English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ M ] / Miriam

Miriam tradutor Francês

725 parallel translation
Sayın Başkan, beni hatırladınız mı, Miriam Marsh?
"Mr. le Président, vous ne vous souvenez pas de moi - Miriam Marsh?"
Kalpleri yolda, Miriam babasıyla duruyor.
Son coeur tout au projet, Miriam soutient son père.
Genç arkadaşa yolun sonuna kadar bizimle arabaya gelmesini istedin mi, Miriam?
" Miriam, as-tu demandé à notre jeune ami s'il désirait voyager avec nous jusqu'au bout de la ligne?
Miriam, Marsh değil mi?
"Miriam! Pas Miriam Marsh?"
Affedersin, Miriam - Jesson ile nişanlı olduğunu unuttum.
"Je suis désolé, Miriam - j'avais oublié que tu étais fiancée à Jesson."
Yardım edemedim, Miriam - çok üzgünüm -
"Je n'ai pas pu l'empêcher, Miriam! Je suis désolé -"
Miriam, davul dengi dengine çalar.
Nous dépasserons en taille Steel Can!
Aman Miriam. O kadar da ciddi bir şey değil.
Ce n'est pas si méchant que ça.
Anne babam öldü ama Miriam'inkiler Ohio'da yaşıyor.
Ma femme a ses parents dans l'Ohio.
Miriam'a yaklaşırsan Samson kafanı ceviz gibi kırar!
Touchez Miriam, et Samson vous ouvrira la tête comme une noix.
Miriam'm eli sabah akşam hep işte. Ağzından da tek kötü söz çıkmaz.
Du matin jusqu'au soir, les mains de Miriam s'activent.
Oysa Miriam seni eş olarak istiyor.
Une épouse telle que Miriam te rendrait meilleur.
Bana söylediğini Miriam'a anlatsana.
Pas pour lui.
- Miriam...
Miriam...
Sırf Timnat'ta bir kadın ipeklere, mücevherlere bürünmüş bir kadın gördün diye Miriam'a, hayatta güzel olan her şeye sırt çeviriyorsun.
Tu te détournes de Miriam et de tout ce qui est bon dans ta vie. Tout ça parce qu'il a vu une femme à Timna. Une femme portant soieries et bijoux.
Tek taştan kaya olmaz Miriam. Tek bir adamdan da millet olmaz!
Un roc n'est pas une montagne, Miriam, et un homme, pas une nation!
Miriam, kötü haber mi getirdin? Yalnız konuşalım.
Saül, Miriam, m'apportes-tu une mauvaise nouvelle?
Sen Miriam'a aitsin.
Non, Samson. Tu appartiens à Miriam.
- Seni eve götürmeye geldik. Miriam...
On vient te ramener dans ta patrie.
Ama Samson...
Emmène Miriam hors du temple. Mais, Samson...
- Miriam.
- Miriam.
- Evet, Miriam.
- Miriam, c'est ça.
Miriam Joyce Haines.
Miriam Joyce Haines.
- İyi görünüyorsun.
- Tu as l'air en forme, Miriam.
Kıskanmayı uzun zaman önce bıraktım, Miriam.
Il y a longtemps que je ne le suis plus, Miriam.
Yeter artık, Miriam.
Ça suffit, Miriam.
Ne söylemek istiyorsun, Miriam?
Où veux-tu en venir?
Haydi gel, Miriam.
Viens, Miriam.
İsminiz Miriam mı?
C'est vous, Miriam?
Miriam, neredesin?
Miriam, où es-tu?
- Miriam, buraya gel.
- Allez viens, arrête tes bêtises!
- Miriam, neredesin?
Ca suffit.
Haydi, Miriam, ayağa kalk.
Allez, lève-toi!
Sadece Miriam.
Sauf Miriam.
Miriam öldürüldü mü?
Miriam! Assassinée?
Anne'le evlenmek için ölmesini istediğini düşünecekler.
La police dira que Guy voulait écarter Miriam pour épouser Anne.
Miriam öldürüldükten sonra.
Après l'assassinat de Miriam.
Miriam'dan çok daha iyi.
Légère amélioration depuis Miriam. Pas vrai, Guy?
İsminiz Miriam mı?
Vous appelez-vous Miriam?
Miriam nasıldı?
Comment était Miriam?
- Miriam.
- Miriam...
Testimi doldurabilir miyim Miriam?
Puis-je remplir mon pichet, Miriam?
Bak, Hazell...
- Répète à Miriam ce que tu m'as dit.
Miriam...
Miriam.
Seni incitmek istemiyorum Miriam.
Je ne veux pas te faire de mal, Miriam.
Miriam!
Miriam!
Miriam?
Miriam?
Merak etme Miriam.
Ne t'inquiète pas, Miriam.
Miriam, bak! Tanrıları, Dagon!
Tu as vu, Miriam.
- Hayır Saul.
Miriam est...
Hayır Saul, Miriam'ı da al ve tapınaktan gidin.
Non, Saül.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]