Léonardo tradutor Francês
625 parallel translation
Leonardo'nun öldüğünü söyledi.
" Elle m'a appris la mort de Léonardo.
Son gün ve gecesinde Leonardo'yla birlikte oturdum.
J'ai si mal au dos. Je suis restée auprès de Léonardo jusqu'à la fin.
Eski bir arkadaşımdı.
C'était un ami de Léonardo.
Leonardo hafif bir uykuya daldı.
Léonardo s'est assoupi quelques minutes.
Bir iki dakika sonra hemşire dışarı çıktı ve... Leonardo'nun öldüğünü söyledi.
Peu après, dans le couloir, elle est venue me dire que Léonardo était mort.
Aksi halde aynı kalabilir miydim sence?
Léonardo n'aimait pas les cheveux gris.
Leonardo'nun ölümü yetmezmiş gibi?
N'est-ce pas assez que Léonardo soit mort?
Eminim ki kederlendiğimi düşünecek.
Puisqu'Eva s'attend à me voir porter le deuil de Léonardo.
Şimdi de Leonardo'nun ölümü, o kadar yalnızım ki...
Depuis la mort de Léonardo, je suis si seule.
Leonardo'dan kalan parayı Brammer'da değerlendirebilirim.
Il faut que Brammer place l'argent que Léonardo m'a légué.
Parayı hiç kafana takmadın.
Ah, Léonardo! Tu ne te souciais pas de débits et de crédits.
Aynı şekilde, senin, Helena'nın ve Leonardo'nun yüzlerini de göremiyorum.
C'est pareil pour toi, pour Léna ou pour Léonardo.
Bir keresinde Leonardo demişti ki... nasıl ifade etsem...
Léonardo a dit une fois... Comment, déjà? Ah, oui.
- Leonardo ve Helena'yı.
À Léonardo et à Héléna.
Leonardo kötü durumdaydı.
Léonardo était de mauvaise humeur, et toi aussi.
O mutlu olunca Leonardo da mutlu oldu.
Léonardo en était tout réjoui.
Ertesi gün Helena, Leonardo'nun onu öptüğünü söyledi.
Le lendemain, Héléna m'a confié que Léonardo l'avait embrassée.
Leonardo çok fazla içmişti, Bach'ın bütün solo eserlerini çaldı.
Léonardo a bu et s'est mis à jouer toutes les Suites de Bach.
"Helena'ya faydası oluyor." dedin.
"J'ai dit à Léonardo de rester, ça fait du bien à Héléna".
Leonardo ansızın mutsuz ve huzursuz oldu.
Léonardo est devenu fébrile et malheureux.
Ancak aynı yerden Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Rönesans çıktı. İsviçre'yse 500 yıl, kardeşlik, demokrasi ve huzur içinde yaşadı.
La Suisse a connu la fraternité... et 500 ans de démocratie et de paix...
Şu anda dizlerimin üstüne çöküp, Leonardo'ya teşekkür edebilirim.
Je pourrais remercier Léonard à genoux.
Ve Leonardo'nun yaptığını ne biliyorsun?
Et qu'il est de Léonard?
O gülümsemeyi sadece Leonardo resmedebilirdi.
Seul Léonard peut avoir peint ce sourire.
Saçmalama, Mona Lisa'nın Leonardo'nun olduğunu bilmenin tek yolu var. Üstünde ismi yazan küçük pirinç plaka.
Une seule chose dit que Mona Lisa est de Léonard, c'est la petite plaque à son nom.
Dr. Leonardo mu?
Le Dr. Leonardo?
Dr. Leonardo!
Dr. Leonardo!
Dr. Leonardo.
Dr. Leonardo.
Profesör Leonardo'ya götürdüm ve 200 lirete ona sattım.
Je l'ai apporté au Professeur Leonardo Et lui ai vendu pour 200 lires.
- Profesör Leonardo nerede?
- Le Professeur Leonardo, où est-il?
- Oh, Leonardo da Vinci'yi, Michelangelo'yu biliyoruz.
Nous connaissons Léonard de Vinci, Michel ange...
Leonardo Da Vinci.
- Leonardo da Vinci.
Leonardo Tumeo'nun oğlunun onlara ihanet ettiğini mi söylerler?
Que le fils de Leonardo Tumeo les a trahis?
- Yaptığın fresk Leonardo da Vinci'nin duvar resminden bile üstün tutulmadı mı? - Ciddi bir iş değildi o.
- Mais c'était...
Bir mühendis için, Bramante için, hatta Leonardo için zorlu olabilir. Ama Michelangelo için olamaz.
Pour un ingénieur, pour Bramante, ou Leonardo, pas Michel-Ange.
- Eşiniz. - Leonardo.
- C'est votre mari.
- Buyurun hanımım.
- Leonardo. - Oui, madame.
Leonardo da Vinci'nin eserlerinin çoğu, Rönesans dönemi.
La plupart sont des Léonard de Vinci, artiste de la Renaissance.
Bayanlar ve Baylar, Roma'nın Leonardo da Vinci Havaalanına yaklaşmış bulunuyoruz.
Mesdames et messieurs, nous arrivons à l'aéroport de Rome Leonardo da Vinci.
- Leonardo da Vinci Okulu'na.
- L'école Léonard de Vinci.
LEONARDO DA VINCI ORTAOKULU
"LÉONARD DE VINCI - PRIMAIRE"
Leonardo da Vinci.
Léonard de Vinci.
Sen yatmaya gittin ben de Leonardo'nun yukarı çıkmasına yardım ettim.
Tu es allée dans ta chambre. Et j'ai aidé Léo à monter.
Giderken öylesine, " Leonardo'dan kalmasını istedim...
En t'en allant, tu m'as glissé :
Leonardo bu tepelere tırmanarak manzarayı yukarıdan izlemeye ve kuş gibi uçmayı düşünmeye bayılırdı.
Léonard adore escalader ces collines... et contempler le paysage d'une certaine hauteur... comme un oiseau en plein vol.
Leonardo'nun büyüdüğü bu kasabada Einstein üzerine konuşmuşluğum vardır.
Je vous ai parlé des faits et gestes d'Einstein près de Vinci... la ville où Léonard a grandi.
Einstein Leonardo'ya, bu şehrin yaşamasına olan katkılarından dolayı,... büyük saygı duyuyordu.
Einstein respectait beaucoup Léonard de Vinci... et leurs âmes, en quelque sorte... habitent toujours ce paysage.
Leonardo'nun büyük başarıları arasındaki resim, heykel, mimari, doğa tarihi anatomi, jeoloji, sivil ve askeri mimari eserlerine tutkuyla hayranlık duydu.
En plus de ses nombreuses réussites... en peinture, architecture, histoire naturelle... anatomie, géologie, génies civil et militaire... Léonard a une passion.
Örneğin bu kuşvari makine Vinci kasabasındaki Leonardo müzesinde bulunuyor.
Comme cette machine, inspirée des oiseaux... qui se trouve au musée consacré à Léonard dans la ville de Vinci.
Leonardo'nun dahiyane tasarımları geleceğin tasarımcılarına ilham verirken ; kendisi bu yetersizliklerden sıkıntı duymuştu.
Ses plans encourageront les ingénieurs des siècles suivants... mais Vinci lui-même souffre beaucoup de ces échecs successifs.
Bu hayaller bize ancak Leonardo'nun tasarımlarının günümüz teknolojisine olan uzaklığı mesafesinde.
Ces projets sont probablement plus éloignés... de nos futurs vaisseaux interstellaires... que les maquettes de Vinci le sont... de nos avions supersoniques actuels.