English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Natale

Natale tradutor Francês

630 parallel translation
Memleketim Wisborg'da vuku bulan Büyük Ölüm'ün kaynağını ve gelişimini tüm ayrıntılarıyla anlatıyorum.
J'ai médité sur le début et la fin de la peste dans ma ville natale de Wisborg.
- "Mavi Melek" mi dedin? - Evet. Yeniden kasabana dönüyoruz.
Oui, dans ta ville natale.
O zaman kendi toprağını yanında getirmiş olmalı.
Il a dû emporter un peu de sa terre natale avec lui.
Mandrake Falls'dan gelen tanıklar, onun hayatı boyunca yaptıklarını anlatıp deliliğinin yeni ya da geçici olmadığını kanıtlayacak.
Nous avons ici des témoins de Mandrake Falls... sa propre ville natale, qui raconteront sa conduite durant toute sa vie... démontrant que son dérangement n'est ni récent ni provisoire.
"Yurdunu terketmektense, ölmek daha iyidir."
"Mieux vaut mourir que quitter la terre natale!"
Don't you know any better than to bring your brats here today of all days... when Senor Gallardo is about to make his first formal appearance... in his hometown?
Vous ne pouviez pas choisir un autre jour? C'est son premier combat dans sa ville natale.
- Sizin için, doğduğunuz ev dünyadaki en ilginç ev değil midir?
Votre maison natale n'est-elle pas la plus intéressante au monde?
St. Louis benim eski memleketim biliyorsunuz.
St Louis est ma ville natale. Je peux avoir toutes les entrées que je veux.
Memleketinden gelen toprak bugün bile bereketli ve nemli görünüyor.
La terre de votre ville natale semble si riche aujourd'hui.
Yurdunuzun toprağı üzerinde dikilin ve bunu iyice düşünün.
Allez sur le sol de votre ville natale et pensez-y.
Memleketimin toprakları bu sebze bahçesini sağladı atalarımın kanlarıyla yıkanmış topraklar benim doğduğum topraklar.
La terre de ma ville natale... la terre de mes ancêtres... la terre qui m'a vu naître.
- Hayır George, yapma. - Al.
Il faut du courage pour quitter sa ville natale et tout recommencer.
Bana gelince, ömrümün geri kalan kısmını doğmuş olduğum evde geçirecek kadar param olacak.
Et moi, je pourrai vivre tranquillement dans ma maison natale.
Sonra, bir gün arabanla giderken... bir anda bam! Memleketin bir yumruk gibi... suratında patlayıveriyor.
Tu roules, tranquille, et tout à coup, boum, tu te prends ta ville natale en pleine face.
Onun geldiği yeri hayatta duymamışsınızdır.
Sa ville natale ne vous dirait rien.
Anlatacak çok şey yok Memleketim hakkında
" II n'y a pas grand-chose à dire sur ma ville natale
Doğal inindeki vahşi hayvandan çıkarılmış.
Extraite directement de la bête dans sa tanière natale.
Memleketten biraz balık getirdim.
Voici quelques poissons de ma ville natale.
Hatta, doğduğum kasabanın ismi bile Decatur.
Même ma ville natale porte un nom de marin!
Dünyaya gelişi doğum yeri olacak burasının nüfusunu üçte bir oranında arttıracak.
Il aura fait monter la population de sa ville natale de 33,33 %.
Memleketin mi?
C'est votre ville natale?
Bir memleketinin olması güzel olmalı.
Ça doit être bien d'avoir une ville natale.
Memlekete hiç geri dönmedim.
Je n'ai donc pas de ville natale.
Belki de rehberli turlar için ziyaretlerden yüzde alacaksınız. Ve tüm insanlar Thornton'ların doğduğu yeri görebilecek.
2 pence la visite de la maison natale des Thornton?
Evinden ayrılmış
Il quitta la terre natale
Nereli olduğumu bilmiyorum.
Je n'ai pas de ville natale.
Suyin'in babası bir Avrupalı için atalarının ülkesini terk etti.
Le père de Suyin avait quitté sa terre natale pour une Européenne.
ANGEL OBREGON BUGÜN EVE DÖNÜYOR
Angel Obregon revient dans sa terre natale
Benim kasabamın gazetesi yok.
Ma ville natale n'a pas de journal.
Memleketim San Francisco'da olmaktan çok mutluyum.
Heureux d'être ici, dans ma ville natale de... San Francisco.
Evet, bu gerçek bir öyküdür tatlı, kafası çok karışık bir ev kadını hakkında 1951'de Georgia'daki evinde birdenbire her zamankinden farklı davranarak kocasını korkutan kadın hakkında.
Notre histoire à nous est vraie. C'est celle d'une ménagère gentille et effacée, qui, en 1951, alors qu'elle vivait dans sa Géorgie natale, fit très peur à son mari, par une conduite totalement insolite.
Vampirlerin gündüz kendi mezarlarının toprağında... dinlenmeleri gerektiğini de biliyoruz.
Nous savons aussi que le jour... le vampire doit reposer sur sa terre natale.
Ve son olarak... anavatanı Avrupa'da kralların huzurunda... gösteriler yapmış... ve sihirbazlık maharetiyle ünlenmiş, Bayan Angela Rossini.
Dernière mais non des moindres, elle jouait il y a peu devant les têtes couronnées d'Europe, sa terre natale, renommée pour ses tours de prestidigitation, Mlle Angela Rossini.
Bunu özellikle getirdim. Peabody mağazasından öylesine aldım.
Je les ai apportées exprès car figurez-vous que je les ai achetées au magasin Peabody, dans votre ville natale, M. Brady :
Bizim kasabadaki gazeteler ne olacak?
Et les journaux de ma ville natale?
Memleketinin yeşilliğini özlemiş.
La verdure de sa terre natale lui manque.
Ailemi memlekete götürüyorum.
J'amène ma famille visiter ma ville natale.
Baba, memleketime gidiyoruz,.. ... Nepal'e değil.
Papa, c'est ma ville natale, pas Mau Mau.
Tommy Natale...
Tommy Natale.
General, İsa şehrimin sokaklarında yürüseydi, korkardı.
Si le Christ entrait dans ma ville natale, il serait horrifié.
Bunu memleketimde öğrendim.
Dans ma ville natale.
Tıpkı kafese kapatılmış bir kartal gibi kendi topraklarından çok uzak, kendileri için uygun olmayan bu çölde onların üç büyük şefi... ... nihayet, beyaz adamın bir yıldan fazla bir süre önce onları buraya gönderdiği zaman verdikleri vaatlerin bugün gerçekleşeceği için kutsal yazma üzerine dua etti.
Loin de leur terre natale, piégés dans ce désert tel un aigle dans une cage, leurs trois chefs prient le Grand Esprit pour que les promesses faites par les Blancs il y a plus d'un an soient tenues aujourd'hui.
Bu esnada, Cheyenne'lerin halihazırda bulundukları yer ilekendi toprakları arasındaki 1200 millik araziye ordu yığınla birlik sevk ediyordu.
Pendant ce temps, l'armée déployait ses troupes le long des 1200 miles qui séparaient les Cheyennes de leur terre natale.
Ah, evet. Anavatanım...
La terre natale est bonne.
Doğduğumuz yere olan aşkımız.
L'amour de la terre natale.
Vay be. Pinky, öğle yemeğinden sonra bir konuşma kaydedip Jersey City'e göndermen gerek.
Il faudra enregistrer le discours à envoyer à votre ville natale.
Karın bekliyor!
Le slovaque est ma langue natale.
Yaşadığım şehir.
Voilà ma ville natale.
İşte beyazlar doğdukları gezegene geri dönmeyi deneyecekler, fakat asla başarıIı olamayacaklardı.
Les Blancs veulent retourner sur leur planète natale, mais ils n'y arriveront jamais.
- Mısır hakkında.
- De votre Égypte natale.
Ötekileri hiç sormadı.
Le succès ne m'a pas fait oublier ma ville natale. Puis-je faire quelque chose pour vous, M. Wayne?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]