English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ M ] / Minibar

Minibar tradutor Francês

212 parallel translation
Ücretsiz mini barımızdan bir şey içmek ister misin?
Vous voulez profiter du minibar?
- Benim minibarımı talan etmek için gelmedin değil mi?
Tu n'es pas venu piller mon mini-bar, si?
Şöyle güzel ses veren bir masa ve belki bir bar. Böyle otantik bir hava vermek için.
Table réglementaire, musique, peut-être un minibar, pour que ça ait l'air plus vrai.
Minibarın yanında ölüm.
Mort par minibar.
Herkes minibara bakmaya geliyor.
Ils veulent tous vérifier le minibar.
Mini barı da kontrol ettiniz mi?
qu'à l'hôtel. Vous avez aussi contrôlé mon minibar?
Ama dünyada mini bardakiler kadar pahalı başka bir şey yoktur.
Rien n'est plus cher que ce qu'on trouve dans un minibar.
Şehir haritası oda anahtarı, minibar ve televizyon.
Carte, ville, plan. Bar-frigo, télé!
Ben İzlanda'lı misafirlerimizin mini barını dolduruyordum.
J'ai rempli le minibar de l'islandais.
Dolabı, mini bara dönüştürüyorum.
Je transforme le frigo en minibar.
- Ve mini bar.
- plus Ie minibar.
Mini barı düşeceğim.
Je vous offre Ies consommations du minibar.
Bu suite ve minibara şükrediyorum.
Merci à la vie pour cette suite. Merci pour le minibar.
- Odamda yalnız olacağım.
Je monte, je plonge dans le minibar et je reste avec moi.
Mini bardan bir şeyler iç. Birazdan geleceğim.
Sers-toi dans le minibar, j'arrive.
Kendine minibardan birşeyler al.
Prends une boisson dans le minibar.
Aa minibar.
Oh, le minibar...
Minibar demeyi tercih ederim ama evet.
Je préfère dire minibar, mais oui.
İçkiyi bıraktı, mini barı boşaltalım.
Il arrête encore de picoler, donc, on vide le minibar.
Minibar konusunda güvenilmezsin. Sen antrenmandasın.
Si on te laisse seule, tu dévaliseras le mini-bar.
Mini barın anahtarı sende yoktur değil mi?
Tu n'aurais pas la clef du minibar?
Buzdolabımda maden suyu yok ve bu sabah çöreğim taş gibiydi.
Il n'y a plus d'eau minérale dans mon minibar. Et ce matin, mon bagel était dur comme de la pierre.
Deniyorum ama ondan ayrılmaya her gidişimde inci şapkalarını bana gösteriyor ve ben de kendimi minibara eğilmiş şekilde buluyorum.
Trésor, j'ai essayé, mais à chaque fois, il exhibe ces bouchons nacrés et je finis penchée sur le minibar.
Minibarı da var!
Un mini-bar!
Bir tane de içki şapkası!
Et un chapeau minibar.
Mitch Martin'in kim olduğunu bilmeyenler için çok başarılı biri, mini-barın yanında duran hastalığa karşı şerbetli biridir kendileri.
Pour ceux qui ne savent pas qui est Mitch Martin, c'est le type très prospère et pétant de santé qui est debout près du minibar.
"Mini-bar açılmıştı, ve küçük boş alkol şişeleri halının üzerine saçılmıştı."
Le minibar est ouvert et les mignonnettes éparpillées...
Havalandırmanız ve mini barınız var... ve üç ayarlı lambanız...
Vous avez l'air conditionné et un minibar... et une lumière à trois niveaux.
Mini bar'a.
Minibar.
Jakuzi, mini bar, yumuşak beyaz bornozlar. - Ne dersin?
Jacuzzi, minibar, peignoirs blancs moelleux...
- Eger fabrikayla, dört mevsimde barda takiliyor demek istiyorsan... - Beni bilgilendirmis say.
Si par "Usine" vous voulez dire les "Quatre Saisons" apprenant a Drina comment ouvrir le minibar...
Mini barın eksiklerinin tamamlanması burada yapılıyor, Bayan Liebig bu işle ilgileniyor.
Le réassortiment du minibar est là, c'est Mme Liebig qui s'en occupe.
Yatak çarşafları çok kaliteli. Mini bara diet cola Baikul dolduruldu ve bornozlara otelin amblemi dikildi.
La texture des draps, le Baikul dans le minibar et l'insigne de l'hôtel sur les peignoirs.
Burada Uğultulu Tepeler gibi klasiklerden, Bebekler Vadisi gibi gerçek klasiklere kadar yüzlerce kitap var.
aux vrais classiques "La vallée des poupées" Bon goût... Un minibar bien rempli, sodas, bonbons, petites bouteilles de gnôle
- Tamamen dolu bir minibar. Kola, çikolata, küçük içki şişeleri. Harika bir CD çalar.
Un super lecteur CD, les Cds sont en dessous, et une collection de Dvds
Mini-barın bile var.
Il a un minibar.
Minibara gittim ve o sırada kazara patlayıverdi.
Je suis allé au minibar, et c'est là que le coup est parti par accident.
Minibarı talan edip "Boşver dünyayı" partisi verebiliriz.
On peut piller le minibar et faire notre propre fête pour oublier tout le reste.
Bugünlerde onun gibisi ne zor bulunuyor anlatamam size. İşte temizlik yapmak için Bay Kubrick'in odasına girmiş. İkram barının üstünde birkaç dergi bulmuş.
et elles sont monnaie rare, croyez-moi, est entrée dans sa chambre pour la nettoyer et a découvert plusieurs magazines sur le minibar.
- Mini bardan bir şey ister misiniz?
Je te sors une boisson du minibar?
- O zaman neden bizden minibar, oda servisi ve filmler için para istiyorlar?
Ça l'est. Alors pourquoi ils nous facturent pour le minibar, le room service et les films?
Çünkü oda servisi ve minibar için bize yanlışlıkla fatura yollamışlar.
Car on vient juste d'avoir une facture du roomservice par erreur et des charges pour le minibar.
Mini barı kontrol eder misin?
Oh, et pouvez-vous vérifier le minibar?
Evet, ama burada bir mini bar var.
Mais il y a un minibar.
Ben, hotel ve minibar.
Moi, devant un minibar.
Mini-bardakilerle, Martini hazırlayabilir misin?
Tu sais faire un martini minibar?
Neden evine gidip, mini barda neler var diye bakmıyoruz?
Allons chez vous, voir ce qu'il reste dans le minibar.
- Ne kadar tutuyor?
J'aurai besoin de la clé du minibar.
- Mini bar.
Un minibar.
Mini bar. Paralı filmler.
Chambre d'hôtel vide, minibar, films sur commande.
- Evet, mini bardan.
Oui, c'était dans le minibar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]