Ne arkadaşı tradutor Francês
11,415 parallel translation
- Kopabilir. Ne arkadaşım ne de ağabeyim o benim.
Il n'est ni mon pote ni mon frère.
- Ne arkadaşı?
De quoi parlez-vous?
Ne yol arkadaşı?
Quels compagnons de voyage?
Sondra, bunları yaşadığın için gerçekten üzgünüm ve yakın arkadaş olmadığımızı da biliyorum. Hatta arkadaş bile değiliz aslında.
Sondra, je suis vraiment désolé que ça t'arrive et je sais que nous ne sommes pas les meilleurs amis ou même amis pour ce que ça vaut.
Ne arkadaşı?
Quel ami?
Arkadaşı Lucy hakkında ne biliyoruz?
Qu'est-ce qu'on sait sur son amie, Lucy?
Erkek arkadaşımın hâlâ "iyi misin?" veya "bir şeyin var mı?" diye sormaması.
Avoir un copain qui ne demande pas, "Hey tu vas bien?" Ou "Tu es blessée?"
Seattle'dan buraya sadece bir arkadaşını kaçırıp gitmek için gelmemiştir herhalde.
Il ne serait pas venu à Seatlle juste pour prendre son amie et partir.
Arkadaşımla ben merak ettik de koruculara katılmak için ne yapmamız gerek?
On se demandait ce qu'on devait faire pour rejoindre les Rangers?
Kız arkadaşım uçağa binmeden şu kapıya gitsem yeter.
J'ai besoin d'aller à l'embarquement avant que ma copine ne monte dans cette avion.
Çünkü..... anlattığından anladığım kadarıyla erkek arkadaşın senin için en iyisini ister. Ayrıca bencil değil.
- Parce que eh bien, parce que de ce que je comprends, de ce que tu m'as dit sur lui, ton petit ami ne veut rien d'autre que le meilleur pour toi, il est altruiste.
Bir kız ve bir erkek ev arkadaşı olduğunda ne olur biliyorsun değil mi? - Evet...
Parce que tu sais ce qui se passe quand il y a un garçon et une fille en coloc', pas vrai?
Antoine'ı tanımıyorum ama, Louis bizim arkadaşımız.
Je ne connais pas bien Antoine, mais Louis est un ami du royaume et proche de moi-même.
Arkadaşınla olmamı istiyorsan, benden senin yanında kalmamı isteme.
Si vous voulez que je courtise votre amie, ne me demandez pas de passer un autre moment avec vous.
Sizinle çok iyi iki arkadaş olana kadar uyumayacağım.
Je ne vais pas pouvoir dormir jusqu'à ce qu'on soit meilleurs amis.
En son ne zaman eve okuldan bir arkadaşını getirdi hatırlamıyorum.
Je ne me rappelle pas la dernière fois qu'il a ramené un ami de l'école.
Hayır, arkadaşımın hayatını milyonda bir şansa bırakamazsın, anladın mı?
Non, tu ne prends pas une chance sur un million avec la vie de mes amis, compris?
O gelincikle arkadaşımın yanına yaklaşırsan o tüylü elemanı bir daha hiç çıkamayacağı bir yere sokarım. Anlaşıldı mı?
Tu te rapproches de lui avec ce furet, je fourre notre petit ami à fourrure à un endroit dont il ne pourra jamais s'échapper.
Tamam elimizde ne var? Terry Sloane sıradan biri, pek arkadaşı yok ama düşmanı da yok diğer kurbanlarla bağlantısı da.
Terry Sloane, mec ordinaire, peu d'amis, mais pas d'ennemis.
- Ne istiyorsun? - Merhaba ev arkadaşım.
- Qu'est-ce que vous voulez?
Ş u danışman arkadaşınla ne iş çeviriyorsanız bir parça da biz istiyoruz.
On veut une part de ce vous obtenez avec votre ami consultant.
Yani Loftus ile aynı otobüsteydik ama arkadaş falan sayılmayız.
Loftus et moi étions dans la navette, mais nous ne sommes pas amis.
Bu gezegende arkadaşı olduğunu sanmam.
Je ne crois pas qu'il ait d'amis sur Terre.
En iyi arkadaşına ihanet ettiler, ve Delia için hediye sepeti sipariş etmediysen... çünkü geziye gelmeyeceğini biliyordun.
Ils ont trahi votre meilleure amie. Vous n'aviez pas de cadeau pour Delia parce que vous saviez qu'elle ne viendrait pas.
Sonra Ben ve Nikki Karavanla gelince... ve o da hiçbir sorun yokmuş gibi devam edince... sanki hem Noah ile yatıp hem de bizimle arkadaş kalabilecekmiş gibi. Bunların hiçbiri olsun istemedik, yemin ediyorum.
Alors quand elle est montée dans le camping-car comme si de rien n'était, comme si elle pouvait s'envoyer Noah et rester amie avec nous, on ne voulait pas en arriver là.
Arkadaşını ziyarete gitti. Ne zaman döneceğini bilmiyorum.
Il est allé voir son ami, je ne sais pas quand il reviendra.
... Dieter erkek arkadaşının nasıl bir baba olacağını tahmin edemiyor, çünkü çok travmatik bir çocukluk geçirmiş.
Un prof dans une école Mormon à Fresno... mais je pense que la vraie question est que Dieter ne sait pas quel genre de père il sera car il a eu une enfance traumatisante.
O yüzden sırf arkadaşız diye fazladan bahşiş verme zahmetine girme.
Donc ne ressent pas le besoin de me donner un pourboire car on est amis.
Hem şu tablo elinde kırmızı boya tutan arkadaşımızından çok önce vandal bir eylemdi.
Ce tableau était un scandale bien avant que notre amateur de peinture rouge ne s'y attaque.
Bilirsin seni sevdim ve ikimiz çok iyi arkadaş olacağız.
Vous savez... Je crois que nous allons être de bonnes amies. Vous ne croyez pas?
Her ne olursa olsun o aptal umut dolu gülümsemene ve komik arkadaşına tutun.
Donc peu importe ce que vous faîtes, gardez ce sourire idiot et plein d'espoirs. Et... votre amie rigolote.
Tamam, oda arkadaşı eve girmek için davetiye gerektiğini söyledi ne yapacaksın arka kapıdan mı gireceksin?
Donc, le colocataire a dit qu'il faut une invitation pour rentrer. Alors, qu'est-ce qu'on fait? On se faufile par la porte de derrière, ou...
Kız arkadaşı olduğunu bile sanmıyorum.
Il n'avait même pas de copine, je ne pense pas.
Henry aramalarıma geri dönmeyince San Francisco'daki bir iş arkadaşım cep telefonu sinyalini buldu.
Comme Henry ne répondait pas à mes appels, j'ai demandé à un collègue de San Francisco de tracer son portable.
- Çünkü vaktimi bu konuşmalarla boşa harcamak istemedim. Arkadaşım öldürüldü.
parce que je ne voulais pas perdre mon temps en ayant cette conversation.
Benim arkadaşım öldü ve ben hiçbir şey yapamayacak mıyım diyorsun yani?
Qu'est ce que vous dites... que mon ami est mort et que je ne peux rien faire?
Arkadaşı kimdi ve kokainle ne yapacaklardı?
Qui était l'ami, et qu'allaient-ils faire avec la coke?
Haftalardır ne annem ile ne de kız arkadaşımla bir bağlantı kurmadım.
Je n'ai même plus de contact avec ma famille ou mes amis.
Artık arkadaş olmak istemezsen seni anlarım.
Je comprendrai si vous ne voulez plus qu'on soit amis.
Avludan kaçının, hücre arkadaşınıza iyi davranın ve ne yaparsanız yapın, frankleri ve fasulyeleri yemeyin.
Evitez la cour, soyez gentils avec vos compagnons de cellule, et quoi que vous fassiez, ne mangez pas les saucisses et les fayots.
Yarın eski arkadaşınız soruyu çözdün mü diye sorduğunda ne diyeceksiniz?
Qu'allez-vous dire à votre ancien capitaine demain quand il demandera si vous avez résolu l'énigme?
Bence kimsenin Kamal'ın bulamamasının sebebi bu sabah bir arkadaşını öldürüp diğerini kaçıran adamların saldırısına uğraması.
Je pense que si personne ne trouve Kamal, c'est parce qu'il a été attaqué ce matin par le même homme qui a kidnappé un de ses amis et tué l'autre.
Şu danışman arkadaşınla ne iş çeviriyorsanız bir parça da biz istiyoruz.
On veut une part de votre business avec votre ami consultant.
Ekip arkadaşı değiliz. İş arkadaşı değiliz.
Nous ne sommes ni co-équipiers, ni collègues.
Ne konuşulacak bir ailesi varmış ne de bir sürü arkadaşı.
Pas de famille à qui parler. Et ses amis, il n'y en a pas beaucoup.
Dünyanın en güçlü podyumunda duruyorum. Ama benim hakkımda bir hikaye yada "Leo Bergen'in kız arkadaşı" olduğumu belirtmezlerse hikayeden bile sayılmıyor.
Je me tiens au podium le plus puissant au monde, mais une histoire sur moi n'en est pas une à moins qu'ils ne signalent le fait que je suis la "petite-amie de l'arrangeur de Washington Leo Bergen."
İnek bir oda arkadaşını seçmek ne kadar sürer ki?
Combien de temps ca prend de choisir un colocataire geek?
Diğer arkadaşınızla kıyaslarsak sizinle o muhabbetleri pek yapamayacağız.
J'ai bien peur qu'on ne ressemble pas aux gens que vous côtoyez.
Arkadaşın eve ne zaman döneceğini sorduğunda annenin telefonda cevap verememesi ne kadar utandırıcı bir şey biliyor musun?
Je suis gênée quand une amie me demande à quelle heure je rentre chez moi et que ma mère ne répond pas au téléphone.
Eğer sana sarışın hanım arkadaşımla sonsuza kadar beraber olacağımı söylesem ne düşünürdün?
Et si je te disais que la dame blonde et moi resterons ici pour toujours?
- Ne tür bir arkadaş olduğunu görüyorum.
J'ai vu quel genre d'ami tu étais.