Neptün tradutor Francês
231 parallel translation
Geçmek kolay değildi. Ama Neptün'ün biraz yardımıyla başardı.
Ce n'est pas facile à traverser, mais avec un coup de main de Neptune, il y parvient.
Neptün'ün karışımı. Şimdi, derin nefes alın.
"L'Élixir de Neptune." Respirez profondément!
Neptün veya Uranüs de olamazdı. İkisinde de hiç gündüz yaşanmazdı ve atmosferlerinde metan gazı ve amonyak bulunuyordu.
ou sur Neptune et Uranus, plongées dans une nuit permanente, entourées d'une atmosphère irrespirable de méthane et d'ammoniac.
Neptün veya Mars demenizi bekliyordum.
Je m'attendais à être sur Neptune ou Mars.
- Mr. Arkadin tam olarak Neptün gibi.
- M. Arkadin ressemblerait à Neptune.
Neptün.
Neptune.
Neptün işlemesi bile acı çekti.
Et la grotte de Neptune en souffrait!
Şanslı Neptün!
Heureux Neptune!
Ve şu da Neptün, onun ( ulysse ) ölümcül düşmanı.
- Es ist Neptun, der Todfeind von Odysseus. - Et ça, c'est Neptune, son ennemi mortel.
Neptün'ün annesi mi?
La mère de Neptune?
Büyük Neptün'ün okyanusları elimdeki bu kanları yıkayacak mı?
Tout l'océan du grand Neptune suffira-t-il à laver ce sang de ma main?
Mars, Neptün'e on derecelik açı yapıyor.
Mars et Neptune sont au 10e degré.
- Neptün banyo tuzları.
- Les sels de bain Neptune.
Neptün'ün koca okyanusu yeter mi ellerimdeki bu kanı temizlemeye?
Tout l'immense océan de Neptune pourra-t-il laver de ce sang ma main?
Büyük Neptün'ün okyanusu bu kanı yıkayıp elimden çıkaracak mı?
Tout l'océan du grand Neptune suffira-t-il à laver ce sang de ma main?
Neptün gezegenindenim.
Ma planète est Neptune.
Satürn, Jüpiter ve Neptün'ün toplam çapýnýn iki katý!
Deux fois le diamètre de Saturne, Jupiter et Neptune mis ensemble!
Anlaşılan, denizler tanrısı Neptün'le kavga etmiş, gemiyi batırmasından korkuyor.
C'est impossible. Pourquoi y vas-tu?
Denizler tanrısı Neptün'le kavga ettiğimi söylememiş miydim size?
Oui, j'aurais dû faire ça depuis longtemps. Le faire égorger dès mon avènement.
Evet, siz ve o ahmak amcam Neptün'le birlik olup bana kumpas kurdunuz.
C'est mes chariots que je voulais, pas des félicitations!
İhtiyar Neptün'den neler yağmaladığımızı gösterin onlara.
Mais Jupiter, tu n'as pas commandé de triomphe.
İhtiyar Neptün'den yağma. Bir daha benimle aşık atmak için acele etmeyecek.
Vous n'avez pas pensé que je vous laissais libres de me témoigner votre amour par vous-mêmes?
Neptün onuncu evdeydi ve Oskar'ı merak ve hayal kırıklığı arasında bir yere sürüklüyordu.
Neptune, qui entrait dans la dixième maison, ancra Oscar entre le prodige et le simulacre.
Sonradan keşfedilen Uranüs, Neptün ve Plüto'nun da gösterdiği gibi, biliyoruz ki gezegenlerin gerçek yörüngelerinin bu mükemmel 5 cisimle hiçbir alakası yok.
La taille orbitale réelle des planètes... n'a rien à voir avec les cinq solides parfaits... ainsi que nous l'enseigneront Uranus, Neptune et Pluton.
Dünya'dan 4 ışık saati uzaklıkta Neptün Gezegeni, ve büyük uydusu Triton.
A seulement quatre heures-lumière de la Terre, la planète Neptune... et son satellite géant, Triton.
Bir kısmı bulutlarla kaplı gezginlerin yuvası uzay denizine yeni açılanların barınağı Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü yakından incelemek amacıyla Güneş Sistemi ailesinden kardeşleri ziyaret ediyorlar.
A moitié sous les nuages, elle abrite des explorateurs... qui commencent à voguer dans l'océan de l'espace... pour étudier de près... Jupiter, Saturne, Uranus et Neptune... ses frères et soeurs au sein du système solaire.
Saturn'un çekim gücü ise onu Uranus'e savuracak ve bu kozmik bilardo oyununda Neptün'ü de geride bırakarak güneş sisteminin dışına çıkıp yıldızlar arası okyanusta sonsuz yolculuğuna başlayarak belirsiz kaderini yaşayacak.
La gravité de Saturne l'a projeté vers Uranus. Après Uranus, le billard cosmique continue. Il plonge au-delà de Neptune, quitte le système solaire... et, tel un vaisseau interstellaire... il s'apprête à errer à jamais dans le vaste océan des étoiles.
- Güzel ceket! - Neptün'de işler nasıl?
- Comment Ça va, sur Neptune?
Havadaki nem. Onun nüfuzunda Neptün'ün İmparatorluğu ayakta...
"L'empire de Neptune se dressa."
Bir Güneş'i ve bir Ay'ı olan ve Mars, Neptün, ve Jüpiter- -
Celui qui a un soleil et une lune et Mars, Neptune, et Jupiter- -
Neptün o tahtın üzerinde korkmadan ve vicdan azabı çekmeden oturabilir ama biz faniler...
Le Neptune passerait son chemin sans le moindre remords. Mais nous, pauvres mortels...
Tanrı'dan sonra gelen "Neptün" ün yeni Efendisi Majestelerinin şerefine içiyorum.
À la santé du nouveau maître après Dieu du Neptune.
- "Neptün" ün Üsteğmeni elimde!
- Et le Premier Lieutenant du Neptune.
Neptün, Neptün... Dur bakalım, İspanya'ya gidiyordu, değil mi?
Il était bien en route pour l'Espagne?
Cömert İspanyol subaylarının bizleri prensler gibi karşıladığı güzel gemi "Neptün" e benzemiyordu.
Pas comme sur ce Neptune, où ces officiers espagnols nous ont reçus comme des princes.
Bu yüzden, bir korsan olarak, sizleri çok sevdiğiniz "Neptün" ün seren direğine astırmak zorundayım.
En bon pirate, je vais devoir vous pendre à la vergue de votre cher Neptune. Vous danserez la gigue à six pieds du sol.
"Neptün" e üç fıçı rom alınacak.
" Trois barils vont être embarqués à bord du Neptune.
Yani, o önemli muhterem kisilik şafak vakti "Neptün" e çıkıp şeyini...
Ce noble et honnête homme a l'intention d'investir le Neptune à l'aube, afin d'emporter son...
Don Alfonso "Neptün" ün kaptanlığına getirildi.
Don Alfonso a été promu Capitaine du Neptune.
Taht tekrar "Neptün" e götürüldü.
Le trône est à bord du Neptune.
Neptün'ün Aptallığı'na bakıyorum.
Cherchez le Neptune's Folly.
Niye Neptün'ü buraya sığdıramıyorum?
Pourquoi Neptune ne rentre pas dans le cadre?
Neptün'ün haline bak!
Regarde l'état de Neptune!
- Neptün'ün haline bak.
- Regarde Neptune.
Neptün'e kadar her yeri görebiliyorsun.
On voit jusqu'à Neptune.
Fırlatıldıktan 13 yıl sonra Voyager 1, Neptün'ün yakınından geçti ve sonunda güneş sistemimizden ayrıldı.
13 ans après son lancement, Voyager 1 a dépassé Neptune et a quitté notre système solaire.
Neptün?
Un typhon?
Şu, Almanların fatihi, kudretli Neptün'ü alt eden şu muzaffer?
Laisse-moi, j'ai mal à la tête.
Hele, Neptün'ü alt edecek yetenekte biri, hiç çıkmaz.
Tes douces paroles ont apaisé mon courroux.
Düşünüyorum da "Neptün"...
Je pensais que le Neptune...
Sıcak bir karsılama onları bekler "Neptün" de 70 top vardır.
Avec nos 70 canons, ils auraient droit à un sacré accueil.