Meet tradutor Francês
151 parallel translation
# Will we meet again?
Quand le reverrai-je?
# Belki ara sıra yine karşılaşırız
Here's hoping we meet now and then
Hey, clear the way in the old bazaar, Hey you, let us through, it's a bright new star, Oh, come, be the first on your block to meet his eye!
Bande de veinards, Dégagez le bazar Vous allez voir Ce que vous allez voir Venez applaudir, venez acclamer La star des stars
Then come and meet his spectacular coterie.
Venez voir Le plus beau spectacle d'Arabie
Ich bin ein Springfield Swap Meet patron.
Ich bin ein client de la foire au troc de Springfield.
On yıl sonra, Vincente Minnelli'nin "Meet Me In St. Louis" i bir dönüm noktası olmuştu.
Ce n'est pas possible! Nous partirons après Noël.
Paparelli. "Meet Stormin'Norman" için biletleri nasıl temin edebiliriz, bulabiliriz?
Les billets pour le barbecue avec Schwarzkopf?
# The blues they sent to meet me
Le blues qu'elle m'apportent
Meet John Doe'da Gary Cooper karakteri alalade bir adamın kötü durumunu protesto ediyor.
- Jen? - Je trouve Capra trop sentimental.
Umut dolu olduğuna inanmamızı sağlıyor. - Katılıyorum.
Dans Meet John Doe, Cooper se bat pour la condition humaine.
/ / I'm gonnaseeya I'm gonnameetya, meetya meetya one day / /
/ / l'm gonna see ya l'm gonna meet ya, meet ya, meet ya one day / /
/ Maybe next week I'm gonna meetya /
/ / Maybe next week. l'm gonna meet ya / /
/ / I'llmeetya I'llmeetya / /
/ / l'll meet ya, l'll meet ya / /
/ I'm gonna meetya, meetya meetya, meetya, one day /
/ / l'm gonna meet ya, meet ya, meet ya, meet ya, one day / /
- / / Maybenext week I'm gonnameetya / / - [Shouting, Grunting Continue]
/ / Maybe next week, l'm gonna meet ya / / [Les cris continuent]
- / I'll meetya, I'll meetya / - [Whistling]
/ / l'll meet ya, l'll meet ya / / [Sifflements]
- / I'm gonna meetya, meetya meetya, meetya /
/ / l'm gonna meet ya, meet ya, meet ya, meet ya / /
- / I'm gonna meetya I'll meetya / - [Woman] Yeah!
/ / l'm gonna meet ya, l'll meet ya / / - [Une femme] Ouais!
It is simply swell to meet all of you.
Je veux juste dire que c'est top chouette de vous rencontrer.
Mom was pulling in tricks to make ends meet.
maman tapinait pour arrondir les fins de mois...
I never thought I'd hear myself say this but for once, I wish I could meet a nice, sensitive guy who wanted more than just sex.
Je n'aurais jamais cru m'entendre dire ça mais... Enfin, j'aimerais rencontrer un mec gentil et sensible... recherchant plus que du sexe.
Betty meet Apollonia.
Betty... je te présente Apollonia.
Seç eşini ve döndür kendi etrafında
Meet a Partner Turn the Partner by the right hand round
Ben Bay Ekonomi, tanıştığıma memnun oldum. Söyler misiniz...
Je souis M. Economie Nice to meet you!
All right, I'll just meet you there at dinner.
Bon, je vous retrouve là-bas.
Sen ve ben yine buluşacağız
You and I will meet again
Meet and Greet'de iki bedava içkiye bedel.
Il est bon pour deux verres à la réception.
Meet Ricky, Havai'li bir balık uzmanı.
Ricky, ichtyologiste hawaïen.
- Seninle yukarıda buluşuruz.
- Let me meet you upstairs.
Meet the Press'ten sonra Zio Amca onu koltukta bulmuş.
L'oncle Zio l'a trouvée sur le canapé après "Meet The Press".
Benimle orada buluşacak mısın?
Will you meet me there
Sessizce yaşıyorum, Sana doğru geliyorum.
Will you meet me there
Çünkü trafikte sıkıştım.
Will you meet me there 'Cause l'm stuck in traffic
Sessizce yaşıyorum, Sana doğru geliyorum.
Will you meet me there So we can start it new
Memnun oldum.
- Bon. Nice to meet you.
Memnun oldum Steven.
Nice... nice to meet you, Steven.
Bu gece canavarla tanışmaya hazırım. Siyah büyük canavar beni yanında götür.
" Meet the monster tonight Big black beast take me with you
Fransızcada bunlar ne demek? The Monster, gerçek bir canavar mı?
- En français, ça veut dire quoi "meet the black beast"?
Onunla her gün Meet the Press'e çıkmak gibi.
Il en fait trop, il est vraiment mûr pour passer à la télé.
Kirsten ile Rose Bowl'daki ikinci el pazarına gitmeyi ve Shakespeare By The Sea'yi izlemeyi planlıyoruz da.
Kirsten et moi avons prévu d'aller au "big swap meet" au Rose Bowl et peut - être voir "Shakespeare By The Sea".
Aman Tanrım! Evet! Suhan, o tam olarak benim gibi görünüyor!
Il sera merveilleux si vous pouvez juste meet @
Bu biraz "tatlı tanışma" gibi oldu.
C'était un meet-cute très agréable. - Pardon?
"Sadece bir pijama üstüne ihtiyacım var." Göz göze gelmişler. İşte bunun adı, "tatlı tanışma".
Ils se regardent, et c'est un "meet-cute".
Tatlı tanışmamız güzeldi.
J'ai beaucoup apprécié notre "meet-cute".
Bu beni hep şaşırtır, birbirini sevdiğini düşünen kişilerin rol bile yapamaması ya da en azından çocukları için yeterli nezakette bulunması sadece arada bir, başkalarını görmek zorunda kaldıklarında birbirleriyle konuşmaları çocuklarını ziyaretten aldıklarında.
I wonder that persons think they love can not Nor do pretend, or at least have enough respect for the children to talk to the few Sometimes you meet where they take the children on the other.
# Bizi ziyaret etmek istiyor ama bizi şoke edeceğini düşünüyor
He'd like to come and meet us but he thinks he ll blow our minds
# Gerçek aşkımla bir daha hiç buluşmayacağız
Where me and my true love will never meet again
# Gerçek aşkım ve ben bir daha hiç buluşmayacağız
For me and my true love will never meet again
# Soğuk değil
" Here's hoping we meet now and then
- I told her to meet me here. - Warren!
La voilà.
d Ne zaman gözlerin benimkilerle buluşsa d Kalbim daireler çiziyor d Zaman ve mekan yok oluyor d Ve şimdi d Seninle yüz yüzeyiz d İçimden bir ses her şeyin güzel olacağını söylüyor d Bu gece aşık olmaya hazırım d Kalbimi sonuna kadar açmaya
"Whenever your eyes meet mine" "My heart spins in circles" "And I lose all space and time"