Melmac tradutor Francês
69 parallel translation
Bu mükemmel olur.
J'étais une sorte de barde sur Melmac.
Biliyormusun, Melmac'de bir şair sayılırdım ben.
Tu as écrit des poèmes? Tu connais celui-ci?
Melmac'teyken ikimiz de yörünge bekçisiydik.
- Streaky quoi? - McIntosh. Là-bas, sur Melmac.
Ruth... İki başlı hemşire!
C'était la présentatrice vedette de Melmac.
- İki başlı hemşire mi? Evet. O Melmac'in René White'ıydı.
Une belle blonde naturelle peroxydée.
Sayanora Melmac ve sayanora Rhonda! - Üzgünüm ALF.
Je la trouvais marrante dans le programme de Mary, mais quand elle a eu sa propre série, ils l'ont mariée trop tôt.
Orada Melmac gezegeninden kimse var mı acaba?
Je n'irai pas jusqu'au garage pour aller chercher l'aspirateur.
Melmac'den biriyle iletişim kurmaya çalışıyoruz. Evet. Belkide arkadaşı Rhonda'yla.
J'ai quelque chose à te dire, et j'aimerais que tu écoutes.
Düşündük ki, başka bir Melmac'liye ulaşırsak ve ALF kendi gezegenindeki son kişi olmadığını bilirse yüzü biraz güler değil mi?
Très attentivement. Je vais chercher l'aspirateur. Je sais que Rhonda te manque et que tu as le mal du pays, et quand on est malade, on n'est plus soi-même.
Belki koltuktan kalkarsan ve biraz yürürsen, kendini daha iyi hissedersin.
Y a-t-il quelqu'un de la planète Melmac? Ce n'est pas juste. On doit soigner un extraterrestre qui perd ses poils,
- İletişim kurduk! İletişim kurduk! - Bir Melmac'li.
Peut-être que si tu te levais du canapé, et que tu marchais un peu, tu te sentirais mieux.
Melmac'li zarları. Her atış yedidir. Kazanacaksın.
On ne savait pas jamais ce qu'il allait dire, ce qu'il allait faire, quand il viendrait.
Çünkü başladığım şeyleri bitirmekten hoşlanırım.
C'est différent sur Melmac, on vit du jour au lendemain. - D'un repas à un autre.
- Hiç mi? Melmac'liler amaç edinmezler Willy.
- Tu as déjà sauté en parachute?
- Aynen öyle. Bu parazitin burnundan ter akıtmaya başlaması gerekiyor.
Eh bien... sur Melmac, je dirigeais ma propre concession Flegme.
- Ben Melmac'ten ayrıldığımdan beri kedi yemedim!
C'est une boule de poils. - Lucky? - Ne regarde pas.
- Hiç "Kanıtlanana Kadar Suçsuz" terimini duymadınız mı?
Je n'ai pas mangé de chat depuis que j'ai quitté Melmac.
Zaman da öyle. Şaka mı ediyorsun?
Tu n'y croiras peut-être pas, mais sur Melmac, l'or ne vaut absolument rien.
Belki inanmayacaksın ama, Melmac'de altın çok değersizdir.
Sur Melmac, le bien le plus précieux, c'est le lichen. - Le lichen?
Melmac'de en değerli şey köpüktür canım.
- Oui. Mon grand-oncle Shumway a dit un jour : " Je pars pour l'Ouest.
Melmac'de de bir "Bay Jim" vardı.
Je suis sûr que ce sera assez pour régler ça.
a ) Kahverengi olunca.
On avait un M. Jim sur Melmac.
Melmac'de birisini, düşündüklerini anlatmaya böyle zorlardık.
Sur Melmac, c'est comme ça qu'on demande à quoi on pense.
Melmac'te yazara ilham vermek için kullanırız.
C'est une faute de frappe. N'exagère pas. - Je n'ai que huit doigts.
Ne yapacağımı bende bilmiyorum. Hiç sorun değil.Melmac'te, Ben "Bay Bilim" olarak bilinirdim.
Bon, mais ce n'est pas une bonne idée d'envoyer du liquide par courrier.
Şehirler arası mesafe mi? Melmac, San Francisco...
Pas par effraction, j'ai utilisé un pince-monseigneur.
Bu klaneball'ı seviyorum. Klaneball dışında, paten kayılan ya da diske vurulan oyun yok.
Sur Melmac, on a la 1re classe, la 2e, le poisson et le jambon.
Bizim Melmac'de birinci sınıf vardı,.. ... ikinci sınıf, balık ve salam.
Dorothy, je voudrais dire quelques mots, sans vouloir paraître trop critique.
Melmac'te büyüyen birisi.
Avant 17 heures.
"la mancha'nın adamı" adlı filmin galasındaydım.
C'est que la vie sur Melmac n'était pas vraiment dure.
Bu şey Melmac'ten buraya kadar geldi.
Vous n'avez pas bien saisi :
Zaten Melmac'ten gelen eşsiz bir türümüz var.
- On a entendu, ALF. Ai-je précisé que ce grille-pain parlait?
Alf, Melmac'te böceklere sprey sıktığınız zaman ne olurdu?
Je vais descendre un peu pour mieux voir. Non merci, ça ira.
Melmac'te.
Cours de conduite.
Ve melmac'teki böceklerin fizyolojisine göre..
Il ne sait même pas se servir d'un grille-pain!
Neden arka bahçeye gidip oyna mıyorsun?
- C'était quoi? - L'appel du mâle sur Melmac.
Komşularımızın önünde daha fazla tartışmak istemiyorum.
Cette idée me choque. Sur Melmac, on s'habille en légumes pour porter le deuil.
Ah, ilk soru, Amerikan ve İngiliz televizyonları hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bref, sur Melmac, je faisais une pièce de théâtre L'Homme de la Mancha.
Bir gün Willie, Melmac'ten birisi senin neye benzediğini sorarsa, hiç "Çılgın Profesör" ü izledinmi diyeceğim!
Je ne sais pas, Alf. Je ne vois pas ce qu'on peut faire. Je ne peux pas passer toutes mes nuits ici.
Melmac'de sana elektronik müzik öğretmedilermi?
J'ai écrit un poème pour quelqu'un, et j'aimerais le mettre en musique.
Marsha Shenkin'a gerçekten vurulmuştum.
Sayonara, Melmac, et sayonara, Rhonda.
Bak, anlamaya çalış.Sen benimle birlikte Melmac'de yaşıyor olsaydın ve ailene geri dönme şansın olsaydı, giderdin değil mi?
Rhonda? Tu as vu Rhonda? Si je l'ai vue?
Annem yaptı. Kate! Yapabildiğini bilmiyordum.
Si tu vivais sur Melmac avec moi et que tu avais l'occasion de retourner auprès de ta famille, tu t'en irais, non?
Melmac'te, Flem satış ofisim vardı.
On va devoir trouver autre chose.
- Yani sence Alf onu...!
Sur Melmac, ce genre de blague est un grand classique.
Tamam görüşürüz.
Sur Melmac, on ne laissait pas chanter les enfants.
Alf, sen iyi misin?
C'est une forme d'acupressure. À Melmac, on s'en sert pour guérir la hantise de la page blanche.
Anne, sen ve Whizzer için bir akşam yemek versem nasıl olurdu?
Tout le monde peut le faire sur Melmac.
Melmac'de herkes bunu yapabilirdi.
Attends un peu.
Neyse, Melmac'e dönelim,
Il n'a pas de lame.
Melmac'te sprey kullanmazdık.
On voit très bien d'ici.