Mater tradutor Francês
1,350 parallel translation
Hatta karanlıkta sinema salonlarında çocuklara bakıp sonra karanlıkta kendini tatmin eden yaşlı bir adam bile olabilir.
Peut-être un vieillard solitaire qui va au cinéma pour mater les enfants et se branler dans le noir.
- Bana patronluk taslıyor.
Il veut me mater.
Çevrende dön, şu ama bak!
Tourne-toi un peu et tu pourras mater la motte de la fille de tes rêves.
Yine mi popoma bakıyordun Greg?
Encore à me mater, Greg?
San Quentin'de yatmana ve bacağım kadar sabıkan olmasına rağmen yasadışı bir şey yapmazsın, değil mi?
Et malgré le fait que San Quentin est votre alma mater et si vous aviez un casier aussi long que ma jambe, vous ne voudriez pas faire quelque chose d'illégal, d'accord?
Kızının isyanlarına karşı daha farklı bir yol bulmalısın.
Il y a d'autres façons de mater la révolte de votre fille.
- Dedektif Thacker, şikayet tutanağının özet kopyasına ve bittiğinde tıbbi tetkik numarasına ihtiyacım var.
- Thacker. Lt Thacker, j'ai besoin d'une copie de la plainte et du numéro du médecin légiste. Et s'il vous plait... Évitez de me mater le cul devant un gamin mort.
Onu kontrolümüz altına almalıyız, Grace.
Nous devons le mater, Grace.
Bir evlat edinme partisi için çocuğun kontrol altında olmasını istemiş.
Et elle voulait mater le petit avant de le faire adopter.
Onu sakinleştirmek, kontrol altına almak içindi.
C'était supposé le calmer, le mater.
İnsanların eteğinin altına bakmadığım zamanlarda mı?
En train de mater sous la jupe des filles?
- Tamam, dikizlemeyi kes artık.
Arrête de les mater.
1 tonluk azgın bir boğayı dizginlemeyi bilen... ve hayvana patronun kim olduğunu gösteren bir adam.
Un homme qui sache comment mater un taureau énervé de 400 kilos... et qui montre à la bête qui est le maître.
Bu benim uzmanlık alanım.
C'est mon alma mater.
Hem internette pornoya baksam bile kütüphaneciler bir şey yapamıyor.
Et vous savez quoi? On peut mater du porno sur le net, et les bibliothécaires ne peuvent rien y faire!
Atıldım. Corona, Matre Day, ve Newport Union da bile.
J'ai été renvoyée de Corona, de Mater Dei et même de Newport Union.
Oraya gidip ortamı bir kontrol ederiz diye düşünmüştük.
On pourrait y aller, mater les nénettes.
Turk, neden her arkamı döndüğüme seni kadınların bir yerlerine bakarken buluyorum?
Pourquoi, dès que je pars, mater le tu-sais-quoi des filles?
Cevap vermesini bir an önce durdurmalısın.
- Faut les mater tôt. - Viens, douillet.
Gündüzleri kurbanları seçiyor, geceleri onlara tecavüz ediyordun.
Pas elle. Vous... sortiez le jour pour mater vos victimes, et la nuit pour les violer.
Dünya sona eriyor. İnsanlar estetik ameliyat yaptırıyor, genç aktrislere nasıl kayıldığını izliyorlar.
Je veux dire, c'est la fin du monde dehors mais les gens ne pensent qu'à la chirurgie esthétique et mater des stars de la real-tv se faire baiser.
Demek ikiniz sadece birkaç sıra kokain çekip kuşları izleyecektiniz?
Donc, vous deux, vous alliez juste vous envoyer quelques lignes et aller mater les oiseaux?
Kız konuşurken göğüslerini dikizlemek yerine, onu dinlediği için Fez'i seçti.
Elle a choisi Fez parce qu'il écoute quand une femme parle au lieu de mater sa poitrine.
Hey, bak diğer elemanları bilmiyorum, Ama ben yardım için burdayım, Yani birşeylere ihtiyacın olursa üst raflardan, aşağıdan seni izlemekten mutluluk duyarım..
Ecoute, je ne sais pas pour ces autres marrants, mais je suis ici pour aider, alors si tu dois prendre une boite tout là haut, je serai heureux de te mater pendant ce temps-là.
Plakları dinlemek ve Jakie'yle bir şeyler yapmak için falan
C'est pour écouter les disques et mater Jackie et tout.
George Armstrong Custer gibi subaylar, Kızılderilileri adam etmeden önce, kendi adamlarını adam etmek zorundaydı.
Avant que des officiers comme George Armstrong Custer matent les Indiens, ils devaient d'abord mater leurs propres hommes.
Eğitim odasına geri dön seni sik kafa!
Va mater ta cassette, ducon!
10 papelin var mı?
C'est 10 $, pour mater.
Git de vadide karıştır, ibne.
Va mater dans la vallée, banlieusard!
Ne o homo? Beni mi arıyordun?
Qu'est-ce que t'as à me mater?
- Fahişelerini sırada bekletmek zorundasın.
Faut mater ses putes.
Çok zeki, gözlere ziyafet ve yaptığım sayıları ezbere biliyor.
Pleine d'esprit, bonne à mater et capable de me citer.
Onun penisine bakmak hoşuna gidiyor, değil mi?
Tu aimes mater son popaul!
Ona bakış biçimi beni deli ediyor, anlıyor musun?
Sa façon de la mater me fout les boules.
Gerçekten bir arkadaşının bütün gece bizi izlediğini mi düşünüyorsun?
Tu crois sérieusement qu'un de ses copains vient se planter toute la nuit devant la maison pour nous mater?
Yalnızca bilmeni isterim ki benim okuluma gitmenden ve bir gün aile işine girecek olmandan gurur duyuyorum.
Je tiens à ce que tu saches à quel point je suis fier que tu ailles étudier à mon alma mater afin un jour de prendre ma suite et de continuer mon oeuvre.
Önce ikiniz de tişörtlerinizi çıkarın ki sizin o tatlı küçük meme uçlarınızı görebileyim derdim.
Je vous dirais d'enlever votre chemisier pour mater vos petits tétons.
Bekle bineyim. Bakmaya bakıyorsun ama, ne oldu şimdi?
Alors, t'aimes que mater?
Gözetlemeyi pek sevmem. Kes şunu!
J'aime pas trop mater.
O zaman beni dikizlemelisin.
Peut-être que tu devrais mater.
İmparator bütün muhtemel ayaklanmaları bastırmak zorunda.
L'Empereur doit mater les rebelles.
Sabah görüşürüz. Sana ateş edip kurşunların peruğunun üzerinden süzülmesini izlerim
À demain matin j'vais vous canarder, mater les balles sculptant vos coupes de cheveux
O garson kadın sürekli seni kesiyor.
Cette putain n'arrête pas de te mater.
Aynaya aval aval bakma
Arrête de te mater dans la glace.
Gözlerini dikerek bakma. Dikkat çekeceksin.
Arrête de la mater, c'est suspect.
Jeff'lerdeyim.
On va se mater plein de vidéos.
Kesinlikle seni süzüyor.
Il est carrément entrain de te mater!
İyi iş.
Faut les mater!
Aletime bakmayı kes!
Arrête de mater!
Beni bir kız ile izlemek istiyor musun?
Tu veux me mater avec une nana?
Ah, röntgencilikten hoşlanıyorsun demek!
Alors comme ça, tu aimes mater!