femmes, c'est le genre de choses qu'on lit dans la presse à scandale.
Ve sen niye yatağında değilsin?
Et pourquoi tu es sortie de ton lit?
ve birisini öldürmüş olabilecek birisinin tamamlanmamış romanını okuyoruz...
On lit un roman inachevé de quelqu'un qui a peut-être tué...
Benimle yataktayken Harry hakkında konuşmasan?
Et si tu arrêtais de parler de Harry quand t'es au lit avec moi?
- Yatağa uzan.
- Va dans ton lit.
Uyku vakti!
Au lit!
Oturup dikiş diktim ve yine doyurdular, yine giydirdiler ve yatağa soktular.
Alors je m'assois, je couds, je suis nourrie de nouveau, je suis habillée et remise au lit.
Bu benim yatağım!
C'est mon lit!
Büyümeyi ve kendi yeriniz olmasını istediğinizi anlıyorum. O yatakta, Joylette'in yerinde kim yatmak istiyorsa ayrıca bulaşıkları yıkayacak, çöpü çıkaracak ve Joylette'in korosunun hepsini de yapacak.
Maintenant, je comprends que vous grandissez et que vous voulez avoir votre chambre donc celle qui veut dormir dans le lit, à la place de Joylette, fera la vaisselle, sortira les poubelles, et fera toutes les corvées de Joylette.
Ben de yatağımdaki zengin hippi kız hikayesinden keyif aldım.
L'histoire de la hippie riche dans mon lit me plaît.
"Ben yatağa girdiğimde... "... o benden önce girer.
Et lorsque le soir vient Elle suit, quand au lit je me jette
" Yatağımı kabristanların ve tabutların arasına kurdum.
J'ai fait mon lit Dans les charniers À même les cercueils où la mort
Beni yatağa yatırır mısın?
tu m'aides à aller au lit?
Evdeki yatağıma gittim. Bir mil kadar ötede ormanın içinde uyandım.
Je suis allé au lit et je me suis réveillé dans les bois.
Daha normal bir gece gibi yattık.
On est allées au lit comme d'habitude.
Tamam, bu rüyada Claudia ile yatıyorum.
Dans ce rêve, je suis allongé au lit avec Claudia.
Sadece sonrasında birinin beni yatağıma yatırmasını istiyorlar.
Ils veulent s'assurer qu'on m'aide à me mettre au lit après.
Ya uyumamış ya da dişleriyle yorgan katlamasını öğrenmiş.
Ça ou elle a appris à faire un lit au carré avec les dents.
Konaklama ve kahvaltının neredeyse kahvaltı kısmını kaçırdık.
On a presque raté la partie du petit-déjeuner qui est le lit et le petit-déjeuner.
Yani, "kız kardeşim ölüm döşeğinde" kadar kötü değil...
Ce n'es pas exactement au niveau de "ma soeur est sur son lit de mort", donc...
Bu inanılmaz bir teknoloji kendi ses dalgalarını okuyor ve onları, çok kanallı dijital bir çıktı olarak işliyor.
Cette technologie est géniale. Ça lit vos propres émissions vocales et les renvoient par sortie numérique à plusieurs canaux.
Stewie yatağımızı kaptı sayılır, ben de uyuyacak bir yer arıyorum.
Stewie a pris notre lit, donc je cherche un spot où dormir.
Üzgünüm, yatağınıza oturmama iznim var mı?
Tout va bien? - Désolé, je suis autorisé sur le lit?
Yatakta olmam gerekiyor.
Je suis censé être au lit.
O Bentley model araba karyola mı? Ve o adam şoförü mü?
Ta voiture-lit, c'est une Bentley?
Eskiden Michael Jackson'ın maymunun yatağını sürüyormuş.
Une triste histoire : il était le chauffeur du lit du singe de Michael Jackson.
- Seni yatağa atmaya çalışıyordum.
J'essayais juste de t'avoir dans mon lit.
Yatağınızı paylaştığınız onca yıl her soruşunda hayır dedi.
Toutes ces années à partagé un lit, toutes les fois où tu as demandé, elle a dit non.
Kaçak amı dolu yumuşacık yataklarda yatmıyordum.
Je ne dormais pas dans un lit douillet avec plein de nanas de là-bas.
- Sence neden yatağa sırılsıklam gitti?
Pourquoi est-elle allée au lit toute mouillée?
- Sokayım. Neden küvetten yatağa hiç ayak izi yok?
Pourquoi il n'y a pas de trace de pied de la baignoire au lit?
Yatağınız nerede?
Où est le lit?
- Yatak.
Le lit! - Super...
Danışmanın odasında yatak var ama istersen misafir odasını kullanabilirsin. - Misafir odası mı? - Evet.
Il doit y avoir un lit dans un des bureaux, mais tu peux dormir à la maison, si tu veux.
Yatağa yat da görüntüyü keseyim. 3, 2,1.
Tu me manques. Reviens au lit, et je vais couper le courant dans 3, 2, 1.
Romantik bir karavana, rahat bir yatakta ateşli kız arkadaşa ne dersin?
Et que dire d'une copine sexy, une caravane romantique et un lit confortable?
- dev bir yatak...
- un lit king-size...
Monica'yı Carl'a hamileyken yatağa kelepçelemek zorunda kalmıştım.
J'ai dû menotter Monica au lit quand elle était enceinte de Carl.
Yatağıma bağlayıp, her anıyı her detayı yüzeye çıkarın. Ait olduğu yere.
Faites-en mon lit, ramenez chaque souvenir, chaque détail à la surface, où est leur place.
Sevdiğim, yatağıma aldığım kişiyi değiştirmeyecek.
Ça ne change pas qui j'aime ni qui j'invite dans mon lit.
Yatağımı ısıtan bir bedensin sadece.
Un corps pour réchauffer mon lit avec.