Locus tradutor Francês
69 parallel translation
Her insansı akıl büyük bir beynin parçaları olmalı, merkezi bir alan yoluyla bağlı olmalılar.
Le cerveau de chaque androïde est une composante d'un cerveau plus grand reliée par un locus central. Norman.
Bir açık artırma... locus poenitentiae değildir.
Il n'est pas inapproprié d'appeler alors la vente aux enchères... Locus poenitentiae, ce qui signifie?
"Locus poenitentiae", tövbe etme yeri... veya birisinin fikrini değiştirme yeridir.
Locus poenitentiae Signifie : le lieu de repentance... Ou pour se changer les idées.
Bir yerde gizlidir... mükemmel derecede... mezar taşı...
Est locus... in quo... absconditur. "Il est un endroit où est cachée..."
Burası 47 Locust Sokağı.
Vous êtes au 47, Locus Street.
sokaktaki o fotoğrafa bakıyordu. ve sabahın erken saatleriydi. ama güneş çoktan doğmuştu.
Elle regardait par la baie vitrée à Locus Street et c'était tôt le matin mais déjà ensoleillé.
ben söylemiştim. oradan ayrıldığımızda April 6 yaşındaydı.
C'était moi! April avait six ans quand nous vivions à Locus Street.
Soruşturma konusu model Locus Solus tarafından yapılan 2050 Hadaly.
Dans chaque cas, le modèle est un Locus Solus n ° 2052 de type "Hadaly".
Her zaman mahkeme dışında halletmeyi tercih ettiler.
Chaque affaire a été réglée à l'amiable avec Locus Solus.
Locus Solus kuzey uçta ama biz araştırmaya bu bölgeden başlayalım ; çünkü yakın.
Locus Solus se trouve sur la frontière nord. La première étape est de consulter les médecins légistes locaux.
Locus Solus robotu, model 2052 "Hadaly" hakkında bana neler anlatabilirsin?
J'aimerais votre avis en ce qui concerne le robot Hadaly, modèle 2052, fabriqué par Locus Solus.
Kurban Locus Solus sevkiyat sorumlusu.
La victime est l'inspecteur de Locus Solus.
Locus Solus şirketi sevkiyat departmanı yöneticisi. Jack Walkerson. 54 yaşında.
Jack Volkerson, 54 ans, inspecteur des marchandises de Locus Solus.
Koujinkai ve Locus Solus arasındaki ilişkiyi araştırabiliriz.
Nous allons chercher des liens entre la mafia Kojinkai et Locus Solus.
Anlat bakalım. Sadece şu yöneticinin ölümünü değil, Locus Solus ile ilişkinizi de.
Parle-moi de l'inspecteur des marchandises assassiné, puis révèle tes liens avec Locus Solus.
Eğer Locus Solus hakkında bir ipucu var ise onu bulmak bize kaldı.
Si Locus Solus a un truc à cacher, ils viendront nous chercher.
Locus Solus'a baskın yapmaktan başka seçeneğimiz yok.
Il faut remonter à la source alors, Locus Solus.
Böldüğüm için özür dilerim ; ancak Locus Solus merkez binasına yaklaşıyoruz.
Désolé de vous interrompre, mais nous allons survoler Locus Solus.
Locus Solus demek?
Tu veux dire Locus Solus?
Locus'un Kim'i kiraladığından emin olmalıydım.
Je voulais découvrir ses motivations.
Locus Solus da bunu biliyor.
Locus Solus le soupçonne bien.
Kim'in aklındaki bilgilerle, Locus Solus'un...
Nous pouvons coincer Locus Solus grâce aux données du cerveau de Kim.
Kim hala Locus Solus'a bağlı.
Son fantôme est insaisissable, mais son cerveau est lié à Locus Solus.
Geminin kendisi Locus Solus'un suçu için yeterli bir kanıt.
Le vaisseau entier sera la preuve matérielle du crime de Locus Solus.
Ya Locus geminin kontrolünü geri almaya çalışırsa.
Ils vont nous poursuivre.
Bu arada, neden gidip Locus Solus'un bebeklerini ruhla donatabilmesi ardındaki sırra bakmıyoruz.
Et nous avons le temps d'examiner la technique de Locus Solus qui donnait une âme aux poupées.
Koujinkai tarafından kaçırılan kızların beyinlerini yıkıyorlar ve hayaletlerini bebeklere kaydediyorlar.
Mais Locus Solus a lavé le cerveau de jeunes filles de la mafia Kojinkai, en copiant leurs fantômes sur des gynoïdes.
Locus Solus'un Gynoidler'inin canlılığı bundan kaynaklanıyor.
C'était le fantôme qui rendait les gynoïdes de Locus Solus si séduisants.
Sürücünün adı Locus Fender'di.
Le chauffeur s'appelait Locus Fender.
Locus Fender kolunu nasıl kaybetti?
Comment a-t-il perdu son bras?
Locus!
Locus!
Zırhlı arabayı sürmesi için Locus Fender işe alınmıştı. O da Claremont için çalışanlardan biriydi.
Locus Fender fut choisi pour conduire le fourgon, un autre larbin de Claremont.
Locus'a göre benzin almak için durmuşlardı.
D'après Locus, ils se sont arrêtés à une station-service.
Locus! Boşver onları.
On les emmerde.
- Locus...
- Locus...
Gidip Locus Fender'i bulmalıyız.
Il faut trouver Locus Fender.
Sizin de göreceğiniz gibi, d3 yöründesinde 12-19 arasında yoğunlaşma var.
Comme vous pouvez le voir, au locus D3, les allèles vont de 12 à 19.
Şimdi, gördüğünüz gibi alttaki örnekte ise yoğunlaşma 15-21 arasında.
Mais comme vous le voyez sur le prélèvement du bas, les allèles du locus D3 sont le 18 et le 21.
Her locus'ta erkek örneğiyle ortak alel'leri vardı.
Il a des allèles en commun à chaque locus avec l'échantillon masculin.
Bu koşullar, insanların sesini çıkarmasını... dış menfaatler üzerine teklifler vermeyi ve ahmakların desteğini gerektiriyor.
Faire du bruit, s'ouvrir à l'extérieur et obtenir le soutien de ces locus, c'est ça qu'il nous faut.
Kokan beş adamla Locust Sokak'ta küçücük bir odadayım ve ayda üç kitap çıkartıyoruz. - Ama eğlenceli.
On est cinq types dans un petit espace sur Locus Street qui sortent trois livres par mois.
Doğuda, hala tamamlanmamış bir yatırım olan... Locust Point Rıhtımı bulunmakta. Daha da doğuda ise Brooklyn / Curtis Körfezi var.
Plus à l'est, se trouve le Locus Point Marine Terminal qui, malheureusement, est encore en activité, et plus on va vers Brooklyn / Curtis Bay, plus la ligne d'horizon disparaît.
Gina Stacie ile bir alel paylaşıyor.
Gina partage un allèle avec Stacie sur tout les locus 13.
D7 lokusta Varyant 15.2.
Une variante 15,2 sur le locus D7.
12.2 de D7 bölgelerinde.
Sur les locus 12.2 et d7.
Veritabanında bir şey yok fakat kadının DNA'sını tavan arasında bulduğumuz kanla karşılaştırdım. 16.lokasyonda ortak aleller var.
Rien dans le CODIS, mais en comparant l'ADN de la vieille femme avec le sang qu'on a retrouvé sur le sol du grenier, j'ai trouvé des allèles communs sur les 16 locus.
Yalnızca Alex Martin'in DNA'sı olsaydı her bir lokusta iki tepe noktası olurdu ama burada dört tane var.
Deux pics sur chaque locus. ( locus : emplacement d'un gène sur un chromosome ) Mais il y en a quatre.
- Her iki lokusta da ortak aleller.
Un allèle en commun à chaque locus.
Numuneler her bir lokusta ortak alelleri paylaşıyor.
Les échantillons partagent les mêmes allèles sur chaque locus.
Ama DNA örneklerinin % 65'lik bir kısmı ikisinde de aynı yani birinci dereceden akrabalar.
Les échantillons d'ADN partagent 65 % de leur profil à chaque locus... indiquant qu'ils sont parents immédiats. Oui.
Locus Coeruleus'a akım verelim.
Posez un stimuline dans le locus cœruleus.