Madrid tradutor Francês
989 parallel translation
Bu, eski Madrid'de anlattıkları bir hikaye doğru olduğunu söyledikleri bir hikaye.
Voici l'histoire que l'on raconte dans le vieux Madrid. On dit que c'est une histoire vraie.
Kendimi tavsiye etmek gibi olmasın ama Size Toledo'dan ve Cadiz'den bahsederim. Madrid'deki boğa güreşlerini, Seville'deki dansları anlatırım.
Je ne voudrais pas abuser, mais je pourrais vous parler de Tolède de Cadix, des corridas à Madrid, des danses de Séville...
Şehirlerinizle ilgili haberleri de elbette. Toledo ve Cadiz... Madrid ve Seville...
Et aimerions vous entendre parler de Tolède et de Cadix, de Madrid et Séville.
Baylar neden Madrid'e ya da Barselona'ya gitmiyorsunuz? Bu tür şeylerle başa çıkmak için uygun polisleri var.
Pourquoi n'être pas allés à Madrid ou à Barcelone où ils disposent d'une police appropriée à ce genre de choses?
Madrid'te epey çok dansçı var.
Etonnant, le nombre de danseuses espagnoles à Madrid!
Düşünün, Detroit'li Peoria'da doğmuş, Tom Bradley yarın Madrid'de boğa güreşi seyrediyor güzel bir senyoritanın yanına oturmuş.
Imaginez-moi, Tom Bradley de Detroit, né à Peoria, en train d'assister à une corrida demain à Madrid. Assis à côté d'une ravissante señorita.
Madrid'e mi gidiyorsunuz?
Allez-vous aussi à Madrid?
Derhâl Madrid'e gitmem gerek.
Je dois aller à Madrid.
Bu Bradley'i şehre beraberimde götüreceğim.
J'ai dit que j'emmenais ce Bradley à Madrid avec moi.
Madrid'e gidiyorum.
Je pars pour Madrid.
- Bak şimdi. Telgraflarını cevaplayabilirdin. Sana Madrid'de gerçekten ihtiyaçları var.
Tu aurais pu répondre à ses télégrammes, ils ont vraiment besoin de toi à Madrid.
Ama derhâl Madrid'e dönmen beni ilgilendirir.
Mais c'est mon travail de veiller à ce que tu retournes à Madrid.
Tom, Madrid'den az önce bir mesaj geldi.
Tom, je viens de recevoir un message de Madrid.
Madrid'den az önce bir mesaj aldım. Ayaklarım suya erişti.
J'ai reçu un message de Madrid qui m'a ramenée à la réalité.
Seni görmek ve hoşçakal demek istedim. Ben Madrid'e gidiyorum.
Je m'en vais... à Madrid.
- M-Madrid'mi? Ne zaman?
Madrid?
- Madrid'e gitmediğim sürece bir boğa güreşçisi olamam.
Pour devenir célèbre.
- Madrid'den ne zaman dönüceksin?
Quand reviendras-tu?
Düşünüyordum da. Madrid buradan 600 kilometre uzakta. - Bu atı yolda dururken buldum ve düşündüm ki İyi fikir, Manolo -
Madrid est à 600 km... alors, j'ai emprunté un cheval.
Biz Madrid'de ki boğa güreşlerine gidiyoruz.
On va à Madrid.
Bu onura vesile olduğum için... izin verin size Madrid'den getirdiğim bir kaç hediyeyi takdim edeyim.
J'ai apporté quelques cadeaux.
Trenle Madrid'den gelirken yol boyunca, endişelendim ve düşündüm... " Belki beklemekten yorulmuştur. Belki de çoktan gitmiştir.
Sur le chemin du retour, je pensais... elle en a eu assez, elle a dû m'oublier.
Bendeniz, Curro - iÖğleden sonra Madrid'e en büyük.... matadorun sunumunu yaptım.
Moi, Curro, j'ai assisté aux débuts de Juan... comme matador. C'était à Madrid.
Madrid'de ki boğa güreşinden sonra seni bir daha görmedim.
Je ne vous ai revu qu'à Madrid.
Sanki Amerika'ya ve İspanya'ya doğru yola çıkmış gibiyiz.
C'est comme si nous étions déjà en route pour Madrid et l'Amérique.
Madrid'i düşün.
Pense à Madrid.
Veda ve sonra 7 Kasım 1936'da sabah saat altıya çeyrek kala... 18 yıl sonra, bizim taraftan 500 tane Alman Madrid sokaklarında... yolumuzdaki faşist domuzlarla savaşmak için Manzanares Nehri Boyunca yürüyorlar.
1 8 ans plus tard, nous étions 500 allemands, dans madrid, à aller combattre la pourriture fasciste sur la rivière manzanares.
Gotter'ın daha sonra İspanya'da Madrid hükümeti ordusuyla görüldüğü söyleniyor.
Gotter serait ensuite apparu avec l'armée gouvernementale de madrid.
Ve sonra dağları aşıp İtalya'ya, - Floransa, Roma ve Madrid'e...
Et au-delà des montagnes, en Italie, à Florence, à Rome, à Madrid...
- Madrid İtalya'da değil Jane.
- Madrid n'est pas en ltalie, Jane.
İkinizle Cantina Madrid'de buluşuruz.
Retrouvez-moi à la cantina Madrid.
Kraliçeler gibi yaşayabileceği Madrid'e gelmek istememek.
Elle ne veut pas venir à Madrid, où elle vivrait en reine.
Montalvo'nun derhâl Madrid'e dönmesini ve kaderde ona feci felâket yaşatmak olan bu yabancılarla ilişiğini kesmesini istedi.
II devait regagner Madrid... quitter ces étrangers qui causeraient sa perte!
Madrid'de heyecan yaşanacak. Büyük bir heyecan.
À Madrid ils perdront la tête.
Madrid'e Matador Juan Montalvo ile geleceksin. Katedralde evleneceğiz.
Vous viendrez à Madrid avec Juan Montalvo vous marier dans la cathédrale.
Cortes Cavanillas, "ABC", Madrid.
Cortes Cavanillas, ABC, Madrid.
Ben sahneye dahil olduğumda adı Maria Vargas'dı. İspanya'nın Madrid kentinde bir gece kulübünde çalışıyordu.
Au générique, elle s'appelait Maria Vargas et elle dansait dans un cabaret madrilène.
Evet, evvel zaman içinde bundan üç yıl önce Madrid'te, pek de şık olmayan bir gece kulübünde, Maria Vargas'ı dans ederken izlemeye gittik.
Il était une fois quatre individus qui allèrent à Madrid, dans un cabaret populaire, pour voir danser Maria Vargas.
Yaygın ölçülere göre yeni bir yüz bulmak için Madrid'e uçmak gereğinden fazla zahmete girmek sayılırdı.
Aller jusqu'à Madrid pour chercher un nouveau visage, c'est se donner beaucoup de mal.
İspanya'dayız, Madrid'te, Sunset bulvarında değil.
Nous sommes à Madrid, pas sur Sunset Boulevard.
Burada, Madrid'te küçükte olsa bir yıldızım.
À Madrid, je suis une petite star.
İnanın bana, efsane doğruydu.
Ce qu'ils disent à Madrid est vrai.
Az önce Madrid bürosundan bildirdiler.
Le bureau de Madrid a téléphoné.
Babasının yanında olmak için Madrit'e mi uçtu?
Elle va à Madrid pour être avec son père?
Çünkü ben Madrit'e dönmek ve orda kalmak istiyorum.
Je crois que je devrais rentrer à Madrid et y rester.
Uzun yıllar süren çalışmalar neticesinde ilk sahneye çıkışını 18 Kasım 1841'de Madrid'de gerçekleştirdi.
Après de longues études, elle débute le 18 novembre 1841 à Madrid.
16 nolu Barselona-Madrid uçuşu için son çağrı.
Embarquement du vol 16 pour Madrid.
Kocan kısa bir süre sonra Madrid'den ayrılacağınızı söyledi.
- Pour les ragots, une personne à la fois. Les sessions de groupe sont fatigants.
En son Madrid'de.
Je l'ai souvent vu dans les ambassades.
Hay aksi.
Elle est à Madrid pour l'assurance. Que voulez-vous?
Sen misin? Senden hiç haber alamıyorum.
Ton mari m'a dit que vous quittiez Madrid bientôt.