Luka tradutor Francês
564 parallel translation
Frida Luka'ya yaklaşır : Bu gece ay yok Luka.
"Elle est vieille, fatiguée et s'approche de lui..."
Luka, onuncu bölüm, yedinci satır.
L'Évangile selon saint Luc. Chapitre 10, verset 7.
Luka, Raleigh, Ozark'lara gidiyorlar.
Ils vont à Iuka, Raleigh, ou dans les Ozarks.
Matta, Markos, Luka'dan bölümler okuyacağım... Yere yatın!
Je vais vous lire des extraits des Evangiles de Matthieu, Marc, Luc... et gare!
Luka ne güzel de yapmış.
Lucas avait fait du bon travail.
Luka nasıl da iyi yapmış değil mi?
Es-tu bien sûr que c'est Lucas?
Hayır, Luka değildi.
Non, pas Lucas.
Evet, eminim Luka'ydı.
Mais si, Lucas. Oui, probablement.
Luka, Luka!
Lucas, Lucas!
Bu Luka Savich'in kafasını yaraladığı zamandı.
C'était la fois où Louka Savitch s'est fendu le front.
Hadi, Luka nasıl olmuştu anlat bize?
Allez, Louka Savitch, raconte-nous ça.
Annem Ohm gahpi phi gun ni'ydi. Babam ise Abso luka.
Ma mère était Ungumpe Piccana, mon père estAbsolucca.
- Evimin yakınında Banja Luka kaynağı var. Admir...
Admir...
Suyu en soğuk olan yer.
Non ma maison à Banja Luka. Est une fontaine. Il a l'eau la plus froide.
O benim Matta'm. Mark'ım, Luka'm ve Yahanna'm.
Il est mon Mathieu, mon Marc, mon Luc, mon Jean,
- Luka, yardım edebilir misin?
- Luka, vous pouvez l'aider?
- Hey, Luka. - Hey.
Salut, Luka.
Luka, dur.
Luka, attendez.
Luka, kalmanı isterdim.
Luka, je veux que vous restiez.
Benim adım Luka.
Je m'appelle Luka.
Luka.
Luka.
Yaranı diktikten sonra, umarım sen bana Luka diye hitap edersin.
J'espère qu'après vos points de suture, vous m'appellerez Luka.
Luka, Greene ve Weaver ne düşünürse düşünsün. Sen iyi bir doktorsun.
Luka, quoi que Greene et Weaver pensent, vous êtes un bon médecin.
Ben Luka Kovac.
Je suis Luka Kovac.
- Luka?
- Luka?
- Luka, seninle konuşmam gerekiyor.
- Luka, j'ai besoin de vous parler.
- Luka, devredilecek bir şey var mı?
- Vous avez quelqu'un pour moi?
- Luka, gerisini biz hallederiz.
- Luka, c'est bon.
Onunla ilgilenecek birini bulun.
Luka. Que quelqu'un s'occupe de lui.
- Luka, birisi dikiş atmalı.
- Il faudrait te recoudre, Luka.
Luka, bekle!
Luka, attends!
Luka, benim Abby.
Luka, c'est Abby.
Luka, bu işten çıkarılmanı gerektirir
- Luka, ça mérite un renvoi.
Bekle Luka.
- Luka, attends.
- Tabii. - Luka, her şey yolunda mı?
Luka, ça va ici?
Luka! Ne demek, Hırvatça'da "şanslı" mı?
Luka, c'est "veinard" en croate?
- Luka, dinle şimdi.
- Luka, écoutez bien.
Luka, resimlere bakarken aklıma geldi... Senin çocuklarının fotoğraflarını hiç görmedim.
Luka, je viens de réaliser, quand on regardait les photos, que je n'ai jamais vu de photos de tes enfants.
- Luka da öyle dedi.
- C'est ce que Luka a dit.
Özür dilerim Luka.
Je suis désolée, Luka.
Luka, çekip gitme...
Luka, ne t'en va pas...
Luka, özür dilerim.
Luka, je suis désolée.
- Senin araba ne marka Luka?
- Vous avez quoi, Luka? - Une Saab.
- Luka.
- Luka.
Luka 26'sında mı dönüyor, 27'sinde mi?
Luka revient le 26 ou le 27?
Luka sen ilgilen, onunla git Chuny.
Chuny, vas avec lui.
Luka! Ne yapıyorsun?
Luka, que fais-tu?
Bunja Luka'nın etrafındaki tüm mezarlıkları biliyorum.
Je les connais tous, autour de Banja Luka.
Luka!
Je m'en occupe.
- Luka.
- Tiens, Luka.
Peki.
O.K. Luka, tu la prends.