Malibu tradutor Francês
744 parallel translation
Hep Malibu Gölü'nü görmek istemişimdir. Öteki yola birkaç kilometre yalnızca.
J'ai toujours voulu voir le lac de Malibu.
Sonra Cora, Malibu Gölü'nü görmek zorundaydı. İyi bir fikir değil mi bu, şimdi?
Evidemment, il lui fallait voir le lac de Malibu.
- Sahilin üst kısmı, Malibu'yu geçince.
- Au nord de Malibu.
Senin için havuzu doldurturum veya Malibu'ya gideriz, okyanus senin olur.
Je ferai remplir la piscine pour vous. On ouvrira la maison du bord de mer.
Son on sayfayı denizde bir içki şişesinde buldular.
On a repêché les dix dernières pages dans une bouteille de vodka, au large de Malibu.
Stüdyonuz Malibu, Kaliforniya'da.
Votre studio est à Malibu, en Californie.
Otoyol Polisi. Bir kız otomobille kayalıklardan aşağı Malibu Kanyonuna uçmuş.
On a retrouvé une femme dans une voiture.
Ölüsünü bulmuşlar.
Dans un ravin à Malibu Canyon. Elle est morte.
Gaza basarsan yaklaşık elli beş dakikada Malibu'daki şerif karakoluna varabilirsin.
Si tu te grouilles, tu pourras probablement atteindre le commissariat... à Malibu en un quart d'heure.
Geveze bir Yahudi kız, New York'tan, Kaliforniya'ya, Malibu'ya gelir.
Une juive, grande gueule... de New York vient en Californie...
Güzel bir yaz günü, onu gözyaşları içinde stüdyoda nasıl bıraktığını.. ... Malibu'ya balık tutmaya gidişini, oradan sarhoş olarak, günbatımına doğru sonsuza yüzüşünü okuyun
Découvrez comment il l'a fait fondre en larmes ce beau week-end d'été où il est parti pêcher à Malibu, avant de finir par disparaître dans un coucher de soleil éthylique.
Yaklaşık 12 yıl önce, teknesi Malibu'da paramparça bulundu film işinde kayalar üzerinde sörf yapıyordu.
Il y a 12 ans, quand on a retrouvé son bateau éventré au large de Malibu, Hollywood était déjà en déficit.
Malibu'daki dalgalar ve Zuma, baharları öyle fantastik oluyor ki.
À Malibu et Zuma, les vagues sont énormes au printemps.
Sarı bir Malibu.
C'est une Chevrolet jaune.
Peri masalının Malibu sahnesi mi?
La version "Malibu" des Pédales Enchantées.
Johnny, Malibu'dan. Çok sıkı sörfçüler.
Johnny, de Malibu.
Bence şu Malibu evi yerine Spanish Fork'taki yeri almalıydın.
Tu aurais dû acheter à Spanish Fork au lieu de la maison de Malibu.
Malibu evinin nesi varmış?
Spanish... Qu'est-ce qui va pas à Malibu?
# Bir Hollywood dedikodu yazarı, film yapımcısı Felix Farmer'ı, Malibu'daki... #... evinde ziyaret ederken ciddi biçimde yaralandı.
Polly Reed a été blessée alors qu'elle passait chez Félix Farmer.
Malibu'ya git.
Va chez Félix à Malibu.
Okyanusta, Malibu'da bir sahil evi.
On aura une maison à Malibu et une suite au Sherry.
Malibu, "I love Sushi" de öğle yemeğine çıkacağız.
On déjeune à'" l Love Sushi'" à Malibu tout le temps.
Şimdi onları, Chevy Malibu marka arabasının bagajında gezdiriyor.
Maintenant, ils sont dans le coffre de sa voiture, une Chevy Malibu.
Bilmem ki, Malibu ile filan, bayağı çok işim var.
Je sais pas, je suis très occupée avec la Malibu et tout ça.
Bir Chevy Malibu için 20 bin dolar mı?
20.000 dollars pour une Chevy Malibu?
64'lü Chevy Malibu, 20 bin.
Chevy Malibu 1964, 20.000 dollars.
Malibu'yu neden arıyorsun?
- Pourquoi tu cherches la Malibu?
Malibu için 20 bin doları alabilmen için.
Tu veux les 20 000 dollars de la Malibu.
Bir Chevy Malibu.
Une Chevy Malibu.
Chevy Malibu!
La Chevy Malibu!
Malibu!
La Malibu!
Malibu nerde?
Où est la Malibu?
- Ona Malibu'yu sor.
- Demande-lui pour la Malibu.
Şu anda hiç de hoş olmayan bir şey oldu, yaşlı bir bayanın arabası çalındı, bir Chevy Malibu!
Il vient d'arriver une chose peu chrétienne. On a volé sa voiture à une vieille dame. C'est une Chevy Malibu.
Malibu nerede?
Où est la Malibu?
Oda arkadaşımın Malibu'daki evindeyim şu an.
Mon pote a une villa sur la plage de Malibu.
Nerede? Malibu'da mı?
Où exactement?
Ne Malibu'su?
À Malibu? Qu'est-ce que c'est, Malibu?
Anladım, kaleyi Malibu'ya taşımak istiyorsunuz ki tahminimce, Birleşik Devletler'in batı köşesine.. ... güzelce kurulabilesiniz.
Vous voulez déménager le château à Malibu, qui est situé, si je ne m'abuse, sur la côte Ouest de ces États-Unis.
Jim Brogan denen adamın şatoyu Malibu'ya taşıyacağını duydular.
Ils ont entendu dire que ce fameux Jim Brogan allait déménager le château à Malibu.
- Arabada terk edildin?
- Elle t'a insulté dans ta Malibu?
- Evet, efendim, Malibu'da.
- A Malibu.
Bir skoç daha. Şimdi Malibu'dayız. Esther bütün gün çalıştığı için...
Je reste à Malibu, je me sens plutôt seul quand Esther travaille.
Şimdi, Terry Lennox'un Malibu Colony'yi ne zaman terk ettiğini ve saat kaç civarında buraya geldiğini biliyoruz.
Tes copines là derrière n'ont rien vu, trop occupées à faire leurs space-cakes.
Malibu Colony.
La Malibu Colony...
Malibu'daki evime dönebileceğimi söylüyorum.
à Malibu.
Malibu'dan Newport Beach'e kadar dalgalar iyi,
Il fait 24 degrés au bord de mer... et on dit que le surfest bon de Malibu à Newport Beach.
Los Angeles'tan sadece bir saat.
Elle est à une heure de route de Los Angeles, sur la côte, prés de Malibu.
Bayan Reed'in üzerine düşmüş, yazar apar topar Malibu Hastanesi'ne kaldırılmış.
Elle a été hospitalisée.
Sam, nasılsın? - Artık Malibu'da mı yaşıyorsun?
Tu vis à Malibu?
Mavi bir Chevy Malibu'm var.
J'ai une Chevrolet.