English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Nehirde

Nehirde tradutor Francês

687 parallel translation
Hiçbir nehirde A Hi'nin izine rastlanmadı.
Pas d'A Hi en vue sur aucune des rivières! "
Nehirde akıntıya karşı yüzen karatavuktan büyük somonlar var.
Il y a plus de saumon que de merles dans un champ de canne à sucre.
Evet, Ay parlayacak tüm gece ama bağlı kalacak sımsıkı, nehirde yüzen tekne.
La lune peut bien briller toute la nuit Le bateau, ce soir, restera à quai
Saat altı olduğunda, nehirde cesedimi aratmaya başlamış.
À six heures, il faisait draguer les rivières.
Bahar başlarında nehirde olmamız gerekiyor.
On sera bientôt dans le fleuve.
Gaboniler'le karşılaştıktan sonra nehirde yüzen birkaç kurban gördüm.
Mais j'ai vu leurs victimes. - Du moins, ce qu'il en restait.
Millet nehirde gemilere pamuk yüklemek zorunda.
Il faut l'expédier par le fleuve.
Hatırlasana, geçen yıl yavrusunu nehirde kaybetmişti.
Son bébé s'est noyé l'an dernier.
Nehirde yüzerken buldum.
Dans la rivière où nous nous baignons.
Nehirde bir sürü sarı taş var. Tarzan onları istemediğini söylüyor.
Il y a beaucoup d'or dans la rivière, et Tarzan ne le veut pas.
Oldukça belli ki son kırk sekiz saat içinde nehirde değildin.
Vous n'avez pas navigué depuis au moins 48 h.
Bu nehirde inip, bakir doğanın içinde kaybolmuştum medeniyetten uzak, yerleşilecek bir yer aradım Bodur ağaçlar bölgesi sırtlarında yaşanacak bir yer.
J'ai descendu cette rivière, vers un monde sauvage, loin de la civilisation, à la recherche d'un endroit où vivre, de retour dans la brousse
- Nehirde değil mi?
- Tu l'as encore?
Eğer karşıya geçmeyecekse neden nehirde dikilip bu tarafı izliyordu?
- Oui. Papa veut qu'on empêche les cavaliers de passer, non?
Onu kayalıkların üzerine attım. Deniz fenerinin yanındaki nehirde köprünün altında.
On l'a jeté près du phare, sous le pont.
O, yakında nehirde olacak ve her şey unutulacak.
Elle sera dans le fleuve, tout sera oublié.
Havalar soğuyacağı için komşu çocuklardan, nehirde sürüklenen ağaç dallarından biraz getirmelerini istemiştim. Geçen seneki gibi soğuk olmasın diye düşünmüştüm.
Comme il va faire froid, j'ai fait ramasser du bois.
Sabahleyin, çocukların nehirde sürüklenen dalları toplamak için burada olacağını size söylemiştim.
On vient demain pour ramasser le bois.
Nehirde bata çıka ilerleyecek, ta ki onlar bulana kadar.
Il va dériver jusqu'à ce qu'on le retrouve.
Emily'nin cesedi nehirde bulunmadan önceki gece.
La veille de la découverte du corps d'Emily.
Bu nehirde bir geceyi daha.
À une autre nuit sur ce fleuve.
Eğer onun başına bir şey gelirse... Diyelim, nehirde intihar etti. - Bu her şeyi çözerdi, değil mi?
S'il lui était arrivé quelque chose, qu'il se soit noyé dans le fleuve, ça résoudrait tout, n'est-ce pas?
Sandy, nehirde buluşuruz.
Sandy, rendez-vous à la rivière.
Zor bir günün ardından nehirde serinleyen kendir işçilerini, elbiselerini yıkayan erkekleri, güneşlenen yaşlı adamları, yüzen, suya dalan çocukları, ve diğer düşünen, meditasyon yapanları, nehrin kıyılarında Hindistan'ın bilgeliğini öğrenen insanları anlatmak istedim...
Les travailleurs se rafraîchissant... ou lavant leurs vêtements. Les vieux se chauffant au soleil. Les enfants plongeant...
Nehirde ölü bir adam var!
Il y a un mort près du fleuve.
Sizi buharlı gemiyle nehirde giebileceği yere kadar götürebilirim.
Je peux vous conduire aux rapides dans mon vapeur.
- Onları nehirde atlattık sanıyordum.
- On ne les a pas semés aux rapides?
Cesedin durumuna bakılırsa, kızın bedeni birkaç gündür nehirde yüzüyormuş. Üzerinde sadece kürk mantosu vardı.
Le cadavre est resté plusieurs jours dans la rivière, vêtu du seul manteau de fourrure.
Ray nehirde geçirebileceği zamanın tümünü ister.
Sûrement pas. Ray veut en profiter.
Ama bu çılgın nehirde balık taşımak için hoş kokulu bir tekneye neden ihtiyacım olsun ki?
Mais pourquoi avoir un bateau rutilant pour transporter du poisson?
Pekala, gidip bununla nehirde ne yapabileceğime bakayım.
Je vais voir si je peux attraper quelque chose dans la rivière.
- Onları nehirde bıraktım.
- Je les ai laissés dans la rivière.
- Nehirde. Nehirde.
Mais oui!
McClure'un cesedi nehirde bulunmuş. Defalarca kez vurulmuş.
On a trouvé le corps de McClure, criblé de balles.
Ama buzulların suyu nehirde sel oldu, ve bu güçlü akıntıya karşı kürek kullanamazdık.
Mais comme l'eau venant des glaciers se jetait dans la rivière, nous avions bien de la peine à remonter le courant.
Neden bu kadar kızgınsın seni nehirde gördüğüm için mi?
Tu es fâchée pour tout à l'heure?
Koca nehirde görüp görebileceğin en lanet, en inatçı, en sinsi yaratık, evlat :
C'est la créature la plus méchante et la plus sournoise de la rivière. L'orphie.
- Para nehirde değil. Değil mi, Harry?
- Il n'est pas dans la rivière!
Bir tekneyle nehirde dolaşırız.
On prendra un bateau sur la rivière.
Aşığı olan adam nehirde bulundu.
Homme... amant... trouvé dans rivière.
İkisi de, adam ve ayı nehirde yüzüyordu.
Si vous les aviez vus nager, l'homme et l'ours!
Nehirde bir yerlerde.
Il est sur cette rivière.
Nehirde yıkandı.
Il s'est baigné dans la rivière.
Bazen nehirde boğulsam diyordum.
- Ah, Louis XVIII! Vive le roi, quand même!
Nehirde buluşuruz.
On se retrouve à la rivière.
Şans için yanımızda götürüp bir nehirde suya salacağız.
Nous Ia jetterons dans une rivière comme porte-bonheur.
Ben çocukken bu nehirde balık avlardım.
Je pêchais quand j'étais gosse.
Takım halinde nehirde kürek sallarlar artık.
Et ils partiront à la dérive.
- Hayır, nehirde bir yerlerde.
- Il est sur le fleuve.
Nehirde bata çıka!
Pendant des semaines.
Paine'ni kafası yarılmış halde nehirde bulduk.
On a trouvé Paine le crâne fendu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]