English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Nazık

Nazık tradutor Francês

34 parallel translation
Bakanlık Kuryesi dediğin her an hazır ve nazır olmalıdır.
Un messager de la Reine doit toujours être prêt.
Onda ne yapaylık, ne naz ne de çıkarını düşünme vardır.
Pas maniérée, aucune coquetterie, nulle intention cachée.
Ben... aslında... Fazla naz da aşık usandırırmış ama.
Ne cours pas plus vite qu'elles!
Nazıl olur da bize hala kızgın olabilirsin anlamıyorum.
Comment peux-tu encore nous en vouloir.
Biraz naz yapıyor ki bu biraz caz sıkıcı.
Eh bien, il la joue sérré, ce qui est un peu déconcertant,
Bana yardım edeceğin söylendi. Sonuçlar sende. Oh, bende naz, k adamların geçtiği davalar var.
Le magnat au contrat juteux qui adore mes vocalises.
Kızlar biraz naz yapmalı.
Arrêtes de draguer.
Kızlar sonsuza kadar naz yapacak değil.
Eh bien, une fille ne peut résister éternellement.
Bir kız uzun süre naz yapamaz.
Une fille ne peut pas résister plus longtemps.
Lawrence, kaba olmak istemem ama belki de yaşımdan ya da artık hayatımda naz yapamıyor olmamdan kaynaklanıyordur ama sen eşcinsel misin?
Lawrence, Je n'aime pas être brusque... ça vient peut être de mon âge où de mon incapacité à faire la timide... mais êtes-vous gay?
Lütfen açıklık getirir misiniz, Sayın Nazır, hangi kusurdan bahsediyorsunuz?
Pourriez-vous préciser? De quel handicap parlez-vous?
Tüm kıpır kıpırlığımızla hazır ve nazırız, efendim.
Fidèles au poste.
İlk dışarı çıkışımız, bayılacaksın. - Hadi, hadi, hadi Hazır ve nazır.
- Prête à partir.
Azıcık naz yaptık işte!
Un peu de pudeur, quand même!
Ben kilise okuluna gittim de, o yüzden, yaklaşık 154 sonenin yarısını ezbere bilirim. ve kilise öykülerinin de çoğu bende hazır ve nazır.
Parce que je suis allé à l'école religieuse, donc je connais, la moitié des 154 sonnets et la plupart des Contes de Canterbury.
Bu iş daha ziyade Naz'in uzmanlık alanı.
C'est plutôt le genre de Naz.
Küçük Benjy K, Hollywood'a yeni varmıştı ve Hollywood'u fırtınasına kaptırmaya hazır ve nazırdı.
et petit Benjy K venait juste d'arriver à Hollywood, prêt à prendre d'assaut La Ville Qui Brille.
Kıyafetlerin bütün hafta için hazır ve nazır.
Tes vêtements sont prêts pour toute la semaine.
KızıIderili özerk bölgesini, ayakta kalan tek denize nazır arazi yapacak.
Faisant de sa réserve indienne la seule propriété restante et de valeur en bord de mer.
Kızılderili özerk bölgesini denize nazır yapacak.
Propriété en bord de mer sur sa réserve indienne.
Sıkı bir çalışmaya hazır ve nazırım yavrum.
Hé bébé, j'essaye sur de rester mince et dans la course. Non, je suis toujours au gymnase.
Şunu aklından çıkarma ; onlar bir ordu olmuşlar artık, hazır ve nazır.
Vous devez comprendre q ils ont une armée, entraîner et prête.
Şu an biz konuşurken Naz ofisinden çıkıyor.
Naz est en train de quitter son bureau pendant que l'on parle.
Sen Naz'ın kızısın.
Vous êtes la fille de Naz.
Naz kaynaklarını bir aracı bulmak için kullandı karanlık bu işlerle ilgilenmeye alışık yeraltı bir tip.
Donc, Naz a utilisé ses sources pour trouver un intermédiaire... Un homme de l'ombre habitué à gérer ce genre de choses.
Ben de öyle ama artık mevzu oksikodon değil.
NAZ : Oh, non, moi non plus Mais nous ne parlons pas de l'oxycodone plus.
Seninle apaçık konuşacağım Naz.
Je vais être franc avec toi.
Dinle, Naz bu salona adım attığı ilk günden beri yüzünde apaçık bir masumiyet ifadesi taşıyor.
écoutez. Il s'est présenté devant la Cour sous un voile de présomption d'innocence. Il l'a encore et le gardera, tant qu'il ne dira rien.
Bundan daha azı için, Naz'a yazık olmasın. Çünkü savcının karşısına boş elle çıkmak zorunda kalırım.
En dessous, Naz en pâtira parce que j'affronterai le procureur sans munition.
- "Ben yapmadım" kısmını çoktan geçtik, Naz.
Ce n'est vraiment plus le moment de dire ça.
Bay Stark'ın DWP'deki tanıdıkları sayesinde Yarık Yaratıcısı hazır ve nazırdır.
Grâce aux contacts de M Stark au DWP, le générateur de faille est branché et prêt.
Tüm kıta hazır ve nazır.
- Équipés et prêts.
Naz, güvenliğe söyle tüm çıkışları kapatsın.
Dites à la sécurité du musée de fermer toutes les sorties.
Walter, hepimizin tek gördüğü berrak mavi gökyüzüne nazır parlak kırmızı güller.
Walter, tout ce qu'on peut voir ce sont des roses rouges brillantes et un ciel bleu cristal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]