English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ M ] / Margo

Margo tradutor Francês

655 parallel translation
Margo Channing bir tiyatro yıldızıdır.
Margo Channing est une star du théâtre.
Margo büyük bir yıldız.
Margo est une grande star.
Haftalardır, haftada altı gece, Margo Channing'in giriş çıkışını bile izledikten sonra.
Six fois par semaine pour voir Margo Channing entrer et sortir du théâtre.
Margo Channing'in en iyi arkadaşısınız. Siz ve eşiniz hep onunlasınız.
Vous et votre mari êtes toujours avec Margo Channing.
Margo'nun giriş çıkışları arasında ne yapıyorsun?
Que faites-vous entre le moment où Margo entre et celui où elle sort?
- Seni Margo'ya götüreceğim.
- Je vais vous présenter Margo.
Margo'nun Güneyli bir gazeteciyle röportajı.
Margo a été interviewée par une dame du Sud.
Margo, onu görmelisin.
Margo, tu dois la voir.
Margo, bu Eve Harrington.
Margo, voici Eve Harrington.
Sonra, bir gece, Margo Channing "Yadigar" ı oynamaya geldi..
Un soir, Margo Channing est venue interpréter Réminiscences.
İyi geceler Margo.
Bonne nuit, Margo.
Margo, bu ne güzel sürpriz.
Margo, quelle merveilleuse surprise.
- Benim kadınım değil misin?
- Tu es ma Margo?
- Merhaba Margo.
- Bonsoir, Margo.
- Margo'yu ucuz bir marketle karıştırdın.
- Margo n'est pas une quincaillerie.
- Margo, canım!
- Margo, ma chère!
Sevgili Margo, unutulmaz bir Peter Pan'dın. Yine oynamalısın.
Chère Margo, vous étiez inoubliable dans le rôle de Peter Pan.
Margo Channing'den kalanlar.. .. oturur durumda.
Les restes de Margo Channing... assise.
Margo, evde soda filan var mı?
Margo, tu n'aurais pas du bicarbonate de soude, par hasard?
Margo, senin yaşın yok.
Margo, tu n'as pas d'âge.
Lloyd, Margo'nun sahnedeki abartısız oyununu, gerçeği abartılı oynayarak telafi ettiğini söylüyor.
Lloyd dit que Margo sur joue dans la réalité pour compenser son jeu contenu sur scène.
Sen payına düşeni yaptın Eve. Margo'yla harikalar yarattın.
Vous avez fait des merveilles avec Margo.
- Margo'nun yeni yedeği mi olmak istiyorsun?
- Vous voulez être la doublure de Margo?
Bir gece Margo Channing'i.. .. görmeye gelmiş bir seyircinin karşısına çıktığımı düşünsene.
Mais si je devais jouer un soir devant un public venu voir Margo Channing.
Margo oyun kaçırmaz.
Margo n'est jamais absente.
Margo devam etmeli.
Margo doit continuer.
- Margo, arı kovanının dışında.. .. davranışların ne bir kraliçe gibi, ne de bir anne gibi.
- Hors d'une ruche, Margo, ta conduite n'est ni royale, ni maternelle.
- Margo, gerçekten..
- Margo...
Margo artık sahnede çekici olanın sahne dışında olmayabileceğini anlamalı.
Ce qui est séduisant sur scène ne l'est pas forcément ailleurs.
Eve, ben taksam bile sen Margo'yu pek takmamalısın.
Eve, ne fais pas attention à Margo, même si moi, je le fais.
Nedeni Margo, anlamaya çalışma.
La raison, c'est Margo.
Margo'yu ben de severim.
J'aime beaucoup Margo.
Ama Margo'yu tanırım. Ve bazen.. .. arkasına tekmeyi basmak kadar çok yapmak istediğim birşey olmaz.
Je la connais, et parfois, la seule chose à faire, c'est lui donner un coup de pied au derrière.
Margo, bir Trappist keşişi nasıl inancında yaşarsa, ben de tiyatroda öyle yaşadım.
J'ai vécu dans le théâtre comme un trappiste dans sa foi.
Margo, sevgilim.
Ma chère Margo.
Ama Eve, Margo. Sana Eve'den söz edeyim.
Mais laisse-moi te parler d'Eve.
- Margo, barışalım. - Şartlar çok ağır.
- Margo, faisons la paix.
Margo, bunların arkasında ne olduğunu söyle bana.
Margo, dis-moi ce que ça cache.
Hoşçakal Margo.
Au revoir, Margo.
- Bu Margo'ya göre dakikliktir.
- Ce n'est rien pour elle.
Margo o kadar da kötü değildi.
Margo ne se débrouille pas si mal.
Bill, Margo, sen ve ben.
Bill, Margo, toi et moi.
Margo'nun kıçına atılacak tekme. Tanrı bilir, birer tane geliyordu.
Ce coup de pied au derrière, nous voulions tous lui donner.
Ne de olsa başta Margo'nun kendisinin hoşlanacağı.. .. zararsız bir şakadan başka birşey değildi.
Après tout, ce n'était qu'une blague et Margo serait la première à en rire.
Margo nerede olduğunu bilmiyordu ve umursamıyordu.. diyordu sürekli.
Margo ignorait où il était et elle disait que ça lui était égal.
Bir şekilde Pazar'ı atlattık.. .. ve Pazartesi ikindi Margo'yu istasyona götürürken..
Nous sommes arrivés miraculeusement au dimanche soir et quand nous avons conduit Margo à la gare, le lundi après-midi,
.. Lloyd'la Margo birbirlerine uygar davranacakları konusunda anlaştılar.
Lloyd et elle allaient jusqu'à s'adresser la parole.
Sadece Margo'nun treni kaçırmasını istemiyorum.
Je ne veux pas que Margo rate son train.
Sen Margo'sun.
Tu es Margo.
- Yine Margo.
- Encore Margo.
Margo harikadır.
Margo est géniale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]