Napster tradutor Francês
51 parallel translation
Michael, senin için Napster'dan indirdim.
Michael, j'ai téléchargé un album pour toi sur Napster.
Napster'ın gerçek yaratıcısı.
C'est lui le vrai inventeur de Napster.
Adına Napster koymuş, çünkü bu takma adıymış, ama asıl sebebi, onun fikrimi çalarken, benim uyuyor olmamdı.
Il a dit qu'il l'avait appelé Napster à cause de son surnom, de ses cheveux, mais, en fait, c'est parce que je pionçais quand il me l'a volé.
Napster diye çağırmazsan, cevap vermiyor, Charlie.
Il faut l'appeler Napster sinon il ne répond pas.
- Sana Napster demeyeceğim.
- Je refuse de t'appeler Napster.
- O zaman, bana da Napster diyebilirsin?
- Eh bien, tu peux m'appeler Napster.
Asıl Napster benim.
Napster, c'est moi.
Pekala, giriş kapısı ile kasa arasındaki mesafe ne kadar, Napster?
D'accord. Il y a combien entre la porte d'entrée et le coffre, Napster?
Napster?
Napster?
Napster, trafik kameralarına göz at.
Vérifie les caméras de contrôle de la circulation.
Gerçek Napster'ı asla kapatamazsınız.
Vous ne pourrez jamais arrêter le vrai Napster.
GERÇEK NAPSTER'I ASLA KAPATAMAZSINIZ
VOUS NE POURREZ JAMAIS ARRÊTER LE VRAI NAPSTER
Napster, 13 tane tabanda, 4 sıra enine, 4 sıra boyuna.
13 lingots de longueur, 4 de hauteur, 4 de profondeur.
- Napster gerçekten sen misin? - Evet, benim.
- C'est vraiment toi, Napster?
Navstar üzerinden sizinle bağlantıda olacağız.
Je vous connecte au napster.
Metallica'nın internet servisi Napster'a açtığı dava hayranlardan tepki gördü.
Le procès qu'ils ont intenté au serveur Internet Napster a provoqué de vives réactions.
Metallica'nın davulcusu Lars Ulrich Napster'a dava açarken, şarkıcı James Hetfield alkolizmle savaşırken,
Pendant que Lars Ulrich se bat contre Napster, et James Hetfield contre l'alcoolisme,
Bugün Metallica - Napster davası San Mateo'ya taşındı. PAM MOORE 24 SAAT HABER
La bataille entre Metallica et Napster a atteint San Mateo.
Metallica, internetten ücretsiz müzik indirme yazılımı sunan Napster'a dava açtı.
Metallica attaque Napster, un site proposant un programme permettant de télécharger de la musique sans la payer.
Davulcu Lars Ulrich, ay başındaki ifadesinde : "Napster bize sormadan müziğimizi çaldı." demişti.
Devant la commission sénatoriale, Lars Ulrich a déclaré que Napster a "détourné leur musique sans autorisation".
Napster olayındaki başarınızla şimdi gurur duyuyor musunuz?
Vous êtes fier de ce que vous avez accompli contre Napster?
Napster kullanıcılarını içeri tıktırıp tecavüz ettireceğiz.
Attendez-vous à faire la femme une fois en taule.
Napster, kötü!
A bas Napster!
NAPSTER KÖTÜ.
A bas Napster.
Hiç oturup düşünmedik Napster'ın sonu nereye varacak?
On n'a jamais vraiment réfléchi jusqu'où ça irait, cette histoire.
Napster'a öfkeli. Yeni çıkan şeylere öfkeli.
" lls sont furax après Napster, les nouveaux trucs
Büronun uçuşlar için Napster 3.0 programına giriş izni var.
Le Bureau a accès à Napster 3.0 pour les vols.
Napster'dan bu yana, müzik endüstrisi dosya paylaşımını öldürmeye çalışıyor.
Depuis Napster, l'industrie du disque essaye d'éliminer le partage de fichiers.
Napster, herkesi bir anda dünyadaki en büyük müzik kütüphanesine erişebilir kılan büyük, küresel bir partiydi.
Napster était un énorme party ou tout le monde avait soudainement accès à la plus grande bibliothèque musicale au monde. Et qu'ont-ils fait?
Napster'in peşine düştüler ve onu kapattılar. Napster, Aimster, Audiogalaxy.
Napster, Aimster, Audiogalaxy.
Önce Napster ile başladılar ; müzik onlar için serbest hale gelmişti.
Ca a commencé avec Napster la musique est gratuite pour eux.
Hal böyleyken, ister Napster gibi eskide kalmış bir p2p sistemini kullanmış olun, isterse Gnutella ya da bittorent sistemini kullanın, buradaki temel ilke şudur : fiilen, ilk haliyle tasarlandığı biçimiyle internet iletişimine katılırsınız ve içerik sağlayacağınız gibi içeriği tüketebilirsiniz de.
Donc que vous utilisez un vieux réseau poste à poste comme Napster, ou Gnutella, ou bittorrent le principe est que vous utilisez l'internet comme outil de communication tel qu'il fut originalement conçu, vous donner du contenu en plus de le consommer.
Özellikle Napster'a karşı dava açıldıktan sonra çok daha fazla dağıtılmış dosya paylaşım hizmetlerinin doğuşuna tanık olduk.
nous avons vu l'émergence de réseaux distribués et décentralisés surtout après les poursuites contre Napster
Napster'i parçaladıklarında tüm dünya çapında bilgisayarlara dağılmış milyonlarca küçük parça yarattılar. Bunu kapatmak için, bu parçaların tek tek izini sürmeniz ve her birini tek tek kapatmanız gerekir.
Ils ont brisé Napster en millions de petits morceaux, distribuer sur des ordinateurs à travers le monde et si vous voulez l'arrêter vous devez trouver et arrêter chacun de ces morceaux
Napster'a yatırım yapan kişileri - ve Napster'ı - dava edebilirsiniz. Kazaa için gereken yazılımı sağlayan şirketi dava edebilirsiniz. Ancak bu davalar hiçbir şeyi kapatmayacaktır.
Vous pouvez poursuivre les investisseurs de Napster, et Napster, vous pouvez poursuivre la compagnie qui fournit le logiciel pour Kazaa.
Şuna inanıyorum... Browniler ve İnternet... Browniler için yeni online müzik servisi.
Je crois que, euh, fusionner les brownies avec, heu, internet va créer le prochain Napster
Öyleyse neden gidip Napster'ı dava etmiyorsun, küçük Danimarkalı amcık?
Va donc poursuivre Napster, espèce de danois con!
Napster gibi yani.
Genre Napster?
Aynen Napster gibi.
Exactement comme Napster.
Napster'ı kurdum.
J'ai créé Napster.
Napster'ı Sean Parker kurdu.
Sean Parker a créé Napster.
1 9 yaşında Napster'ı kurmuş.
Il a créé Napster à 19 ans.
Bize Napster macerasını anlattı.
Il nous a bassinés avec Napster.
Napster'la, plak şirketlerine diz çöktürdüm. Case de bedel ödeyecek.
J'ai tué les maisons de disque, et Case suivra.
Napster başarısız olmadı.
- Napster n'était pas un échec.
Bu aynı zamanda - - Plak endüstrisinin Napster'ı ABD'de dava ettiği zamana denk geliyor aynı zamanda ilaç endüstrisinin Güney Afrika'yı HIV ilacını aldıkları için dava ettiği yıl.
C'est à la même époque que l'industrie du disque poursuivait Napster aux États-Unis et que l'industrie pharmaceutique poursuivait l'Afrique du Sud pour contrefaçon du traitements contre le VIH.
Napster'ın en iyi zamanından 10 kat daha büyümüş durumda ve daha da büyüyor.
C'est dix fois plus important que Napster à son apogée et c'est en constante augmentation.
Koridor ne kadar geniş...
Napster...
Napster?
il est large comment, le couloir?
Peki onlar ne yaptı?
Bien ils ont poursuivi Napster pour en forcer la fermeture.
Napster'a neden başladım, biliyor musun?
Tu sais pourquoi j'ai fait Napster?