Milyoner tradutor Francês
806 parallel translation
Bizi milyoner falan mı sanıyorsun?
Tu penses que nous sommes millionnaires?
Annemin bizi milyoner falan mı sanıyor?
Je me demande si Mère pense que nous sommes millionnaires?
Tanrım! Milyoner olduk!
Nous sommes millionnaires!
Beni kulübeye götür, seni milyoner yapacağım.
"Conduis-moi à la cabane et tu seras riche en un mois!"
Milyoner olacağız.
"Nous serons millionnaires!"
Bir milyoner için oldukça garip bir kıyafet!
Belle tenue pour un millionnaire de se promener la gorge nue.
Milyoner arkadaşı olmadan beyefendi rolünü oynamak zordu, ama elinden geleni yaptı.
Jouer au gentleman sans le millionnaire est difficile, mais il fait de son mieux.
- Adam bir çeşit milyoner.
Le type est millionnaire.
Milyoner olmak nasıl bir şey?
ça fait quoi d'être millionnaire?
Tüm çaldýklarýndan sonra artýk birer milyoner olmuţlardýr.
Ils doivent avoir amassé un sacré magot!
Milyoner olduğun için değil. Milyonlara ihtiyacım yok.
Je n'ai pas besoin de millions...
Milyoner olmadım ama 1000 dolar kazandım bile.
J'ai déjà fait... 1000 dollars de bénéfice.
Demek milyoner spekülatör, saygınlık kazanıyor.
Le profiteur s'est acheté une conduite.
Sana milyoner olma şansı sundum... ama sen geri çevirdin.
Je te donne la chance d'être millionnaire et tu la refuses.
Milyoner oldun!
Tu es un millionnaire!
Aynı şeyi iki kere söylüyorsun. Örneğin birine'zengin milyoner'demek gibi.
C'est dire 2 fois la même chose, comme : "Un riche millionnaire".
Fritz Thyssen, Hitler için para temin eden milyoner, petrol alıyor.
Fritz thyssen, le millionnaire qui a financé hitler, achetait du pétrole.
- Milyoner de olmadım.
Millionnaire non plus!
Yakışıklı bir Güney Amerikalı milyoner bulurum.
Je trouverai un beau millionnaire sud-américain.
- 30'uma girmeden milyoner olmalıyım.
Tu veux avoir un million avant 30 ans.
# Ama burada milyoner burjuvalar gibiyiz, şu harika çubuk şekerler sayesinde...
Mais ici, on est millionnaires, ach, du wunderbar chocolat
Kendinizi buhar banyosundaki iki milyoner gibi düşünün.
Dites-vous que vous êtes deux milliardaires aux bains turcs.
Milyoner olma hayalleri kurarak yürümeye devam ettim.
Je poursuivais, rêvant de devenir millionnaire.
Bir milyoner için bile çok zor bir iş olurdu.
Dans ton cas, ce serait un emploi pour millionnaire!
Yoksa bir dükle ya da milyoner biriyle mi evlenmiştir?
Est-elle mariée? A un duc ou un milliardaire?
Birden ortaya bu Miamili milyoner çıkıyor!
Quand surgit Ie millionnaire de Miami!
Bu milyoner, özel hayatına karışmaz mı yani?
Votre millionnaire ne va pas y toucher?
"Milyoner" de yok!
II n'y a pas de millionnaire!
- Eğer babam geçen yıl ölmüş olsaydı, milyoner olacaktım
Il y a un an, j'aurais été millionnaire.
- Evet, o da diğer Yankiler gibi bir milyoner. Ama eksantrik biri.
Oui, oui, il est millionnaire, comme tous les Yanks, mais tout à fait original!
Sahi mi? Böyle kibar mizaçlı başka bir milyoner yok.
C'est le seul milliardaire au monde qui soit aussi accommodant.
Bana cebinden ödeme yaptığına göre milyoner maaşı alıyor olmalısın.
Et ce que tu me paies, tu le prélèves sur tes appointements?
Bu anlaşma sayesinde milyoner olursam rulo yapıp yanımızda götürebileceğimiz eski İngiliz çimlerinden alacağım sana.
Si je fais un million sur ce marché, je te paie un vieux gazon anglais. Un qu'on peut rouler et emporter avec nous.
Utangaçça saklanır dulların yataklarında Milyoner, banker, yosma bağnaz, aristokrat, gangster Bütün bu para ağaçlardan sarkıyor
L'argent timidement se cache dans les matelas, se cache dans les galetas des avares, des richards, des cocottes, des bigotes, des banquiers, des caves, des seigneurs, des voleurs, des repus, des ventrus, des fadas, des gagas
Milyoner olabiliriz
On pourrait être millionnaires
Yeni isimli bir milyoner artık o.
Une nouvelle identité...
Babam aristokrat bir milyoner falan değildi, ama önemli kişilerle arkadaştı.
Mon père n'était pas un aristocrate millionnaire mais il avait des amis très importants.
- O bir milyoner! - Kim?
- C'est un millionnaire.
Milyoner ne kadar verecekmiş?
Combien le millionnaire veut-il payer?
Bir gün milyoner olamayacağımı kim söyleyebilir?
Qui te dit que je deviendrais pas millionnaire, un de ces jours?
Milyoner olacağız.
Nous serons millionaire.
Bir milyoner göreceksin.
Tu verras une millionnaire.
Milyoner Frank Flannagan, operasyondan birkaç saat sonra Manhattan hastanesinde Rock N Roll partisi düzenledi. 707,7
Le millionnaire Flannagan, trois heures après une appendicectomie, organise une boum dans un hôpital de Manhattan.
Üniversitedeki herkes milyoner çocuğu değil.
Tout le monde n'est pas fils de milliardaire!
Van Gogh, çarpıcı milyoner birine açıklanamayacak bir şey söylemiş.
Il a eu un mot etonnant, Van Gogh. Un mot intraduisible en millionnaire.
Evcil bir milyoner.
Un millionnaire apprivoisé.
- Zengin bir adam değil mi? - Milyoner.
Riche, n'est-ce pas?
Milyoner Baba Açıklıyor
"Elle n'oubliera jamais", déclare le millionnaire.
Hepsi zengin milyoner.
De millionnaires?
Abe'in parası ve sendeki bu beyinle milyoner olmamız içten bile değil.
Ce sera le pactole.
- Au revoir. Denilov ev sahibinin kuzeni, milyoner!
Dimilov est le cousin germain de notre hôtesse.