Ndayız tradutor Francês
7,050 parallel translation
Özetle : Çok yakınındayız.
En tout cas, on est tout près.
Max'i değerlendirme için geri gönderdiler. Ben de yakındayız diye gelmek istedim.
Ils m'ont renvoyé Max pour que j'évalue son état.
Su seviyesinin altındayız.
Nous sommes au-dessous de la ligne d'eau.
Suyun altındayız.
Nous sommes sous l'eau.
- Viking çağındayız.
C'est l'ère Viking.
4028 yılındayız.
On est en 4028.
Her zaman yanındayız.
- On sera là pour toi.
Evet, hep yanındayız, dostum.
Toujours là pour toi, mon frère.
Savaş zamanındayız.
Nous sommes en temps de guerre.
4028 yılındayız.
Nous sommes en 4028.
Evet ama cuma akşamındayız.
C'est vendredi soir, non?
Ve planımın daha başındayız. Ve senin hediyen, Sameera.
Et ce n'est que le début de mon plan... et de tes cadeaux, Sameera.
- Mesai dışındayız herhalde?
Pas de service, hein?
Küçük değişiklik olmayacak olan sonbahar için kritik basım aşamasındayız.
La première traduction est vraiment nulle. Mais je commence à travailler avec Anton dès ce matin.
Eee, Cadılar Bayramı'ndayız.
Et bien, c'est Halloween.
Cadılar Bayramı'ndayız!
C'est Halloween!
Las Vegas'tan canlı yayındayız.
Nous sommes en direct à Las Vegas.
Bence hepimiz mazimizin farkındayız.
Nous sommes tous au courant de ce que nous avons vécu ensemble.
Askeriyenin kayıpları azaltması gerektiğinin farkındayız.
On sait que l'armée est soucieuse de réduire ses pertes.
Rönesans Floransa'sının tüccar prensleri iktidar değiştiren kişileri ve modern zenginleri tarafından 6 asır önce yapılmış sarayların arasındayız.
Nous sommes parmi des palaces construits il y a 600 ans par les princes marchands, les constructeurs de royaume et des complices de la Renaissance florentine.
Okyanusun ortasındayız!
On est au milieu de l'océan!
Ateş altındayız! Bekleyin!
On prend feu!
Neye ihtiyacın olursa yanındayız. Bize güvenebilirsin.
Si t'as besoin de nous, tu peux nous faire confiance.
Dönemin ortasındayız.
On est en plein milieu de semestre.
- Oyunun tam ortasındayız.
Quoi? Pourquoi?
Define avındayız. Aradığımız cevabı almadan buradan ayrılmayız.
Nous sommes dans une quête et nous ne partirons pas sans avoir eu de réponse.
Planlanmamış geyik arasındayız neticede.
On est en train de bavarder.
Farkettin mi bilmiyorum ama düğün hazırlık yemeğimin tam ortasındayız.
Je ne sais pas si tu as remarqué, mais nous sommes en plein milieu de mon dîner de répétition.
1995 yılındayız ve sen... bugün Sean ile evleniyorsun.
C'est 1995, et... et tu te... tu te maries avec Sean aujourd'hui.
Ama Osip, satın alma aşamasındayız.
Mais Osip, c'est une acquisition.
Ama bence konu Angela'ya gelince ikimiz de düzgün düşünemediğinin farkındayız.
Mais je pense que quand ça arrive à Angela on sait tout les deux que tu ne pense pas très clairement.
Şu an bir seansın ortasındayız.
On est en pleine séance, là.
Yani % 100 kütüphane fikrinin arkasındayız.
On soutient l'idée de bibliothèque à 100 %.
- Saniyeler arasında, tik ve tak ların arasındayız.
- Entre les secondes, entre le tic et le tac.
- Teknik olarak, hala sessiz sedasız açılma safhasındayız...
Techniquement, on vient juste d'ouvrir, alors...
Çünkü Şef mokasen ayakkabıyla duruyor ve şubat ayındayız.
Le chef est en mocassins, là. On est en février, bordel.
Farkında mısınız bilmem ama savaşın tam ortasındayız.
Au cas où ils ne l'avaient pas remarqué, nous sommes au milieu d'un combat.
Farkında değiller galiba ; biz burada savaşın ortasındayız.
Au cas où ils n'auraient pas remarqué, on est au beau milieu d'un combat ici.
Etki alanımızı sürekli genişletiyoruz. Kasabanın etrafında bir yarım daireye yayılmak amacındayız.
Nous avons agrandi notre secteur un mile à la fois, en s'étendant en demi-cercle autour de la ville.
Tamam, savaş zamanındayız.
D'accord, l'heure de Vam.
Oraya... Oraya geldiğinden beri hiç konuşmadığımızın farkındayım.
Je sais qu'on ne s'est pas reparlé depuis ta visite...
Farkındayım çünkü hayatlarımızın son bulduğu ve her şeyin başladığı o gün ben de oradaydım.
Je comprends tout cela car j'étais là le jour où nos vie se sont terminées et où tout cela a débuté.
40 yaşındayım. Boşandım. Ve 18 yaşında, adı Caitlin olan bir kızım var.
J'ai 40 ans, je suis divorcée et j'ai une fille de 18 ans qui s'appelle Caitlin.
Baylar, diğer firmalardan gördüğünüz ilgi derecesinin farkındayım. Seri A'nızdaki katılımın uygun bir değer hak ettiğinin farkındayım ancak sayısız sebepten dolayı...
Je suis consciente de l'intérêt que portent vous d'autres sociétés pour participer à votre 1er round, nous devons être très compétitifs.
Ateş altındayız!
Ils nous tirent dessus.
Senle kızının, ne işler çevirdiğinizin farkındayım.
Et je sais de quoi toi et ta fille êtes capables.
Aynı zamanda hazırlıklı olduğunun ve akıllarını başlarından alacağımızın da farkındayım.
Je sais aussi que tu es bien préparée, et qu'on va être épatants.
Haklı, farkındayız, çoğunlukla iğrenç olduğu için.
Elle a raison. On l'a remarqué.
Biliyorum, bunun çok zor olduğunun farkındayım. Ama gerçekten Adam'la sonsuza dek mutlu bir çift olacağınızı düşünüyor muydun?
Je le sais et c'est difficile, mais penses-tu qu'Adam et toi êtes vraiment fait l'un pour l'autre?
Bak, beyin otomatında çalıştığının farkındayım ama geri kalanımız için, mesela ben, beyin bulmak oldukça zordur.
Je comprends que tu travaille ici à la cafétéria des cerveaux, mais pour le reste de nous, c'est-à-dire moi, se procurer des cerveaux c'est tout un projet.
- Bakın, ne yaptığınızın farkındayım.
- Écoutez, je comprends ce que vous faites.