Loved tradutor Francês
95 parallel translation
Asla gitmeme izin verme Aniden, biliyorum
" l've never loved before
# I told her that I loved her # # I loved her mighty fine #
Je lui disais que je l'aimais Ça oui, je l'aimais
# I told her that I loved her #
Je lui disais que je l'aimais
# I loved her mighty fine #
Ça oui, je l'aimais
Birdenbire herkes sevdi onun şarkılarını çalmasını dinlemeyi
Suddenly everyone loved to hear him play his songs
Umarım iyisinizdir ve bu son saatlerinizi sevdiklerinizle mutlu geçiriyorsunuzdur. Mesaj saat 17 : 53'te alındı.
I hope you re doing well and spending these final hours... in peace with your loved ones.
I've loved her since I first saw her.
Que je l'aime depuis le premier regard.
But Mama just loved her Little sweet potato baby
Mais Maman l'aime Sa petite patate douce
Hallelujah, Mary loved her son Why don`t my mother love me?
Alléluia, Marie aimait son fils Pourquoi ma mère ne m'aime pas?
Öğrendi bugün onu sevdiğimi.
* She learned I loved her today *
And the law says anyone who's loved one is killed... Has to pay a couple of millions so you could execute the murderer?
Et la loi dit que si une bien-aimée est tuée... on doive payer deux millions pour que le meurtrier soit exécuté?
Bizonun Sevdiği, Gürleyen Ayı'nın kehanetinin gerçekleştiğini görüyordu... ve bu yüreğini yakıyordu.
Loved by the Buffalo commençait à apercevoir la vérité de la vision de Growling Bear, et cela le chagrinait.
Bizonun Sevdiği, Tatanka'nın onun canını bağışladığı çocukluğundan beri rüyalarında Lakota'ların karanlık geleceğini görüyordu.
Depuis son enfance, quand Tatanka l'avait laissé vivre, Loved by the Buffalo était poursuivi par des rêves sinistres sur l'avenir des Lakota.
Bizonun Sevdiği, korkuyordu.
Loved by the Buffalo avait peur.
Bizonun Sevdiği, Gürleyen Ayı'nın kehanetini değiştiremiyordu.
Loved by the Buffalo ne pouvait pas changer la vision de Growling Bear.
Bizonun Sevdiği umut içinde dinliyordu.
Loved by the Buffalo les écouta, plein d'espoir.
Adım Bizonun Sevdiği.
Je m'appelle Loved by the Buffalo.
Bunları nereden bildiğinizi soracak olurlarsa, deyin ki onlara, Bizonun Sevdiği'nin canı bağışlandı, size bu hikayeyi anlatabileyim diye.
Et si d'autres vous demandent comment vous connaissez ces choses, dites-leur : "Loved by the Buffalo fut épargné pour que je vous raconte cette histoire."
Bizonun Sevdiği, bölgeleri dolaştı. Ancak beyaz adamın tekerleğinin.. ... yol açacağı felaketlere dair kehanetin yanlış olduğunu söyleyecek bir kahin bulamamıştı.
Loved by the Buffalo avait parcouru les nations mais n'avait pas encore trouvé le prophéte qui démentirait l'horrible vision de la roue de l'homme blanc.
Orada kardeşi, Bizonun Sevdiği'ni buldu. Onu gördüğü için çok sevindi.
Là il retrouva son frére, Loved by the Buffalo, et fut ravi de le revoir.
Bizonun Sevdiği bize hayal olarak göründü geri dönmemizi söyledi.
Loved By The Buffalo est apparu dans une vision... il nous a dit de rentrer.
Beyaz Tüy'e Bizonun Sevdiği adı verildi. Herkes, onun büyücü hekimin yolundan gitmek için seçildiğini kabul etti.
White Feather fut rebaptisé Loved by the Buffalo, et tout le monde admit qu'il était destiné à suivre la voie d'un sorcier.
Beyaz Tüy'ün adı, Bizonun Sevdiği olsun.
Que White Feather soit connu sous le nom de Loved by the Buffalo.
Bizonun Sevdiği, dört gün boyunca yemek yemedi ve su içmedi.
Ainsi, Loved by the Buffalo se priva de nourriture et de boisson pendant quatre jours.
Bizonun Sevdiği, bitkilerin, köklerin ve yabani otların gücünü öğrendi.
Loved by the Buffalo étudiait le pouvoir des plantes, des racines et des herbes.
Bizonun Sevdiği, başkasının acısını kendine alma gücü olduğunu öğrendi.
Loved by the Buffalo avait le pouvoir de s'approprier la douleur d'un autre.
Bizonun Sevdiği, din adamının yolundan yürümeye başladı.
Loved by the Buffalo commença à suivre la voie d'un homme sacré.
Bizonun Sevdiği, büyücü tekerleğinde hayatın gizemli gerçeklerini öğrendi.
Dans la roue de la médecine, Loved by the Buffalo apprit les réalités mystérieuses de la vie.
Bizonun Sevdiği, Wakan Tanka'nın ona göstereceği bir görüntünün, hayatının gidişatını değiştireceğini biliyordu.
Loved by the Buffalo savait qu'une vision de Wakan Tanka changerait le cours de sa vie.
Düzenbaz bir ruh Bizonun Sevdiği'ni ele geçirmiş.
Un esprit trompeur... a possédé Loved by the Buffalo.
Bizonun Sevdiği'ni getirin.
Va chercher Loved by the Buffalo.
Bizonun Sevdiği hastalandığında, Yüksekte Uçan Kartal, insanlara...
Quand Loved by the Buffalo tomba malade, Soaring Eagle dit aux gens...
Onu Koşan Tilki'yi ve inançlı olanları tedavi etsin diye Bizonun Sevdiği'ne verdi.
Il la donna à Loved by the Buffalo pour guérir son frére Running Fox et ceux qui y croyaient.
Bizonun Sevdiği, istediği işaretin ona verildiğini anladı.
Loved by the Buffalo savait qu'il avait eu le signe qu'il recherchait.
Bizonun Sevdiği'ni gördüğümde onu tanıdığım, onun da beni tanıdığı hissine kapılmaktan kendimi alamadım.
Quand j'ai vu Loved by the Buffalo, j'ai eu la sensation étrange que je le connaissais et qu'il me connaissait.
Bizonun Sevdiği, tekerlekte bir tehdit hissetti. Tahta tekerleğin halkına getirdiği tehlikeyi. Ama nedenini bilemedi.
Pour Loved by the Buffalo, la roue représentait une menace, le danger qui venait des gens de la roue en bois, mais il ne pouvait pas dire pourquoi.
Bizonun Sevdiği, ailesinden ayrıldı, bütün halkı için yaşamak uğruna.
Et Loved by the Buffalo quitta sa famille, pour rester en vie pour tout son peuple.
( But you've never been this loved )
"But you ve never been this loved"
"beni sevdiğin için."
Because You Loved Me...
" Seni çok uzun süredir seviyordum.
" I have loved thee long. Je t'ai aimée longtemps
" bu Tanrı için
"Would to God Dieu aurait-il voulu " for I had loved thee more...
"... daha çok sevdiğimin! "
"... than ever wife was loved! " que jamais épouse ne fut aimée ( Locksley Hall Poem by Alfred Lord Tennyson ( 1809-1892 ) )
* I never loved nobody fully... *
I never loved nobody fully...
This he said to me the greatest thing you'll ever learn is just to love and be loved in return
Voici ce qu'il... " m'a dit... La plus grande chose... que tu peux apprendre... c'est simplement aimé... et être aimé... en retour.
* İşte bu yüzden kimse sevmedi beni *
So nobody loved me
* Beni sevdiğini sanırdım eskiden *
I used to think maybe you loved me
We loved each other for a while
Nous nous sommes aimés un instant
- Ahbap, harika olmasına şaşmamalı.
"No Wonder I Frickin'Loved It So Much." L'histoire est vraie?
O bebeği sevmiştim ama
I loved that rag doll
♪ You about my loved one?
♪ You about my loved one?
# The country loved # Yılda sadece bir kere gece oyunu yapıyorduk.
On n'avait qu'un match de nuit par an.