English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ M ] / Munch

Munch tradutor Francês

416 parallel translation
Hayatının sonlarına doğru yazdığı günlüklerde Edvard Munch, kendinden üçüncü şahıs olarak bahseder. Brandt, Nanssen veya Karlemann isimlerini kullanır.
Dans ses carnets, utilisés pour l'ensemble des dialogues et commentaires de ce film, Munch parle de lui à la 3e personne, employant tour à tour les noms "Brandt", "Nansen"
Edvard Munch'un annesi Laura Cathrine Bjolstad'ın ölümü 1868 yılında akciğer kanaması yüzünden oldu.
Laura Cathrine Bjlstad, mère d'Edvard Munch, meurt en 1868 d'une hémorragie pulmonaire.
1845'te Edvard Munch'un büyükbabası bir omurilik hastalığından deliye döndü.
En 1845, le grand-père d'Edvard Munch sombre dans la folie, à cause d'une maladie de la moelle épinière.
Annemin tam adı Laura Cathrine Munch'müş.
Maman s'appelait Laure Cathrine Munch.
Munch ailesi, babalarının tıbbı uygulamalarını takip ediyorlardı bir kalabalık evden, Kristiania'nın daha yoksul bir ilçesindeki diğer bir kalabalık eve taşınmışlardı.
La famille Munch, au gré des postes de médecin obtenus par le père, déménage d'une maison exiguë à l'autre, à travers les quartiers défavorisés de Kristiania.
Edvard Munch resim yapmaya 1879'ta başladı.
Edvard Munch se met à la peinture en 1879.
Peter Andreas Munch, doktorluk okuyordu. Bu da Edvard'ın küçük kardeşi, Inger Munch.
Peter Andreas Munch, qui suit des études de médecine, et Inger Munch, soeur cadette d'Edvard.
Edvard Munch ne zaman Jaeger'e sürekli babasıyla tartıştığını anlatsa Jaeger ona bir tabanca alıp eve gitmesini ve babasını vurmasını söylerdi.
Quand Edvard Munch parle à Jaeger de ses disputes répétées avec son père, Jaeger lui conseille de prendre un pistolet et d'aller l'abattre.
Munch'un aile çalışmalarının birçoğunda yüzler yana dönük.
Dans nombre de ses portraits de famille, les visages sont de profil.
Munch babasına sonra söyleyecekti.
Munch dira plus tard de son père :
Edvard Munch, kendi portresini ilk kez 4 yıl önce aynada yansıyan görüntüsüne bakarak çizmişti.
A partir de son reflet dans un miroir, quatre ans plus tôt, Edvard Munch peignit son premier autoportrait.
Edvard Munch için sanatsal sorun daha derinde yatıyor.
Pour Edvard Munch, la problématique artistique est plus profonde :
Edvard Munch'un sağ tarafından oturan saygıdeğer kadının adı Andrea Fredrikke Emilie.
Le nom de baptême de la femme assise à la droite d'Edvard Munch est Andrea Fredrikke Emilie.
Edvard Munch'u da aynı şekilde kendi işinde samimi olması için teşvik ederdi.
Il encourage vivement Edvard Munch à s'exprimer dans ses oeuvres avec la même franchise absolue.
Hans Jaeger ; Munch'a, seksin insan versiyonunun bir insanı tanımadaki en önemli süreç olduğundan bahsetti.
Hans Jaeger explique à Munch que la sexualité représente le processus le plus important chez l'être humain.
Edvard Munch yetenekli genç bir ressam.
Edvard Munch est un jeune peintre très talentueux.
1884 yılında Edvard Munch, bu çalışmasında hizmetçi bir kızı yarı giyinik, dağınık bir yatağın kenarında oturmuş olarak çizdi.
En 1884, Edvard Munch peint cette étude d'une domestique, partiellement vêtue, assise sur le bord d'un lit aux draps froissés.
Munch'un Çekingenlik rengin ahengini dağıtır. sözü daha sonra yumuşaklık duygusu olarak kalmıştır.
On éprouve un sentiment de douceur, ce que Munch appellera plus tard son "emploi nerveux et dissolvant de la couleur". cut10
Edvard Munch'un arkadaşları arasında Carl Nordberg Andreas Singdahlsen Halfdan Strom Thorvald Torgersen ve Jorgen Sorensen ki yedi yaşına kadar kötürümdü ve 30'lu yaşlarının başında öldü.
Parmi les collègues d'Edvard Munch, l'on trouve Carl Nordberg, Andreas Singdahlsen, Halfdan Strm et Thorvald Torgersen.
1884 yılında, Edvard Munch kız kardeşinin bir portresini elleri ve yüzü renkli olarak tuvale işlemeye başladı.
En 1884, Edvard Munch commence une toile représentant sa soeur cadette, un portrait qui illumine son visage et ses mains.
Edvard Munch'un 13 yaşındaki kardeşi pulmoner hemorajiden dolayı 1875'in Noel Günü'nde yatağa düştü.
Edvard Munch manque de mourir à 13 ans, d'une hémorragie pulmonaire, en 1875, le jour de noël.
Munch'un ailesi aşırı dinciydi.
Munch vient d'une famille très puritaine.
Edvard Munch bitirdiği ilk resmi, Siyahlı Inger'i gösterdiğinde Kristiania'daki muhafazakâr basın siyahlar içinde bir bayanın adeta korkunç derecede çirkin bir portresi ithamlarında bulundu.
Quand Edvard Munch montre pour la première fois son tableau achevé, "Inger en noir", la presse conservatrice de Kristiania parle d'un " portrait d'une laideur presque effrayante
1885 Mayıs'ında, Edvard Munch Paris'i ziyaret eder.
En mai 1885, Edvard Munch visite Paris.
Üç hafta sonra Munch Norveç'e geri döner ve ondan kısa bir süre sonra ailesiyle Kristiania fiyortlarında Borre'un küçük bir köyüne tekne gezisine çıkar.
Trois semaines plus tard, Munch rentre en Norvège et peu de temps après, prend un bateau avec sa famille pour descendre le fjord de Kristiania jusqu'au petit village de Borre.
Günlüğünde Edvard Munch, bu bayandan Bayan Heiberg olarak bahseder.
Dans ses carnets, Edvard Munch appelle cette femme "Madame Heiberg".
Hayatının sonraki evresinde Edvard Munch derin bir hayal kırıklığını ifade edecekti.
Plus tard dans sa vie, Edvard Munch exprimera une grande désillusion.
Kristiania'ya döndükten sonra Edvard Munch ilk içtimai ziyaretini Bayan Heiberg'in evine yapar.
A son retour à Kristiania, Munch tente sa première visite de courtoisie au domicile de Mme Heiberg.
Model olarak halası ve Betsy adında genç bir kızı kullanarak Edvard Munch 119,5 cm'ye 118,5 cm ebatlarında bir tuval üzerinde çalışmaya başlar.
Avec sa tante et une jeune fille du nom de Betsy comme modèles, Edvard Munch se lance dans une toile mesurant 119,5 centimètres sur 118,5 centimètres, représentant la mort de sa soeur Sophie.
Munch artık fırçayla, spatulayla ve hatta mutfak bıçağıyla bile katman üzerine katman eklemeye başlamıştı.
Munch se met à appliquer la peinture en couches superposées, au pinceau, au canif à palette, voire au couteau de cuisine.
Munch günlüklerinde :
Munch écrit dans ses carnets :
Munch günlüklerinde, Bayan Heiberg ile Karl Johan'daki buluşmalarından yalnızca onun bir kocası ya da yoldaşı gibi birlikte vakit geçirmek olarak bahseder.
Dans ses carnets, Munch parle de rendez-vous pris avec Mme Heiberg rue Karl Johan, où elle ne fait que le croiser au bras de son mari ou d'un ami.
Aslında buluşmaların ilk kim tarafından sona erdirildiği belirsizdir fakat Munch bir dahaki buluşma anlarını Bayan Heiberg'i kaale almadan bir öç alma şeklinde bahseder.
Nul ne sait qui le premier se mit à manquer les rendez-vous, mais Munch parle de représailles en ignorant Mme Heiberg lors de leur rencontre suivante.
İlkin, Munch çizimin dış hatlarına ;
Munch commence par ajouter des détails familiers à l'arrière-plan :
Munch'un, Bayan Heiberg ile olan ilişkisi çoktan kötüye gitmiştir.
La liaison entre Munch et Mme Heiberg est déjà sur le déclin.
Bayan Drefsen, Munch tarafından Miss Rocker olarak bahsedilir ki kendisi, bir şenlikte rastgele karşılaştığı biridir.
MIle Drefsen, surnommée "Miss Rocker" par Munch, qu'il vient de rencontrer lors d'une fête foraine.
Saçını, gözlerini ve ağzını yağlı boyayı ; sadece bıçağını, fırçasının arkasını, kaleminin ucunu kullanarak tuvalinden kazıyıp baştan alır.
Munch travaille et retravaille la tête de sa soeur, détaillant les cheveux, les yeux et la bouche, avant de racler la peinture pour tout enlever et recommencer. Avec son couteau, le manche de son pinceau, la mine d'un crayon,
Munch, kalın yağın derinliklerine, hatırlamak ve unutmak için mücadele ettiğinden çizik ve çentik atar.
Munch gratte et entaille profondément l'épaisse couche de peinture, luttant pour se souvenir, et luttant pour oublier.
Boyaya derin çizikler atıyor ve kabaca bir el darbesi hareketiyle itinayla yapılmış olan pencereyi, perdeleri ve saksıyı yok ediyor. Bunlar tuvalin sağ tarafında.
Munch s'attaque de nouveau à la toile, incisant la peinture en profondeur, et, par d'amples coups de pinceau, élimine fenêtre, rideaux et pot de fleurs qui avaient été détaillés sur la droite de la toile.
Edvard Munch kendi sanatında büyük bir dönüm noktası yaşadığının farkında.
Munch est conscient d'avoir atteint un tournant majeur dans son art.
Bu eserlerle Munch'un tuvali arasındaki fark genç kadınların modern sunumunda açıkça görülüyor.
La différence entre ces oeuvres et celle de Munch est particulièrement visible dans la représentation des jeunes femmes.
Fakat Edvard Munch'un tuvali, yüzeyindeki derin çiziklerle tüm dış gerçekliğin ötesine geçmiş ve batı dünyası sanat tarihinde duygunun ilk dışa vurumcu tablosu hâline gelmiş olsa da Kristiania halkı ve tutucu basını tarafından şiddetle eleştirilmiştir.
Mais la toile de Munch, avec sa surface incisée en profondeur, qui a transcendé toute réalité extérieure, le premier tableau expressionniste dépeignant "l'émotion" de l'histoire de l'art occidental, est férocement attaqué par le public de Kristiania et par la presse conservatrice.
Bir meslektaşı Munch'a şöyle der :
Un collègue de Munch lui dit,
Munch'un diğer bir arkadaşı, bu şekilde devam ederse delireceğini söyler.
Un autre ami de Munch le prévient qu'il risque la folie à continuer comme ça.
Munch'un resmini hükme bağlamak için en iyi yol ona biraz uzaktan bakmaktır.
Le meilleur moyen d'apprécier un tableau de Munch est de le voir avec du recul.
Hayatının belli bir dönemindeki bu noktada Edvard Munch, Bayan Heiberg olduğunu sandığı bir kadını sokakta takip ettiğini günlüğünde dile getirmektedir.
A cette période de sa vie, Edvard Munch note dans ses carnets qu'il poursuit une femme dans la rue qu'il pense être Mme Heiberg.
Eleştirmenlik vasfım hakkında isimsiz bir mektup aldım. Yazar Munch'un eserinde anlamsızlıktan başka hiçbir şey görmediğini ve özgün olunmaya çalışıldığını iddia ediyor.
J'ai reçu une lettre anonyme, en tant que critique, dans laquelle l'auteur prétend ne voir rien d'autre que du non-sens et la vaine recherche de l'originalité à tout prix dans l'oeuvre de Munch.
Manç?
Munch?
bir şekilde titreşimi ve hislerindeki gerilimi ortaya çıkararak, benzer bir his uyandırması için Munch kız kardeşinin başı üzerinde tekrar tekrar çalışır.
cherchant à provoquer la même humeur chez le public,
Çok ilginç birisin, Munch.
"Tu es bizarre, Munch."
Neredeyse son aşamadayken, Munch tuvale tekrar saldırıyor.
Alors qu'il a presque fini,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]