English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ M ] / Malına

Malına tradutor Francês

4,083 parallel translation
Oğlunun şirketi çalmasına yardım etmek için... -... Elena'nın malına gerçekten el koyacaksın mısın?
Vas tu réellement saisir les parts d'Elena afin d'aider ton fils à voler la compagnie?
- Bize ne kadara mal olacağına bakacağız.
- De savoir combien on va facturer.
Clark gözaltına götürüyordu.
quand elle aura deux fois plus mal et commencera à recracher.
Senin kızına bir şey yapabilir.
Il pourrait faire du mal à Yesung!
Hadi mal yükleme kapısına.
Allons au quai de chargement.
- O kadar da kötü olmadığına eminim.
[Riant] Je suis sûr que ce n'est pas si mal que ça.
O gün hayatının 30 yılına mal oldu.
Ce jour t'a coûté 30 ans de ta vie.
Sulu kelimesini şey olarak kullanmadığına eminim...
Je suis assez sûr que tu utilises mal "facétieux".
Vücut sıvıları yasasına göre benim malım oluyor.
Par la loi des fluides corporels, il est à moi.
Birçok insanın ayağına da bastınız.
Et mécontenté pas mal de gens.
Artık kutsanmış ve yüce şeylerin bile bazen bize zarar vereceğini anlama noktasına geldik.
Nous en sommes à un point où même quelque chose de béni, quelque chose de sacré peut nous faire du mal.
O kadına bir şey yaptığını öğrenirsem seni kendi ellerimle polise teslim ederim.
Si je découvre que tu as fait du mal à cette femme, je te dénonce.
O kadına bir şey yaptığını öğrenirsem seni tereddüt etmeden polise veririm.
Si je découvre que tu as fait du mal à cette femme, je te dénoncerai... sans hésitation.
Bir de buna erkeklere karşı duyulan hislerin yanlış olduğuna dair inancı ekleyin bu durum zanlının içindeki vahşetin tamamen ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Combinés à la croyance evidente que succomber à son attirance envers les autres hommes est mal, cet état entraîne le suspect à se déchaîner violemment sur ceux avec qui il est.
Bay Segers onun yerine başkalarına acı çektirmeyi yeğledi.
Non, M. Segers a décidé de faire mal à quelqu'un d'autre à la place.
Bu birçok meleğin yaşamına mal oldu.
Ce qui a coûté la vie de nombreux anges.
Kendi başına git. Seni birkaç ay idare edecek kadar mal var burada.
Vas-y, il y a assez de produit pour tenir quelques mois.
Şimdi işi yarım bırakma konusunda uzman olduğumu biliyorum ama bunun ilerleme konusunda bizi ortak yaptığına oldukça eminim.
Même si j'ai du mal avec la fidélité, nous voilà partenaires.
Amanda, ona zarar vermek isteyecek herhangi birisi geliyor mu aklına?
Amanda, sais-tu si quelqu'un lui voulait du mal?
Zayıflığı bir anlığına itiraf ettim, elime bir fırsat geçirdim... Dr. Wells biraz kötü hissetmiş oldu.
Bien, j'avoue que dans un moment de faiblesse, j'ai profité de l'occasion... pour que le Docteur Wells se sente mal.
Bu malı mükemmelleştirmek adına 56 kişi öldü.
56 personnes sont mortes pour atteindre cette pureté.
O ise birisinin ona hamle yaptığını görünce kafasına tekmeyi geçirdi.
Elle a mal interprété son geste et l'a plaqué au sol.
İstemem ama çocuklar adına üzüldüm.
Je ne veux pas, mais tu sais, je me sens mal pour les enfants.
Herhâlde iş arkadaşlarına dair böyle mahrem bir bilgi Booth Hill'le ilgili oylama sırasında epeyi faydalı olmuştur.
Je suppose que la connaissance intime des affaires de ses collègues n'aurait pas fait de mal au Directeur quand serait venu le vote sur Booth Hill.
Savaş alanlarına götürüyoruz. Böylece, yetersiz beslenen anneler çocuklarını bunlarla taşıyabilecek.
Elles ont des roues tout-terrain comme ça les mères mal nourries peuvent pousser la poussette à travers les décombres.
Odin'in şamarı sokakları vurdu, iyi bir arkadaşın hayatına mal oldu.
Odin fourni les rues. Ça a coûté la vie à un ami.
Sonra ben hayal kırıklığına uğrayınca "surat asma Callie, bugün bacağımın ağrıdığını biliyorsun" diyeceksin ve- -
Et puis quand j'aurai l'air déçue, tu me diras "s'il te plaît ne fait pas cette tête Callie tu sais que ma jambe m'a fait mal aujourd'hui"
Sonra en iyi dostum ve çocuğumun babasının hayatına mal olan bir kazada neredeyse eşimi kaybediyordum.
Après j'ai... failli perdre ma femme dans un accident qui a pris la vie de mon meilleur ami Et le père de mon enfant.
Vay canına. Bu gerçekten harika.
C'est vraiment pas mal.
Bak Cee Lo, sen onunla konuşurken yanınızda olurum böylece darbe vurmazsın ama gidip de senin adına konuşmam.
Ecoute, Cee Lo, je peux être là quand tu lui dira pour pas que tu le fasse mal, mais je vais pas lui dire à ta place.
Yasa dışı masraf gösterdiğiniz harcamalar, faizi ve cezasıyla yüz bin dolardan fazlasına mal olabilir.
Vos déductions illégales avec intérêts et pénalités, pourraient vous coûter plus de 100000 dollars.
Başına bir şey geldiğini düşündükçe...
A quel point nous étions mal quand nous avons cru...
Olabilir. Ama aynı zamanda pek çok masum insanın da hayatına mal oldu.
Oui, mais tu ne peut pas oublier qu'il a également coûté la vie de beaucoup de personnes innocentes.
Dalai Lama'nın ağzına sıçsan bile halk önündeki imajın şimdiki kadar kötü olamazdı.
Si tu chies sur le dalaï-lama, tu ne seras pas plus mal vu.
Sevgilin olmadığına inanamıyorum.
J'ai du mal à croire que non.
Ordu donanımına ait bir malı çalmak ağır bir suçtur, LeBron.
La possession d'équipement électronique volé à l'armée est un délit, LeBron.
Yani, bu davadaki yaptığımız görev, birinin hayatına mal olabilir.
Ce qui veut dire que notre travail sur cette affaire pourrait coûter sa vie à quelqu'un.
Başına kötü bir şey gelmesindense'Tüh'ü tercih ederim sanırım.
Je suppose que je préfère oups plutôt que quelque chose de mal lui arrive.
Demek istediğim, kötülerin tarafına onun için geçtiğini biliyordum, ama fark etmediğim şey, bunun nedeninin...
Je veux dire, je sais que tu as rejoins les forces du mal pour elle, mais je n'avais pas compris que c'était parce que...
Birkaç kırık kemiği var, çok fena canına okunmuş, ama toparlanır.
Il a quelques os cassés, est pas mal amoché, mais il devrait s'en sortir.
Bu olay, buradaki Alman'ın canına mal olmuş.
Cela qui a causé la perte de notre Allemand.
Senin izninle afyon satıcılarına mal sağlıyordu, değil mi?
Est-ce la fournisseuse?
Servetlerini kurtardığım kişiler lekelenmiş fonlarından kendilerini mahrum edip beni kulüpten uzaklaştırıp beni zarara uğrattıktan sonra kirli paranın hepsini mustarip ahbaplarına verecekler.
Ceux dont j'ai sauvé les fortunes sont libres de penser du mal de moi, de me tourner le dos au club... pour céder eux-mêmes leurs misérables fonds... par compassion donner chaque livre sordide à leurs semblables accablés.
"RAB'bin onayı olmadan bir kentin başına felaket gelir mi?"
"Y-aura-t-il le mal dans la ville si le Seigneur ne l'a prévu?"
Londra'daki elmas tüccarlarına bağlılıkları için mal veriliyor.
Les marchands de diamants de Londres ont donné des actions pour leur loyauté.
Bak, neye mal olursa olsun, canım, kanımın son damlasına kadar seni yeniden gülümsetecek şeyi bulacağım.
Peu importe le temps qu'il faudra, chérie, tant que mon sang coulera, je ferai ce qu'il faudra pour te rendre le sourire.
- Epey ünlüdür, Nidaria davasına bakıyor.
Il est pas mal connu, il s'occupe du cas Nideria.
Kötü geçen bir uyuşturucu satışı olabilir ama sevgili kavgasına daha çok benziyor.
Cela pourrait être un deal qui a mal tourné, mais plus probablement une... une querelle amoureuse.
Sevgili azizlerimizin hayatlarına mal olan kutsal emanetler..
Les reliques qui ont atteint au cours de la vie corps de nos saints bien-aimés.
Costanzo'nun merakı canına mal oldu.
La curiosité de Constanzo a eu raison de lui.
Ölü bir uzaylının uzay gemisini uçurmak üzeresin ve bu kısmına mı inanmakta zorlandın?
Vous allez piloter le vaisseau d'un extraterrestre mort et vous avez du mal à croire l'histoire de l'anneau?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]