English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Nazar

Nazar tradutor Francês

318 parallel translation
Söylemeye gerek yok ama, kanun nazarında kadın erkek eşittir.
Inutile de vous rappeler qu'aux yeux de la Loi, l'homme et la femme sont égaux.
Ölüm, benim nazarımda sizinki gibi bir önem arz etmiyor.
La mort n'a pas la même signification pour moi que pour vous.
Fransız konunları nazarında yalnızca Lordlar Kamarasına hesap verebilirsniz.
Selon la loi française, vous ne devez des explications qu'à la Chambre des Pairs.
Bana nazar değmiş. Hiç şansım yok anlaşılan. Onları kimin öldürdüğünü bulmalıyım.
J'ai le mauvais œil, je n'arrive à rien mais je dois découvrir l'assassin.
Burada kendini aklamış olabilirsin. Ama benim nazarımda asla.
Tu es peut-être innocent à leurs yeux... mais pas aux miens.
Şimşeğin nazarı... Yıldırımın dehşet veren sesi... Rüzgârın çığlıklarıyla dolu karanlık, korkunun prangalarıyla zihnini köle etmiştir.
L'oeil maléfique de la foudre, la voix terrifiante du tonnerre, le vent hurlant dans les ténèbres retiennent son esprit dans les chaînes de la peur.
- Şansımız varsa 2 saat. Nazar değmesin, sen çok şanslısın.
2 heures, si la chance reste avec nous.
Böylece orayı sürüp, ekin ekip, Tanrı'nın nazarında bereketli hale getirebileceğiz.
Pour que nous puissions en labourer la terre, et l'ensemencer pour la rendre féconde.
Nazar değmesin.
- Du tonnerre!
ama O düşüncene iyice yapış, böylece... insanların nazarında havan olur.
N'en démordez pas etvous finirez par vous rendre ridicule.
- Barone'a nazar etme.
Ne lui jette pas le mauvais œil.
Allah nazarında sıfır diye bir şey yoktur.
Pour Dieu, zéro n'existe pas. J'existe toujours.
Kurbanın düşüncelerine işkence eden nazar büyüsüne mi?
D'un sort jeté qui nous tourmente?
Şimdi onun nazarında iki kat daha şüpheliyiz.
- Là, nous sommes doublement suspects.
Onun nazarında iki kişiden birinin sadık olması gerekir :
La maxime de Catherine est : Dans un couple, il faut que l'un des deux, au moins, soit fidèle :
Onlar devlet nazarında suçlu insanlardır. Onlar türkülerdeki özgürlük savaşçılarıdır.
Ce sont des criminels aux yeux des autorités, des défenseurs de la liberté dans les chants du peuple.
- Bir hacının nazar bürosunda.
- Dans un lieu de pèlerinage.
Bir nazar bürosu mu?
Un lieu de pèlerinage?
Beni onların nazarında küçük düşürmeyin, ne olur.
Ne me ridiculisez pas auprès d'eux, par pitié.
Her nazarı bir öpücük gibi.
Chacun de ses regards est comme un baiser.
Senin nazarında bizler birer deliyiz.
Nous sommes fous à tes yeux.
Seni dünyaya getirenlerin nazarında ise bizler birer bilgeyiz.
Sages aux yeux de ceux qui t'ont mis au monde.
- Benim nazarımda oldu bile.
- Avec moi, oui...
Haklı olabilirsin ama benim nazarımda hep 30 olmalı.
Tu as peut-être raison, mais pour moi, il doit y en avoir juste 30.
Onun nazarında günahkârız...
Homme :... dans sa mort, vous êtes un pécheur...
Nazar mı değdirmek istiyorsun?
Tu vas attirer le mauvais œil...
Nazar değsin mi istiyorsun?
Tu veux attirer la malchance.
Zenci dostlarım artık sadece nazar boncuğu taşımıyor.
Mes amis noirs ont renoncé au gris-gris porte-bonheur!
Tanrı'nın nazarında, biz evliyiz.
Si, devant Dieu, nous sommes mariés.
Sadece Leonard Zelig kalemleri ve nazar boncukları değil,... saatler, oyuncaklar, kol saatleri, kitaplar... ve ünlü bir Leonard Zelig bebeği vardı.
Il n'y avait pas que des stylos et des pendentifs Zelig... mais horloges, jouets, montres et livres... et la fameuse poupée Leonard Zelig.
Nazar değdirmeye çalışıyorsun!
- Tu me poignardes dans le dos! - Pourquoi?
Bana nazar işlemez.
Le mauvais oeil marche pas avec moi!
Köpekler ve nazar.
Les chiens et le mauvais oeil.
Nazar değmesin.
Monte à l'échelle.
Rhode Island tavuğu alacağım, sütü için de birkaç tane inek. Belki ahırın kapısına bir nazar boncuğu asarım.
Acheter quelques poules, des vaches pour le lait, peut-être dessiner un grand X sur ma grange.
Sayı kalesini de geçip Maller tarihindeki ilk şampiyonluk kupasını kazandırmadan önce... .. şunu söylemek istiyorum Bugün... .. benim nazarımda sizler dünya üzerindeki en şanslı takımsınız.
Avant de franchir cette base et d'offrir la 1re victoire de ce championnat à notre équipe, j'aimerais simplement dire qu'aujourd'hui, aujourd'hui, aujourd'hui, je vous considère, considère, comme l'équipe la plus chanceuse de la terre, terre, terre.
Aslına bakarsanız, nazarımda hepiniz birer kahramansınız. Özellikle siz Dr. Wells.
En fait, vous êtes des héros pour moi, surtout vous, Dr Wells.
'64 Fender Stratocaster üçlü tek telli ve nazar çubuğu.
Fender Strato 1964 ivoire, 3 micros simple bob'et un vibrato!
James Peake, burada devletin nazarında yargılanmayı bekleyen bir tutuklu olarak bulunuyorsunuz.
James Peake, vous resterez en détention jusqu'au procès.
Şimdi ona nazar değdireceğim.
Il ne gagnera plus.
Kardasyanlılardan birkaç rüşvet karşılığında aldığın şeyler Federasyon nazarında sözleşme anlamına gelmez.
Les pots de vin versés aux Cardassiens n'ont pas valeur de contrat.
... şimşeğin nazarı,..
Les forces de la Nature se sont déchaînées contre lui.
Simran çok mutlu olacak. Ona nazar değmemesi için dua et sadece!
Simran sera si heureuse que tu prieras que personne ne lui maudit
Modell adamın aklını bulandırdı. Adama "nazar" değdirdi.
Modell l'a envoûté.
Lütfen bana "nazar" ın bilimsel açıklamasını yapar mısın?
Donne-moi une explication scientifique des envoûtements.
Sadece "nazar" dan daha mantıklı bir açıklama düşünüyorum.
Il l'est. Je cherche une explication moins banale que celle de l'envoûtement.
Zengin ve ünlü olduğu için Her vazoya resmi konuyordu. Aman nazar değmesin.
Nouveau riche et célèbre, il a ce qu'on appelle en grec une fort-urne!
Nazar değdireceksin.
Ne nous portez pas la poisse.
O kadınlara sadece patolojik olarak, itici kuvvet, ipuçları nazarıyla bakardı.
Son regard sur les femmes est pathologique :
Poposu sarfınazar edilirse mi?
À part son derrière?
Âşıkların nazarında gerçeklik önemsizdi.
Pour les amants, la réalité même est immatérielle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]