Mature tradutor Francês
724 parallel translation
Ben birçok yönden ondan daha büyüğüm.
Dans bien des cas, je suis plus mature que lui.
Sen daha yaşlı doğdun, George.
Tu as toujours été plus mature, George.
- Sen daha yaşlı doğdun.
Tu as toujours été plus mature.
Sanırım Morris hislerinde düşündüğümden daha olgunmuş.
Je ne peux que supposer que Morris est plus mature sentimentalement que je pensais.
O daha... daha olgun. Aynı fikirde değil misiniz, bayan?
Elle est plus... mature, n'est-ce pas?
Benim gömleğimi- - - Victor Mature.
Tu veux pas me lâcher un peu les...
Normalde yabancılara fal bakmam ama sen çamaşırcıyı tanıdığın için...
D'habitude, je ne tire pas les cartes pour des inconnus, mais vous semblez assez mature.
Sen tatlım, yüzün, büyüme tarzın... Birden bana, tavan arasındaki albümlerde yayılı fotoğraflardaki gençliğimi hatırlattı.
Quand je te vois si belle, si épanouie et mature, je me souviens que ma jeunesse est bien loin.
Ayrıca, biraz kırmızı şarap güveçle iyi olabilir gibi geldi bana. Şimdiye kadar iki çocuk sahibi ve annelerin en güzel olan, benim çocuklarımın annesine.
Mais toute ma vie j'ai espéré et attendu quelqu'un comme lui, quelqu'un de gentil, mature, bourru mais drôle compréhensif et prudent.
İçeri gelir misin, lütfen?
Elle est plus mature. Elle a eu deux enfants.
Ve annem... vefat etti.
C'est excellent. On dirait tes 1ers écrits. En plus mature.
Başlangıçta, her zaman birazcık çocuksu şeyler söylenir ama daha sonra, çok daha olgun bir ifade altyapısına ulaşırız.
Au début, il y a toujours une touche infantile mais ensuite, on progresse vers une structure expressive plus mature.
Victor Mature Karın Korsesi'nin Hazlarını Yaşayın.
Découvrez la ceinture abdominale Victor Mature.
Başrollerde Victor Mature.
Avec en vedette Victor Mature.
- Sınavdan mı geçmek zorundayım?
Tu l'auras quand je t'estimerai assez mature.
Ama seksle ilgili seçimlerinde hiç de akıllıca davranmıyorsun.
Mais je ne te trouve pas ton comportement sexuel très mature.
Bu hippi kılıklı çocuklarla takılmak için fazla olgunsun.
Tu as l'air plus mature que cet idiot.
Son zamanlarda bazı değişiklikler olduğunu hissediyorum, daha fazla olgunlaşıyorum sanki.
Je sens que j'ai changé dernièrement, comme si je devenais mature.
Daha olgun görünüyorsun.
Tu sembles plus mature.
- Çok büyümüşsün.
- Tu es si mature.
- Evet, değişecek bir sürü şey.
- Plus mature. - Notre vie va beaucoup changer.
Bak, ben yetişkin biriyim, ve sen de öylesin, öyleyse...
Je suis quelqu'un de mature, toi aussi je suppose alors...
Ben yetişkin biriyim ve sen de öylesin. Öyleyse neden bütün bu tanışma faslını atlayıp utangaçlığı bırakıp asıl istediğimiz şeyi yapmıyoruz?
Je suis quelqu'un de mature, toi aussi je suppose alors pourquoi ne pas brûler les étapes, se lâcher et passer directement aux choses sérieuses?
Ben yetişkin birisiyim, ve sen de öylesin. Öyleyse neden bütün bu tanışma faslını atlayıp utangaçlığı bırakıp, asıl yapmak istediğimizi yapmıyoruz.
Je suis quelqu'un de mature, toi aussi je suppose alors pourquoi ne pas brûler les étapes, se lâcher et passer directement aux choses sérieuses.
Ne demek istiyorsun o da ne? Kadın olgun biri o nereden çıktı?
Elle avait l'air trés mature.
Bütün hayatını etkileyecek kararları almak için yeterince büyüdüğünü mü düşünüyorsun?
Tout à coup, tu te crois assez mature pour prendre des décisions qui affecteront le reste de ta vie.
Yaşını değiştir, ayakkabı numaranı değil.
Sois plus mature, fais pas l'enfant.
Olgun ve kesinlikle heyecan veren bir aşk.
C'est un amour mature, absolu, un amour saisissant.
Sorunlarını Yetişkin gibi olgun ve ince yöntemlerle çözebilirsin.
Tu devrais résoudre tes problèmes de façon plus mature.
Ama Holling gibi bir adam, nazik iyi huylu olgun bir adam, adam gibi adam...
Mais un homme comme Holling, un gentleman, un homme mature, l'homme idéal?
- Ama artık olgunlaştım.
- Mais maintenant, je suis mature.
Jolson, Cantor, Durante, Cooper, Cary, Victor Mature.
Jolson, Cantor, Durante, Cooper, Cary, Victor Mature.
Bakarsın yaşlı bir kadın aslında sana lazım olan şeydir.
Je sais pas, peut-être qu'il te faut une femme mature.
Bir düşünce adamı olarak baş karakterinin, acınacak derecede hasta olan ama cinsel açıdan güçlü ve canlı olduğunu hayal ettiğin psikozlu bir kadın için bu kadar çaba harcamasına izin vermek seni alçaltmıyor mu?
N'est-ce pas indigne d'un penseur mature... de laisser votre héros gâcher tant d'énergie affective sur son obsession d'un rapport psychotique avec une femme en qui vous voyez un fantasme sexuel et inspiré et qui n'était qu'une pauvre malade?
Harikadır. O kadar olgun olabilirseniz harikadır.
C'est bien de pouvoir être si mature.
Telefonda bile sesi bir değişik geliyordu..... daha olgun,
Il a même une voix différente au téléphone. Plus mature.
- Ne kadar olgun.
Très mature.
Sen değil annene, kendine bakacak olgunluğa sahip değilsin.
Tu n'es pas mature, laisse ta mère tranquille.
Daha olgunum, sen daha da olgunsun.
Je suis plus mature, toi aussi.
Çok mantıklı bir hareket. - Sen ne dersin?
Voilà qui est mature.
Açıkçası sen sandığım kadar yetişkin biri değilsin.
Manifestement, tu n'es pas aussi mature que je le croyais.
Olgunca konuşman beni mutlu etti.
Je suis heureux de te voir parler d'une manière si mature. Je parlerai à son père.
Olgun İnsanlar Gezegeninde işler böyle yürür.
C'est ainsi qu'on vit sur la planète Mature.
Önemli olan ve bu konuda çok olgun davrandığını düşünüyorum düşünmeden bir karar verdin ve hata yaptın.
Le fait est, et je pense que tu es très mature à ce sujet, que tu a pris une décision impulsive et c'était une erreur.
Olgun boşalmaydı.
Ejaculation mature.
Duygularını dinleyen birinin lafı bu mu?
"Me tuer"? Très mature de ta part.
- Ben yetişkinim artık.
Je suis mature. T'es sûr de ça?
- Ne?
Victor Mature.
Dün akşam Jarrow Işıklı Stadyumunda büyük bir futbol geleneğinin canlanmasına tanık olduk.
La nuit dernière au stade de lumière, à Jarrow, nous avons été témoins de la résurrection de la grande tradition footballistique, quand un Jarrow United mature, dans le sens européen, avec un étalage Proustien de football existentialiste moderne,
- Ne?
- Vraiment mature. - Quoi?
Çocuklar, sizinle konuşmak istiyorum. İyi bir haberim var. Düşündüm de, sizler gerçekten büyüyorsunuz.
Puis, comme tout bon groupe de rock ou émission télé, il arrive un moment où il faut évoluer, devenir plus mature, et regarder dans la direction vers laquelle on se dirige.