Mode tradutor Francês
7,152 parallel translation
Senin önünde ağlayıp zırlayan, duygusal olarak çökmüş bir insan olmaktan utandığım için istemedim.
J'avais peur que tu me vois perdre pied complètement en mode pleureuse anéantie et que je passe pour une folle devant toi.
İcra tarzı, kurban seçimi, sunum hepsi aynı.
Le même mode opératoire, le même choix de victime, ou présentation... c'est pareil.
Bu 10 yıl önce Milkie'nin icra tarzıydı.
C'était le mode opératoire de Milkie il y a 10 ans.
Randall Milkie'nin icra tarzı.
Le mode opératoire de Randall Milkie.
Gerçekten mutlu olduğuna inanırsam gitmene izin veririm. Ama eğer ikna olmazsam, ki muhtemelen öyle olacak eve dönene kadar seni taciz etmeye devam ederim. Enzo seviyesinde bir tacizden bahsediyorum.
Si je pense que tu es vraiment heureux, je te laisserai partir, mais si je n'y crois pas, ce qui sera sûrement le cas, je te harcèlerai jusqu'à ce que tu rentres, dans le genre, en mode Enzo.
Gözetim pozisyonuna geri dön derhâl.
Passe en mode Surveillance maintenant.
Bir harekat başlattık demek ki.
On dirait qu'on a lancé une mode.
Katil geçmişi için olay yeri fotoğrafları çekmiş.
Le tueur a ajouté la prise de photos à son mode opératoire
Pekâlâ. Geri dönelim ve M.O'daki sıralı değişmeye bakalım.
Revenons au changement de mode opératoire.
Ama moda için dayanıyorum.
Mais je souffre pour la mode.
Evet, bence de bu moda hakkında konuşmamızın zamanı gelmişti.
Oui. Je crois qu'il est temps que l'on parle de cette mode.
Şu anda Bo tam bir Ruhsar. Ve görünmez.
Pour le moment, Bo est en mode esprit et invisible.
Bu şekildeki bir M.O, genelde yalnız çalışan bir zanlıya uyar.
Le mode opératoire est spécifique, ça correspond à un seul homme.
Hayat tarzımızın kötüleşmesine müsade edemem.
Je ne vais pas tolérer la dégradation de notre mode de vie.
Bir köşede bordo önlüğüyle Hemşire Jackson diğer köşede de son sezonun kısa kravatlısı, Dr. McAndrew.
Dans les crocs marrons, nous avons l'infirmière Jackson, et dans l'épaisse cravate passée de mode, le Dr McAndrew.
Moda benim sahnemdir.
La mode, c'est mon truc.
Tanrı Modu'nda.
Elle est en mode dieu.
Sadece yeni bir diyet modası.
– C'est juste le régime à la mode.
- Eli, bunu en azından alaylı bir ima ile söylemeni isterdim. - Hayır.
Vous devriez dire ça sur le mode ironique.
Bugün dünyanın en yenilikçi ve çevre dostu ulaşım modeli olan Tesla D'yi duyurmaktan gurur duyuyorum.
Aujourd'hui, je suis fier de vous annoncer la Tesla D. le plus innovant, efficace et écologique mode de transport jamais créé.
Etrafta gezinen muhteşem saçlı, modaya uygun giyinen bir dedektif varmış. Öye duydum.
J'ai entendu qu'il y avait un inspecteur avec de beau cheveux et peu de sens de la mode qui fouillait.
Kuş gözlem kipinde değilmiş, yani bize yardımı dokunacak bir görüntü yok.
L'oiseau n'avait pas de mode video donc aucun film ne peut nous aider.
Ben burada yaşam tarzı pazarlıyorum.
Je vends un mode de vie moi.
Bakalım katilimizin tarzına uyan birileri çıkacak mı.
Voir s'ils ont une correspondance au mode opératoire de notre tueur.
Bu sabah Hokkaido, Japonya'da bir balıkçının ağına takılmış, aynı şekilde derisi yüzülmüş.
Ramassé ce matin dans le filet d'un pêcheur. à Hokkaido, au Japon... Même mode opératoire, écorché.
Biliyorsunuz ki, Breena, yuva kurma modunda.
Tu sais, Brenna elle est en mode nidification.
- Yapamam, güvenli moda geçtim aslında.
Je peux pas. en gros, je suis en mode survie.
Dantel ve moda müzesi.
C'est un musée de la dentelle et de la mode.
- Dört tane iki kişilik ekip saydık hepsi de taktiksel olmayan tam gözetleme modundaydı.
On a compté 4 équipes de 2 agents, tous non tactiques, tous en mode surveillance.
Whitehall, herkes yanlış anladı.
Whitehall, tous le mode s'est trompé.
Nanoteknoloji yeni moda.
Le nanotechnologie est la nouvelle mode.
Ebeveynlerle görüşmenizi dinlemek, Annie'nin nasıl yaşadığına dair bana daha iyi bir fikir verebilir.
Vous écouter interroger les parents me donnera une meilleure idée du mode de vie d'Annie.
"Wonder Twins, aktifleşsin" diyorum.
Je propose le mode : "Jumeaux parfaits, activé."
Gölge moda geçiyoruz.
Commençons le mode ombre.
Joe ile Zippo arasında hiçbir bağlantı bulamıyorum e-posta yok, telefon görüşmeleri yok Zippo'nun yöntemine aşina olduğunu gösteren İnternet aramaları yok.
Je ne trouve aucun lien entre Joe et Zippo... Pas d'e-mails, d'appels téléphoniques, de recherches Internet prouvant qu'il connaissait - le mode opératoire de Zippo.
Adi herif 911'i kendi kendine arayıp Zippo'nun yöntemini tarif etmiş.
Ce fils de pute a appelé lui-même le 911 et a décrit le mode opératoire de Zippo.
- Mesela Zippo'nun yöntemini içeren 911 görüşmeniz.
Par exemple, votre appel au 911, dont le but était seulement d'inclure le mode opératoire de Zippo.
Birazcık insanca davranmaya başlar başlamaz, işi hemen ukalalığa vuruyorsun.
Dès que tu deviens un peu humain, tu re-passes en mode connard.
Sessizligin siddetleneceginden suphelendim iletisimimizin dogasi geregi.
Le silence est exacerbé par notre mode de communication.
# Fransız modasına uydurur # # ayakkabıların, amanın, ne halde, # # kadınların en sevmediği # # şeyin aşınmış ayakkabı olduğunu bilir misin #
♪ à la mode française ♪ comme elles sont usées! ♪ tu ne sais pas ♪ ♪ Que rien ne répugne plus une femme que des orteils éraflés ♪
Bu da yaşam biçimini belirliyor.
Et avec ça vient son mode de vie.
Cırt cırtlı yaz sandaletlerinin mevsimi geçti.
Les sandales à lanière d'été sont hors mode.
Çalışma şekli sakatlamak, öldürmek değil.
son mode opératoire est de mutiler, pas de tuer.
- 90'larda bu mu modaydı?
C'était à la mode dans les années 90?
Madonna meşhur olduğundan beri dudak parlatıcı sürdüğünü görmedim.
Je ne t'ai pas vu porter de gloss depuis l'époque où Madonna était à la mode.
Finansal gerçekler iyice yer etmeye başladığından hayat tarzımda bazı değişiklikler yapıyorum.
Eh bien, une certaine réalité financière commence à s'installer, alors je fais un sérieux changement de mode de vie.
Sana sokak modasının inceliklerini falan anlatmayacağım.
Je vais même pas t'expliquer les subtilités de la mode urbaine.
Bu yüksek binalarda yaşamak güzel olsa da... ~... modayı takip etmek havalı olsa da... ~... sevdiğimle sazdan bir kulübede yaşıyorsam eğer... ~... mutluyum ben, mutluyum ben, sevdiğimle mutluyum ~
♬ Même si on se vante d'un gratte-ciel à la mode ♬ ♬ Même si suivre la tendance d'y vivre peut être un style ♬ ♬ J'aime ça si je suis juste avec toi. ♬ si je vis avec mon chéri. ♬
Depresyonda falan değil de sevgilisi olmayacaktı yani.
Pas en mode "dépression". D'une façon romantique.
- Depeche Mode severim.
- J'aime Depeche Mode.
Onun yöntemlerini biliyorum ve- -
J'ai étudié son mode opératoire, et...