Mitchel tradutor Francês
82 parallel translation
Soğuk tavuk, paté d'alouettes, salade de langoustine, gateau de carottes et Gruyére...
Poulet froid... "pâté d'alouette"... Arrange ça Mitchel, sinon...
Elektriği hemen aç ya da...
Mitchel, arrange ça!
Mitchel, sende de bir tane var ama pantolonun içinde değil.
D'accord, Mitchel, t'en as une aussi et c'est pas dans ta culotte que tu l'as.
Neyin var, Mitchel?
Qu'est-ce qui t'arrive, Mitchel?
Burada kusmaya kalkışma sakın!
N'aies pas le culot de vomir ici, Mitchel.
- Neye benziyor?
De quoi Mitchel?
Mitchel yalnızca kendini komik duruma düşürüyor.
Ce n'est que Mitchel qui fait l'idiot. Au coin Mitchel!
Küçük yaramaz bir çocuk gibi köşede dur.
Au coin. Mitchel, vilain garçon.
Cory, Mitchel ve diğerlerinin yanında?
... avec Cory... et Mitchel... et tous ces gens.
Mitchel, istiridye nedir, biliyor musun?
Mitchel, tu connais les praires, c'est quoi, d'après toi?
Haydi, tamam. Şimdi, Mitchel, koyun taşağı yemiş oldun!
Alors, voilà Mitchel, tu viens juste de bouffer une couille de mouton.
Bir daha benim için çalışmanı istediğimde... senden, birinin taşağını ısırıp koparmanı isteyeceğim.
Si tu dois travailler un jour pour moi, Mitchel, il faudra que tu sois capable de trancher les couilles d'un type d'un coup de dent...
Bu Cory. Bu Mitchel. O okuyamaz.
Voici Cory, voici Mitchel.
Değil mi, Mitchel?
- Il sait lire, Mitchel. Hein que tu sais lire?
Mitchel, Michael'ı masasına götür. Ona atlardan söz et.
Mitchel, va tenir compagnie à Michael et parle-lui de... parle-lui... des chevaux!
- Kapa çeneni, Mitchel. İyi bir WC bulamazsan pantolonuna işersin.
La ferme, Mitchel, tu pisserais dans ton froc avant d'être capable de reconnaître un wc digne de ce nom.
- Mitchel, bayanı mutfağa götür.
Mitchel, emmène la dame visiter la cuisine.
Tamam, Mitchel, işte sana şans. Taşak çiğneyeceksin.
Très bien Mitchel - ça va être l'occasion pour loi de goûter du rouston.
Mitchel, sen birinci sınıf bir katırsın.
Mitchel, toi... Champion des nullités!
Tanrım! Sen bir ahmaksın, Mitchel.
Mitchel, tu n'es qu'un con.
Mitchel, işe yara biraz...
Mitchel! Pas la peine... Pas la peine...
Mitchel, Richard'ı getir.
Mitchel, va chercher Richard!
Mitchel, çekil oradan.
Mitchel - casse-toi.
Mitchel sana içki hazırlar.
Mitchel va te verser un autre verre.
Bu yüzden Mitchell'la balodaki eşinin el sıkışırken fotoğrafı var bende.
C'est pour ça que j'ai une photo de Mitchel et de son cavalier se serrant la main.
Bu ortağım Ajan Mitchel.
Voici mon coéquipier, l'agent Michel.
- Bana mı söylüyorsun? - Sana ve arkadaşına, Mr. Mitchell.
- Et pour ton ami Mitchel.
Ecclesiaste'dan, en sevdiğim bölüm. ( EN : Eski Ahit'in MÖ 250 yıllarına ait kutsal kitaplarından biri )
Lieutenant-colonel Cameron Mitchel, comment allez-vous?
- Bayan Mitchel.
Mme Mitchel.
Tanrım, Harris, baba olacağım desene sen şu işe.
- Harris Mitchel va devenir papa.
Yalnız kalmanın hiç de zamanıı değil, Bay Mitchell.
Ce n'est pas le moment de rester seul, M. Mitchel.
İzotoplar, tur vuruşu kralı Buck Mitchel'ı almalarından beri ilk sıradalar.
Les'topes sont à la première place depuis le home-run royal de Buck Mitchell.
Şey.. Biz birkaç at götürüyorduk bilirsin, o kasabanın dışındaki çiftliklerin birinnden işte. Sonra da Mitchel yakalandı.
On a pris quelques chevaux, tu sais, dans un des ranchs hors de la ville, et Mitchell s'est fait prendre.
Sanırım, Albay Mitchel'in birkaç günü olmadığı besbelli.
Je pense qu'il est évident que le Colonel Mitchell n'a pas deux jours.
Mitchel?
Mitchell?
Mitchel Loeb'un istediğin dava dosyaları.
- Les dossiers récents de Loeb.
Mitchel'i görebilir miyim? Lütfen.
Puis-je voir Mitchell, s'il vous plaît?
Mitchel!
- Mitchell.
Mitchel yaşayacak mı?
Mitchell va s'en sortir?
Mitchel, kendini tam anlamıyla iyi hissetmediğini biliyorum.
Mitchell, je comprends que vous n'êtes pas du tout remis.
Albay Mitchell.
Colonel Mitchel.
Mitchell, bu James Marrick, Uluslararası Danışma Kurulu'ndan.
Mitchel qui est James Merrick un observateur du Comité.
Albay Mitchell. Ben Binbaşı Marks. Cevap verin.
Colonel Mitchel, voici Commandant Marks, réponse.
Tek bildiğimiz Jones'un Mitchel Loeb ile birlikte çalıştığıydı.
On sait que Jones travaillait avec Mitchel Loeb.
- Tamam Rossi, 5 dakikaya oradayız. - Mitchell'a oraya gitmesini söyle.
Ok, Rossi, nous sommes à 5 minutes, dites à Mitchel de nous-y rejoindre.
Nasılsın bakalım, Mitchel?
Comment ça va, Mitchel?
Mitchel, kaldır kıçını ve buraya gel, haydi...
Richard, Regarde-moi ça!
Mitchel'i al.
Non, en y réfléchissant, non.
Gidebileceğiniz neresi var, Bay Mitchell
Où irez-vous, M. Mitchel?
Mitchel.
- Mitchell. Bon sang, c'est quoi?
Aslında ben Jim Mitchel ile çalışırdım.
Demande plutôt Jim Mitchell.