Marine tradutor Francês
5,003 parallel translation
Donanmadaydım.
J'étais dans la marine.
Bir donanma subayı ve bir baba olarak sizin, oğlunuzun başardıklarıyla gurur duymanız gerekiyor.
En tant qu'officier de marine et en tant que père, vous devriez être fier de ce que votre fils a accompli.
Topoğrafik dalış haritasında Halewia Rıhtımının 4 km açığı işaretlenmiş.
Cette carte marine a une zone entourée qui est à trois miles d'Haleiwa Harbor.
Bir yanlış cümle ve otuz yıl sonra deniz yeşili kazak giyiyorum ve Bonnie Raitt dinliyorum ve iPod'umda Da Vinci'nin Şifresi.
Une phrase raté, et 30 ans plus tard, je porte des gilets en tricot bleu marine et j'écoute Bonnie Raitt et Le da Vinci Code sur mon Ipod. ça a déjà commencé.
Ama göz açıp kapayıncaya kadar emekli olacağım ve Marine One * ile uçarken yanımda seninle ve gizli servisle.
Mais je serai à la retraite en un clin d'œil, tu sais, en s'envolant à bord du Marine One avec toi et un détachement des services secrets.
Bir donanma subayının kocası kaybolmuş.
Le mari d'un officier de la marine a disparu.
Ben bir deniz subayıyım.
Je suis officier de marine.
Hayır. Sen onun donanmadan arkadaşısın.
Non, c'est parce que tu es son ami de la marine.
Donanma'da fazla mesai mi yaptırıyorlar?
Ils distribuent des heures en plus dans la Marine?
Denizci olduğu zamanlar Cartagena'da görev yapıyordu.
Il était posté à Cartagena quand il était dans la Marine.
Irak'ta iki dönem hizmet vermiş.
C'était un marine, il a servi deux fois en Irak.
- Bir donanma destroyerinde görevliyim.
Je travaille sur un destroyer de la Marine. En tant que... cuisinier. Oui.
Çalışmada birkaç tane donanma personeli varmış.
Il y a un paquet de personnels de la Marine impliquées dans cette étude.
Ben kendini işine adamış bir denizciyim, efendim.
Je suis un marine fidèle, monsieur.
Eskiden donanma bölgesinde takılmışlığım vardır.
J'avais l'habitude de trainer dans les environs de la marine.
Tek istediğim iyi bir Denizci olmaktı.
Tout ce que je voulais c'était être un bon Marine.
Deniz filosundayken bindiğim gemiydi o.
C'est le bateau sur lequel j'étais quand j'étais dans la Marine.
Etrafını rahatça görebileceği tek katlı bir depoda.
Un entrepôt de la marine avec une vue imprenable sur les environs.
Soktuğumun donanmasına katılmak zorunda kaldı.
Il devait rejoindre la putain de marine.
Kurbanda bulunan mavi parçacıklar ucuz otomotiv boyasıymış. Bir de sadece Chevy Impala'larda kullanılan lacivert boya varmış.
Mm, les particules bleues dans la jambe de la victime sont de la peinture de voiture pas chère et il y avait aussi de la peinture bleue marine utilisée exclusivement sur les Chevy Impalas.
Donanma Departmanında çıkan patlamanın nedeni henüz tespit edilemedi.
Le département de la Marine, n'a pas pour l'instant determiné la cause de l'explosion.
Deniz Kuvvetleri Gözetleme biriminden yeni emekli olmuş.
récemment retraité de la marine.
Amerika Birleşik Devletleri Donanması, astsubay kıdemli çavuşu Jack Salazar.
Maître deuxième classe Jack Salazar, Marine des Etats-Unis.
Canın cehenneme piyade ( kavanoz kafa ).
Va te faire foutre, marine.
Ben piyade değilim, denizciyim. Ama senin gibi itin teki bana öyle de diyemez.
Je ne suis pas marine, mais un marin, mais un glandu comme toi n'a pas besoin de me donner un nom...
- Biri birine "piyade" mi dedi?
Quelqu'un a appelé quelqu'un "marine"?
Donanmanın onun için daha büyük planları olabilir.
La marine doit avoir un plan de carrière pour lui.
Hala bu küçük operasyonun başında olduğunu mu sanıyorsun asker parçası?
Tu penses toujours être aux commandes ce cette petite opération, marine?
Güzel bir donanma günü daha.
Un autre bon jour dans la Marine.
Yani, yüzme öğrenmek istiyorum deyip donanmaya katılmak gibi bir şey.
C'est comme si pour apprendre à nager on s'engageait dans la Marine.
Bir denizci bandosu vardı.
Il y avait un orchestre de la Marine.
- Askeri hastanede.
L'hôpital de la Marine.
Birleşik Devletler Donanması.
De la Marine des États-Unis.
Yeniden Denizci olabilmen için sana bir şans sunuyorum.
Je vous offre une chance d'être à nouveau un Marine.
- Tekrar Denizci olmam saçmalığıyla ilgili?
Des conneries à propos de moi étant redevenu un Marine?
Sana tekrardan bir Denizci olma şansı sunuyorum.
Je vous donne la chance d'être à nouveau un Marine.
Denizci numarası mı o?
C'est un truc de Marine?
Langley'i bombalayan deniz subayı.
Le marine US qui attaqué Langley.
Sen bir Denizci'sin Brody.
Tu es un Marine.
Ama artık bir Denizci değilim.
Mais je ne suis plus du tout un Marine.
Efendim o, kaçırılmış ve 8 yıl boyunca işkence görmüş bir denizciydi.
Il était un Marine américain qui a été capturé et torturé pendant huit ans.
Ben, ABD Ordusundan Albay Peter Slocum, Nikita Mears'ın ifadesini alıyorum.
Ici le colonel de marine Peter Slocum. Débrief de Nikita Mears.
Deniz Kuvvetleri'nde falan mıydın?
Tu es dans la Marine ou autre?
Düz yakalı lacivert takımın nasıl olur? Olur.
Je pensais à l'ensemble bleu marine avec le col mandarine?
Oğlun senin gibi bir deniz piyadesi olup esir düşmüş olsaydı ve halka açık olarak infaz edilmesi için satılmasına birkaç saat kaldığını biliyor olsaydık MARSOC birliğinin her türlü yola başvurarak kurtarma operasyonu yapması senin için sorun olur muydu?
SI ton fils était un Marine, comme tu l'as été et il était capturé et tu savais qu'il n'est qu'à quelques heures de se faire vendre pour une décapitation publique, aurais tu un problème qu'une unité MARSOC conduise une extraction utilisant tous les moyens nécessaires?
Oğlun senin gibi bir deniz piyadesi. Esir alınmış ve planı biliyoruz.
Donc ton fils est un marine comme tu l'As été et il est capturé et on sait qu'il y a un plan.
- Bahriye Özel Operasyon Birimi, Celalabat.
- Marine Special Operations Command à Jalalabad.
- Dalış.
- Plongée sous-marine.
Deer Run Caddesi'nin sonunda eski bir depo var.
T'en penses quoi? Il y a un vieil entrepôt de la marine au bout de l'avenue Deer Run vers la rivière.
Reynolds.
Je déteste quand la marine quitte la ville.
Donanmadasın sen.
Vous êtes dans la Marine.